Bıktım senden traduction Anglais
411 traduction parallèle
Bıktım senden!
I'm fed up with you!
Ama doğrusu bu, bıktım senden!
Well it's the truth, I'm fed up with you!
- Bıktım senden!
- I've had enough of you
Bıktım senden.
I'm sick of you.
Bıktım senden!
And on top of all that, now you!
Bıktım senden.
I'm sick of you!
Artık bıktım senden!
I've just about had it with you!
Bıktım senden, patronun kim?
I've had enough with you, who's your boss?
Bıktım senden.
I'm sick and tired of you.
Bıktım senden.
I'm convinced.
Bıktım senden.
I've just about had enough of you.
Bıktım senden, kindar, fönlü, yaşlı domuz!
I'm fed up with you, you rancorous, coiffeured old sow!
Bıktım senden Miller.
I'm fed up with you Miller.
Senden bıktım.
I'm tired of you.
Senden, tiyatrondan ve entrikalarından bıktım artık.
I've had enough of you, your theatre and your schemes.
Senden akıllı davranmalarından bıktım.
I'm just tired of everybody outsmarting you, that's all.
Senden korkunç derecede bıktım Stevens.
I'm getting awfully sick of you, Stevens.
Ayrıca senden bıktım.
I'm also tired of you.
Çirkinsin, yaşlısın ve senden bıktım.
You're old and ugly and I'm sick of you.
Senden ve maskaralıklarından bıktım.
I have enough of you and your tomfoolery here.
Senden bıktım.
I'm fed up with you.
Senden de, ayyaşlığından da bıktım artık.
I'm through with you and your drunkenness.
Bu yerden bıktım artık, senden de bıktım!
I'm sick of this place, sick of you!
Teşkilattan da Wilks'ten de bıktım. Senden de.
I've had a bellyful of the department and Wilks... and you.
Senden bıktım, usandım, Hooker.
I've had a gutful of you, Hooker.
Senden bıktım artık, cahil köylü.
I've had enough of you, you ignorant hillbilly.
- Artık yeter, sıradan işçi! Senden bıktım!
- Section hand, I've had you!
Senden ve o sinsice konuşmalarından bıktım.
I'm getting fed up with you and your insidious talk.
Senden ve senin fikirlerinden bıktım.
I'm fed up with you and your ideas.
Senden de kaynanandan bıktım artık, tamam mı?
You're not much good without that horrible mother-in-law of yours, are you?
- Senden bıktım, usandım, domuz!
¬ Wake up! ¬ So kill him.
Senden bıktım.
I am sick of you.
Seni sevmiyorum, senden bıktım.
I don't love you, I'm sick of you.
Bıktım usandım senden.
I'm sick and tired of you.
Senden de vücudundan da bıktım.
I'm fed up with you and your body.
Bıktım artık senden, menajer parçası seni.
I'm sick of you. You're just an agent.
Senden de Russell'dan da bıktım.
I'm sick and tired of you and Russell.
- Senden ölümüne bıktım!
- I'm so sick of you I could die.
Senden bıktım.
I'm sick of hearin'yer.
Cehenneme kadar yolun var, bıktım artık senden.
Go to hell, I've had enough of you.
Senden bıktım.
I'm sick of you.
Bıktım artık senden!
I've had it with you!
Ben de senden bıktım!
And I've had enough of you!
Bak, senden, çocuklarından, karından ve tüm ailenden bıktım.
Look, I'm fed up with you, your kids, your wife and your whole family!
Bu yarıştan da senden de bıktım!
I'm sick of this race and I'm sick of you!
Bıktım artık senden!
I'm fed up!
Senden bıktım, bana acı veriyorsun.
I'm bored with you bleeding me.
- Senden bıktım, Eddie.
- I had enough of you, Eddie.
Senden bıktım.
I've had it with you.
Senden ve aptal filmlerinden bıktım.
I'm fed up with you and your stupid movies.
Senden bıktım.
Oh, i'm so sick of you!
senden çok hoşlanıyorum 54
senden hoşlanıyorum 151
senden 190
senden nefret ediyorum 468
senden bir ricam var 16
senden rica ediyorum 16
senden hoşlandım 83
senden ne haber 103
senden önce 17
senden iğreniyorum 30
senden hoşlanıyorum 151
senden 190
senden nefret ediyorum 468
senden bir ricam var 16
senden rica ediyorum 16
senden hoşlandım 83
senden ne haber 103
senden önce 17
senden iğreniyorum 30