Daha yukarı traduction Anglais
1,760 traduction parallèle
Daha yukarı kaldırın!
Raise'em high!
Hayır, biraz daha yukarı.
No, little further up.
Daha yukarı.
Way forward.
Daha yukarı.
Higher.
Daha yukarı çıkmalısın.
You need to get higher.
Aslında daha yukarıdan bıçaklanmış
He was actually stabbed in the upper thigh.
O çıtayı belirledi. Bizim şimdi onu daha yukarıya koymamız gerek.
he set the bar. now we need to raise it higher.
Biraz daha yukarı.
A little bit higher.
- Yukarı, daha yukarı...
- Up, up more...
Biraz daha yukarı McGee.
A little higher, McGee.
Işığı daha yukarı kaldırıyorum.
I move the light higher.
Biraz daha yukarı.
More.
Ne olur, bir kez olsun beni şu, değerli Peyton'ından daha yukarı koy. Ve senden istediğim bu tek bir şeyi yapıver.
You know, could you do me a favor, just once, and put me above your precious Peyton, and do something that I ask you to do?
Daha yukarı!
Too high!
İlişkimizi bir basamak daha yukarıya almaya karar verdik. Bu yüzden, bir arkadaşımızdan bize katılmasını istedik.
We thought we needed to add another level to the relationship, so we asked a friend to join us.
Bacanın ordan, biraz daha yukarıdan.
Get up a littlehigher by that chimney.
Doğru, sonra Donahue'yu buldunuz, şimdi de daha yukarıda birilerini arıyorsunuz.
- That's right, and then you worked your way up to Donahue and now you're working up to someone above Donahue.
Şimdi, Munoz'dan Donahue'ya ulaştınız, şimdi de daha yukarı çıkmaya çalışıyorsunuz.
Now, see, you've gone from Munoz to Donahue, and now you're looking even farther up the chain.
Şimdi çok anlamlı, dairenin etrafında dönüp duruyorsun eğer düşersen duvarlar öyle yükselir ki bir daha yukarı çıkamazsın.
'Cause right now you're just circling the rim. If you fall down, you'll find the walls are so steep you'll never get out.
Aşağı ve yukarı kavramları daha sonraları ayakta durmaya başlayıp "Homo Erectus" olduklarında gelişir.
The idea of up or down comes later, with standing position, when they become "Homo Erectus".
Ama yukarıda bir tane daha var.
But above her there is one more madam.
Yukarı çıkıp size yardım getirsem sanırım daha iyi olacak.
Maybe I should go up and get some help and then come back for you guys.
Yukarıya çık da bir iki fotoğraf daha çekeyim.
Why don't you hop up and we'll take some more shots.
- Yukarısı daha aydınlık...
Well, it's lighter up here, and, er...
Tamam, saçlar yukarı.Pembeler daha açık olsun.
All right, hair, up. The pinks, brighter.
Daha sonra yukarıya doğru çıkıyor.
Then it goes up.
1957'de devriyeye başladıklarından beri buzun altında seyrediyorlar ve yukarı bakan radarlarıyla kalınlığını ölçüyorlardı çünkü sadece 105 cm, ya da daha az kalınlıktaki yerlerde yüzeye çıkabiliyorlardı.
Since they started patrolling in 1957, they have gone under the ice and measured with their radar looking upwards to measure how thick it is because they can only surface in areas where it's three and a half feet thick or less.
Bu, yukarıdaki kayıt tutan Tanrı'nın yaptığından çok daha zor.
That's far more painful than a record-keeping God up in the skies.
Eğer yapabilirsen, yukarıya daha sonra çık.
Hold off on going up if you can.
Pekâlâ, ilk olarak yukarı çıkıp arkadaşına bir daha bu eve gelemeyeceğini söyle.
Okay, first of all, I want you to march back upstairs and tell your friend he is no longer welcome in this house.
