Burada mısınız traduction Anglais
1,630 traduction parallèle
Burada mısınız?
Are you here?
- Hala burada mısınız?
- Are you still here?
Burada mısınız, bayan?
Are you here, ma'am?
Hâlâ burada mısınız?
You're still here?
Bu kadar uzun süredir burada mısınız?
You've been here that long?
Warren'ın kız arkadaşı burada mı?
I told them I'd allow it on Halloween but that's it.
öğretmenler odasına aspirin içmeye gidiyorum. bana bir iyilik yapın ve, ben burada yokken neden birbirinize karşı bu kadar acımasız olduğuzu iyice bir düşünün.
I'm going to the teacher's lounge to get an aspirin While I'm gone, do me a favor and just consider why it is you insist on being cruel to one another
Kızının evindeki odası hazır olana kadar burada tutamaz mıyız?
Can't we just keep her here until her room at her daughter's house is ready?
Burada toplanır mısınız?
Gather around here for a second.
Burada yalnız mısın?
You down here alone?
Burada olduğum için şanslısınız.
You're lucky I'm here.
Burada çıkarttığımız bir gazete, başkanın ofisi için bir ilan değil.
Anderson : It's a newspaper we put out here, not a bulletin for the mayor's office.
Burada yalnız mısın Hank?
- You here by yourself, Hank?
Kocanızın burada olmadığının ve kontrol edemediğimiz çok fazla şey olduğunun farkındayım.
I know your husband's not here and I know there are a lot of things going on here that we have no control over.
Bu durumdan en az senin kadar rahatsızım, Lois ama, seni burada tutmanın tek yolu bu.
I don't like it any more than you do, Lois... but it's the only way to keep you here.
Farkında mısınız, burada benim yetkimde olan bir ulusal güvenlik sorunu var.
You know, there is a question of national security here that is in my jurisdiction.
Burada sınırlarımızı zorlayacağız.
We go the extra mile here at the Montecito.
Adalet Birliği iletişim cihazlarımızın burada çalışmaması çok yazık.
It's a shame our Justice League comm-links don't work here.
Karınız burada mı çalışıyor?
Your wife works here?
Çünkü burada meteliksizim, aptal aptal dolanıyorum ve bir de, bir kız var yani anlayacağın yardıma ihtiyacım var.
Coz there's this poor... and stupid and shit... beaten up woman I know that I've got to help.
Burada oturup eş ve anne olmaya dair teste tabi tutulmayı. Özellikle kızımın geleceği hakkında endişe duyarken.
Sit here and be tested as wife-mother material while I'm worried about my daughter's future.
- Pekâlâ millet, Aziz Randolph'un kutsamasını istiyorsak burada sadece iki kişi kalabilir o yüzden geri kalanınız içeride beklemek zorunda, tamam mı?
I'm gonna - Okay, people, if we want to receive St. Randolph's blessings, we can only have two people out here at a time, so the rest of you are gonna need to wait inside, okay?
Ama sizin burada yaptığınız şey yardım falan değil.
But what you do here.. That's not help!
Burada ise algoritma, bilgisayara, kamu kayıtlarından alınan bilgilerden hangisini saklayacağını, hangisini "bir blok halinde" atacağını, hangisini konu dışı olarak ayıracağını söyleyecek ; ta ki bu veri yığınından yavaş yavaş anlamlı bir şekil belirinceye kadar. Eğer şanslıysak bu şekil elimizdeki mevcut şekil ile bağlantılı olacak, yani rastgele seçilmiş okul nişancımızın profili ile.
Well, in this case, the algorithm tells the computer which details from the public records to keep and which to "chip away at" - - which to discard as irrelevant- - until slowly an image appears from this massive block of data... which, you know, if we're lucky, correlates with an already existing image :
Sevgili Veliler, kısa bir süre için burada toplanır mısınız?
Attention, parents, can I get you all around here for a few moments?
Sonunda, ulaşmak için tek yolum. yıldız geçidi kaldı ve aygıtı bir avuç jaffa'mla aramak zorunda kaldım ve ben burada sıkışıp kaldığımda, beni kurtarmanın bir yolunu bulmak için buradan ayrıldılar.
In the end, my only recourse was to access it via the Stargate and secure the device with a handful of my Jaffa, and when I became trapped in here, they set off in search of a means of freeing me.
Evet, bizim de burada pullarımız var arkadaşlar ama, biraz sessiz olamaz mısınız?
Yes, we're all very scaled down here, but must you be so loud?
Peki, Doris, burada bir oda için herhangi bir yaş sınırlamanız var mı?
So, Doris, are there any age restrictions on getting a room here?
Bir adam bu sözleri asla unutmadı. Bugün burada içtenlikle karşıladığımız adam. Nobel Komitesi ve Norveç Parlamentosu bu yılın Nobel Ödülü için bu adamı seçti.
