English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ B ] / Bırakma

Bırakma traduction Anglais

7,777 traduction parallèle
Hayır, bırakma.
Do not let go!
Onu sakın bırakma Brian.
Hold on to that, Brian.
Onun sanatı tamamen bir iz bırakma üzerineydi, plaktaki iğne gibi.
Her art was all about leaving a mark, like a needle in a record.
Bırakma beni.
Don't leave me.
Frank, lütfen beni yalnız bırakma!
Frank, please don't leave me alone!
- Lütfen beni bu çatlak karılarla yalnız bırakma.
- Yes! Please don't leave me alone with those crazy women.
Sakın bizi bırakma.
And don't let us go.
Mitch, unutma... derin su akıntılarının üzerine çıkmadan ve hava hortumunun sonuna gelmeden sakın radyofarı bırakma.
Mitch, remember... once you're above the deep water currents... go to the end of your umbilical and only then release the beacon.
# Sakın bırakma beni Bırakma beni
♪ Don't let me go Let me go
Açıkçası, personel alma memurlarının arasında kadınları işsiz bırakma ve evlerine dönmelerini sağlama fikri var.
To be frank, there is talk among recruiters about letting women stay unemployed and, well, return to the home.
Bırakma bizi!
Don't leave us!
Beni burada bırakma
Don't leave me here.
Bana sıkıca tutun ve ne olursa olsun, sakın bırakma.
Hold on to me and don't let go no matter what.
Düşük özgüven, suiistimal veya başka boktan meselelerden dolayı kendini seksten yoksun bırakma durumu.
It's like depriving yourself of sex because of low self-esteem, or abuse or other gnarly shit. - That's great.
Bastır Henry! Bırakma Henry!
Come on, Henry!
Bırakma.
Go for it.
Sana ihtiyacımız var. Bizi bırakma.
We need you, so don't go away now.
Bırakma beni, lütfen!
Don't leave me, please!
- Elimi tut. Bırakma sakın.
Grab my hand.
- Elimi bırakma.
Don't let go of my hand.
Beni böyle bırakma, lütfen!
Don't leave me like this, please!
Beni yanlız bırakma!
Don't leave me alone!
Beni bırakma!
Don't let go!
Whit, beni burada bırakma!
Whit, don't leave me here!
Beni burada bir başıma bırakma.
Don't leave me hanging here.
Beni bırakma.
Don't leave me yet.
Ve telefonları almalar uyuşturucuları bırakmalar ve lanet olası tanık bırakma.
And with taking the phone and leaving the drugs and leaving a fucking witness.
Ve bu mektup da beyazları silahsız bırakma isteğiyle yazıldı.
And this letter, had the desired effect of disarming white folks.
Beni seni incitmek zorunda bırakma.
Don't make me hurt you.
Hiçbir yerde iz bırakma.
No trace of the passing
Deneme işini bize bırakma, Tom.
Just don't keep us guessing, Tom.
Philippe, beni bırakma!
Don't leave me!
- Bırakma sakın.
- Don't let go
Ama inciteceğim, beni bunu yapmak zorunda bırakma.
I don't want to hurt you, but I will. So don't make me.
Günlük işini bırakma, tamam mı?
Don't quit your day job, okay?
Siz çocukların beni Santa Monica'ya bırakma şansınız var mı?
Any chance you guys can give me a ride to Santa Monica?
Beni burada yalnız bırakma lütfen!
Please don't leave me here alone.
Beni bırakma!
Don't leave me!
Beni muallakta bırakma.
All right. Don't keep me in suspense.
- Ya da bırakma.
You know what, don't.
- Onu bırakma.
- She's a keeper. She is.
Sonra sen gidince onu bırakma dedi.
"Well, you better get after her'cause she's a keeper."
Lütfen gitme, bırakma beni.
Please don't go.
Lütfen bırakma beni, sensiz çok yalnızdım.
Don't leave me. Please don't leave me. I've been so lonely without you.
Lütfen bırakma beni, geri gel.
Please don't leave me. Come back.
Lütfen, beni bırakma, bırakma beni.
Please don't leave me. Don't leave me.
Lütfen, bırakma beni, lütfen.
Please don't leave. Please don't.
Bırakma sakın.
Don't let go!
Beni bırakma!
Don't go.
Koşmayı bırakma.
Don't stop running.
- Savaşı bırakma.
Hey, keep up the fight.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]