Bırakacağım traduction Anglais
5,713 traduction parallèle
Seni yalnız bırakacağım...
I'll leave you alone for all...
Senin için Mike'ın peşini bırakacağım.
I let it go with Mike for you.
Bir zamanlar, "Emekli olunca içkiyi bırakacağım." derdin.
You used to say : "When I retire, I'll stop drinking".
Dedin ki, "Emekli olunca içkiyi bırakacağım, Lyosha."
You said : "When I retire, Lyosha, I'll stop drinking".
Sigarayı da bırakacağım.
I'll stop smoking too.
Echo programını bana getirdiğinizde Nina Sergeevna'yı serbest bırakacağım.
When you deliver the Echo program to me, I will let Nina Sergeevna go free.
Bir gün bu kadının peşine takılmayı bırakacağım.
One of these days, I'm gonna stop chasing this woman.
Bak telefonumu açık bırakacağım, yani ne zaman olursa ara beni.
I'm gonna leave my phone on, so call me whenever you can.
Üstesinden geleceğim ve arkamda bırakacağım.
I'm gonna get over it. I'm gonna move on.
Sadece sormayı bırakacağım artık.
I'm just gonna stop asking.
Buddy'yi burada bırakacağım.
I'll leave Buddy here.
Bırakacağım ama önce ilk soruma cevap ver.
I will, but first answer my question.
Bırakacağım.
I will.
Bizim burada ardımızda ne bırakacağımızı Tanrı bilir.
Come on. God knows what we're going to leave behind.
Seni bütün bu hasta çocuklarla baş başa bırakacağım için üzgünüm ama bu Joel'in önümüzdeki iki haftadaki tek boş zamanı.
Lemon... Listen, I just don't want to make the wrong choice, AnnaBeth. I have done that too many times before.
Hayır, bunu sana bırakacağım.
No. No, I will leave that to you.
Seni öylece bırakacağımı mı sanıyorsun?
You think I'll just let you leave?
Bırakacağım sadece, tamam mı?
I'm just gonna set it down, all right?
Bırakacağım.
Oh, I will.
Gizemin çözülmesini siz dâhilere bırakacağım.
I'll lead the mysteries solving to you, geniuses.
Güvenli bir şekilde uzaklaştıktan sonra bombayı devre dışı bırakacağım.
Once we're safely away, I will deactivate the bomb.
Telefonunuzu kullandıktan sonra rahat bırakacağım sizi.
I'll just use your phone and be on my way.
Onu serbest bırakacağım.
I'll get him free.
Seni neyle bırakacağım?
What have I left you with?
Seni de Molly ile yalnız mı bırakacağım?
- Leave you alone with Molly?
Not bırakacağım.
I'm gonna leave a note. Yeah, I should leave a note.
Sanırım detayları anlatma işini başka birine bırakacağım.
But I think I'm gonna let somebody else iron out the details.
Seni çok kısa bir süreliğine yalnız bırakacağım, tamam mı?
I got to leave you for a second, okay?
Senin kararına bırakacağım.
I'll leave that to your better judgment.
Parayı bırakacağım yeri söyledi.
Saying where he wanted the money dropped.
Önce miktarı söylemek için arıyorlar ardından birkaç saat sonra arayıp nereye bırakacağımı söylüyorlar.
They tell me how much, then they'll ring back a few hours later, say where they want it.
Her şeyi profesyonel yöneticilere bırakacağım.
I'm going to leave everything to professional management.
Tabii ki çocukları okula bırakacağım, değil mi çocuklar?
Of course I'm taking the kids to school, right, kids?
Bırakacağım.
Hey, I'll... I'm done.
- Seni evine bırakacağım.
I'll give you a lift home, love.
Evet, konuştuğumuz yere parayı bırakacağım ve... uzak duracağım.
Yeah, I'll leave the money where we said and, er... I'll stay away.
Sanırım dersini bırakacağım.
I think I'm gonna leave your class.
Seni bırakacağımı mı sandın?
Did you think I'd just let you go?
Gerisini sizin hayalgücünüze bırakacağım.
I shall leave the rest to your imagination.
Bırakacağım.
And I'll stop.
Korkunun hepimize yoldaş olduğunu her zaman hatırlamak için,... sana bir şey bırakacağım.
I'm going to leave you something, just so you'll always remember..... fear makes companions of us all.
Seni de Molly ile yalnız mı bırakacağım?
And leave you alone with Molly?
Dedektif, Vali konukları ne zaman serbest bırakacağımızı soruyor.
Detective, mayor wants to know when we are releasing the guests.
Isıtıcılarını devre dışı bırakacağım, böylelikle sensörlere yakalanmayacaksın.
I'm gonna have to turn down your warmers, so you can get past the sensors.
Sadece iki üç saatliğine, eğer ikna olmazsan, peşini bırakacağım.
Give it two or three hours, and if you're not convinced, then just walk away.
Katil balinayı sana bırakacağım, sen de katilsin çünkü.
I'm gonna save you the orca'cause you're a killer.
Şu sigarayı nasıl bırakacağım ben?
Man, how the hell am I gonna quit smoking?
Pekala, nereye ve kimin adına bırakacağını anladın mı?
All right, you know where and who?
Ayılarımız Adam ve Eve güçlerini geri kazandıklarında kapılarımızı halka açmaya çok yaklaşmış olacağız ve bunu yaptığımızda, hayvanlarımızın büyük bir etki bırakacağına güvenimiz tam.
'With our bears Adam and Eve back to full strength,'we are closer than ever to opening the gates to the public. 'And when we do,'we're confident our animals will make quite an impression.'
Jack Fuller gibi bir adamın adres bırakacağını mı sanıyorsun?
You think a guy like Jack Fuller leaves a forwarding address?
Yeniden yapılanma projelerimize nakit akışı sağlamak için sermaye kaynaklarımızın bir kısmını serbest bırakacağız.
We free up some of our capital funds to cash flow the reconstruction projects.
bırak 1242
bırak beni 1950
bırakma 58
bırakıyorum 119
bırakma beni 65
bırakın 390
bırakmam 34
bıraktım 124
bırakmayacağım 38
bırakın beni 769
bırak beni 1950
bırakma 58
bırakıyorum 119
bırakma beni 65
bırakın 390
bırakmam 34
bıraktım 124
bırakmayacağım 38
bırakın beni 769
bırak onu 1012
bırakalım 42
bırakın gelsin 27
bırakın gitsinler 39
bırak gitsin 444
bırakmak mı 26
bırakın geçeyim 78
bırak kalsın 58
bırak gitsinler 68
bırakın gitsin 138
bırakalım 42
bırakın gelsin 27
bırakın gitsinler 39
bırak gitsin 444
bırakmak mı 26
bırakın geçeyim 78
bırak kalsın 58
bırak gitsinler 68
bırakın gitsin 138