Buraya bak traduction Anglais
4,648 traduction parallèle
- Nick, buraya bak.
- Nick, over here.
Buraya bak, fazla gelişmiş.
Hey, growth spurt.
Buraya bak, efendi!
Look here, sir!
Buraya bak!
Look over here!
Buraya bak.
Look over here.
İçeriye girmeden önce buraya bakıp ne alacağıma karar vermek istedim.
I was trying to figure out what I was gonna have so I knew walking in.
Charlotte, buraya bak.
Hey, Charlotte, over here.
Müfettiş, buraya bakın.
Look here, inspector.
Jiao Bey, buraya bakın.
Mr. Jiao, look here.
Ate, buraya bak.
Ate, look here.
Buraya bak lanet olası!
you...
- Evet, buraya bakın.
- Right. Look here.
Buraya bak!
Look here!
Burada! Buraya bak!
Over here Look here!
Niye buraya bakıyorsun?
Why are you looking here?
Hey, buraya bak.
Hey, right here, pay attention.
Tanrım sen koru, bir polis memuru buraya bakıyor.
Oh, dear Lord, a police officer's glancing in our direction.
♪ Buraya bak, geldim bile
♪ Watch out, here I come
Buraya bak.
Over here.
Buraya bak.
Look.
Buraya bak, hiçbir şey söyleme.
Look here, shh, don't say anything.
Buraya bakın!
Over here!
- Buraya bakın. Harika.
Look right here.
Buraya bak, doktor!
This one, Doctor!
Buraya bakın.
Look here.
Buraya bakın millet.
Look up here, y'all.
Tamam, bak. O buraya geldi.
Okay, look, she came by.
Bak buraya.
Look here.
Belki Sweets'i çevreyi psikolojik bakış açısıyla analiz etmesi için buraya çağırabilirsin.
Maybe you should bring Sweets here to... analyze the environment for psychological insights.
- Bak buraya bir şey için geldim.
- Look, I came here for a reason.
- Bak buraya kavga etmeye gelmedim.
- Look, I'm not here to fight.
Tek başına oturuyordu orada sonra buraya geldi ve ona bakıp durmayı kesmemi söyledi.
He was alone, he came here just to tell me to stop staring at him.
Bak bana, buraya bir polis olarak değil onun abisi olarak geldim
Look here, I've come here as her brother, not as a cop
Madem burada sorumluluk sende o halde bizi gözetleyenleri de tanıyor olmalısın. Bak Hoyt, ben buraya gelen herkesden haberdar olamam.
If you are the team leader, then you're supposed to know- - look, Hoyt, I don't know every vehicle that's going to come on to the ranch.
Bak, işler rayına oturduğunda buraya ortak olacağım.
Look, when things settle down, I'm gonna be a partner.
Ayak izlerine bakılırsa onları buraya kadar kovalamış çukura düşünce şüpheliler geri dönüp onu vurmuş.
Based on some footprints, it looks like he was chasing them down, he fell into the hole, and the suspects circled back and shot him.
Ama bak, Doktor Jaeger yakında buraya gelecek.
Doctor Jaeger's on his way over.
Bakın, ben buraya Dedektifi uyarmak için geldim.
Now, look. I'm...
Bak, buraya ne kadar kötü biri olduğumla ilgili bir ders vermeye geldiysen, zahmet etme.
Look, if you came in here to give me another lecture about what a horrible person I am, don't bother.
Bak, buraya geldik ve bazı cevapları aldık. Elimin durumunu öğrendik.
Thought you were gonna tell me to go away again.
Bak... Şuraya bak... Al, buraya yaz.
Look... look, here... here, just write it down.
Bakıyor mu buraya?
Is he looking now?
Caleb, bak. Mona annemi öğrenmiş. Buraya geldi.
Caleb, look, Mona found out about my mom and she came here.
Bak, neredesiniz bilmiyorum ama babana söyle dönsün ve buraya gelin, tamam mı?
What? Look, I don't know where you are but you've got to tell your dad he's got to turn around and you guys have to get here now, ok?
Şey, bak, yay içine sıkışmış bir adam tarafından eleştirilmeye gelmedim buraya!
Well, look, I didn't come here to be criticized by a man stuck in a coil!
Bakın buraya doğru geliyor olabilirler şimdi.
Look, look, they could be on their way here right now.
Buraya iyice bir bakın bu güzel alana.
Take a look at this place, this beautiful place.
Bakın çocuklar, buraya havuz yaptığımızda evimizin değeri artacak.
See kids, by putting this pool in is gonna increase the property values of our home.
Hayley, buraya ailenle ilgili bilgi toplamak için geldin. Ateşi olan bir vampire bakıcılık yapmak için gelmedin, lütfen ama.
Hayley, you came here to gather information about my family, not to play nursemaid to a vampire with a temperature.
Karl ve ben sabah buraya geldik, ve birbirimize bakıp, şöyle,
So KarI and I came in here this morning, and looked at each other, Iike,
- Bak buraya.
- Look here.
buraya bakın 124
bakın 5588
bakin 38
baker 135
bakalım 1238
bakersfield 28
bakar mısınız 174
bakıyorum 163
bakire 33
bakarım 81
bakın 5588
bakin 38
baker 135
bakalım 1238
bakersfield 28
bakar mısınız 174
bakıyorum 163
bakire 33
bakarım 81
bakma 203
baktım 85
bakire misin 19
bak sen 266
baksana 1623
bakarız 131
bakan 73
bak ne diyeceğim 537
bakacağım 88
bakar mısın 103
baktım 85
bakire misin 19
bak sen 266
baksana 1623
bakarız 131
bakan 73
bak ne diyeceğim 537
bakacağım 88
bakar mısın 103
bakalım neler olacak 16
bakmadım 27
bak ne buldum 97
bakın kim gelmiş 88
bakalım ne olacak 31
bak baba 73
bakayım 533
bakmak yok 20
bakire meryem 30
bakın şimdi 40
bakmadım 27
bak ne buldum 97
bakın kim gelmiş 88
bakalım ne olacak 31
bak baba 73
bakayım 533
bakmak yok 20
bakire meryem 30
bakın şimdi 40