One man never forgot those words, the man we welcome among us today, the man whom the Nobel Committee of the Norwegian parliament has selected for this year's award of the Nobel Prize,
Hayali bir mekân burada tüm ruhlarımız görünür, anladın mı?
Well, there's a spectral plane where all of our auras are visible, see.
Merhaba, babasını tedavi edip, ismini hatırlamadığım ve niye burada olduğunu bilmediğim kız.
Hi, Dr. House. Hello, girl whose name I don't remember, but whose dad I treated, so I don't really know why she's here.
Evet, ama siz burada hiç şaka kaldıramaz mısınız?
Yeah, but can't you guys take a joke around here?
Burada tek başınıza mısınız?
What, you're here all by yourself?
Merkezi elektrik süpürgesine dönüyoruz. Jordan'ın komşularının çoğundan topladığımız referans örneklerini kullanacağız. - Onları burada işlenen katmanlarla karşılaştıracağız.
We go back to the central vac... using the reference samples we collected from most of jordan's neighbors... compare those to the layers processed in the tec here... and through process of elimination, we can determine which layer belongs to the next-door neighbor.
Buradaki oyunları öğrenmeye odaklansanız iyi olur. Çünkü bunlar bizim oyun planlarımızın aynıları. Ve eğer bunları burada öğrenirseniz ki hepimiz burada öğrendik.
Now, you guys really want to focus on learning these plays'cause these are the exact same plays that we run, and if you learn it right here like we all did, you'll have a pretty solid understanding of what's gonna be expected
Bayım, burada durmamalısınız.
Sir, you shouldn't be here.
- Kesiyorum... Çünkü sokağımızın karşısında bir canavar var ve beni kötü duruma düşüren Barney Fife da burada!
- I am snapping because there is a monster across the street, and Barney Fife here is making me sound like the bad guy!
Hala burada mısınız siz?
You still here?
Ve bu minik dostlarımızdan burada olduğu için sizler şanslısınız.
And you are-You're lucky to have it here in your company. I'll
Kalbi genel bir alıcı için mi alacağız, yoksa alıcı burada mı?
Are we harvesting the heart for U.N.O.S. Or is the recipient here?
Bütün gün burada oturacak mısın, yoksa tenis oynayacak mıyız?
You Staying In Here All Day Or We Gon'Play Tennis?
Kadın popolarının satılmaması konusunda sıkı kurallarımız var burada. ... bu yüzden, kurtul onlardan.
We have a strict policy against selling ass for cash in opus, so get rid of them.
Burada hayatlarınızı kurtarmaya çalışıyorum.
I'm trying to save your lives here.
Tur için burada olmalısınız.
I'm nurse stiles. You must be here for a tour.
Buranın müdür yardımcısı yakın arkadaşımdır. Aile toplantılarımızı burada yapmamız için kapılarını bize açma nezaketini gösterdi.
Wouldn't yYou know... vice principal of this place happens to be a very close friend of mine, and he was nice enough to open his doors to us and allow us to have our family meeting here.
Dublör Mike, burada sınırsız hesabım olduğundan sana Virgin Pina Colada ısmarlayayım mı?
Well, Stuntman Mike, since I have a tab here, can I buy you that virgin piña colada?
Bir vizyon ve asil bir amaca sahip yeni programımızın lansmanını kutlamak için hepinizi burada görmek güzel.
It's good to have you all here to help celebrate the launching of a programme with a vision and a noble purpose.
Eğer çizginin dışına çıkarsanız ya da bana ihtiyacınız olursa, burada olacağım.
If you get out of line or you need me, I'll be right here.
Bu haftasonu Vanessa'nın kardeşinin arabası bende kalıyor ve burada Humphrey malikanesinde, son derece büyük bir mutfak masamız var.
I'm the guardian of vanessa's sister's van for the weekend, and we here at the humphrey manor have an oddly large kitchen table.
Sana baktığım zaman tam burada aramızda dünyanın gerisiyle bir bağımız var.
When i look at you, here's this perfect line from me through you to the center of the earth.
Burada gördüklerinizi yazacak mısınız yine de?
But you'll still write of what you've seen here?
buradayım 1669
buradasın 260
burada 4271
burada ne yazıyor 27
burada ne işin var 798
burada ne arıyorsun 599
burada da 32
buradan 750
burada kimse yok 180
burada mısın 154
buradasın 260
burada 4271
burada ne yazıyor 27
burada ne işin var 798
burada ne arıyorsun 599
burada da 32
buradan 750
burada kimse yok 180
burada mısın 154
burada neler oluyor 706
burada ne yapıyorsun 1049
buradan gitmek istiyorum 41
burada ne var 74
burada ne işim var 33
buradaydı 142
buradasınız 63
buradan git 21
buradan defol 18
burada dur 141
burada ne yapıyorsun 1049
buradan gitmek istiyorum 41
burada ne var 74
burada ne işim var 33
buradaydı 142
buradasınız 63
buradan git 21
buradan defol 18
burada dur 141