Aklın bir karış yukarıda. Daha önemli bir şeyler düşünsene.
You need to get your head out of the clouds and think about something that matters.
Yukarıdaki o lanet rahibelerinizden çok daha iyi durumda.
He's in a lot better shape than those fuckin'nuns you got up there.
Hayır. Eyaletin yukarısındaki arkadaşını ziyaret ettikten sonra morali çok daha düzelmişti.
No, he's been in a much better mood ever since he visited a friend of his upstate.
Yukarıda daha fazla koruma olmalı.
There's gotta be more guards on board.
Belki de daha sonra yukarı çıkıp, ona bir merhaba diyebiliriz.
Maybe we could pop up and see her later. Maybe you could.
- Şey, birçok şey elde ediyorum, iman, güven, inanç, şöyle ki... yukarıda herhangi bir tıp görevlisinden daha güçlü bir varlık var.
Well I've got a lot out of it : I've got faith, I've got trust and a belief that there is a person out there who is stronger than any medical person. Right.
Bilirsin, hep aynı derler ama bence sağdan sola kazımak yukarıdan aşağıya kazımaktan daha hızlı.
You know, they say it's all the same, but I really think side-to-side is faster than up-and-down.
Ve şu restorandaki iş... Yukarı Batı Yakası'nda çalışan bir mankenin kızına ve daha önce çalışmamış birine göre iyi bir garsondun.
And the Java job... you're a mighty good service-industry worker for the daughter of a model living on the upper west side who never held a job before.
Yukarısı Bayan McCluskey'in ortancalarından daha iyi.
It's better here than mrs. Mccluskey's hydrangeas.
Yukarıdan söylenmedikçe ve sen aksini duymadıkça, bu lanet olası kapılardan daha fazla açmayacaksın!
Until I feel chain-of-command down on this and until you hear otherwise, you will not- - I repeat not- - pull down any more... fucking wood!
Kesin olan şu ki, yukarıdan bakınca daha iyi görünüyor.
That's for sure. He looks a lot better from up here.
- Daha yeni yukarıda ameliyata aldılar.
- They just took her up to surgery.
Daha sonra, kamera sahneye yukarıdan bakar... Geometrik olarak temiz, tanrısal bir bakış sağlar.
The camera then provides a kind of a geometrically clear God's point of view shot image of the entire scene.
Daha yukarı.
So — All right.
Bu sorunu çözene kadar yukarıda beklemeniz muhtemelen daha güvenli.
It s probably safer for you to stay up there until we can sort this problem out.
Yukarıdakiler biraz daha ayrıklar.
They're spaced farther apart up there.
Belki estetik ameliyatlar hakkında daha çok şey bilseydi... Estetik cerrahımızı yukarı yollarım.
Maybe if she knew more about her reconstructive options... um, I'll send our plastic surgeon up.
Daha güvenli olman için yukarıya çıkmanın nedeni buydu.
That's why he was moved upstairs to maximum security.
Daha sonra, parmaklarınızı kullanın. yukarı kaldır... Ve düzgünce yemeği ağzına koy.
Then use your fingers, lift it up... and put the food straight into your mouth and eat it
Öyle bir ateşli ki, daha destekleyici bir şey giymen gerektiğini anlayana kadar, kendini yukarıya, boşluğa doğru tırmanıyor halde buluyorsun.
The kind ofhot... that makes you walk up stairs to nowhere long past the point... when you realized you should've worn something more supportive.
Kuruma olasılıkları çok az, yukarıda yırtıcılardan daha iyi korunurlar.
There's little chance of them drying out and up here they're safer from predators.
yukarı 789
yukari 32
yukarıda 424
yukarı bak 74
yukarıya 106
yukarıdayım 26
yukarıdan 22
yukarı ve aşağı 20
yukarı çek 30
yukarı gel 146
yukari 32
yukarıda 424
yukarı bak 74
yukarıya 106
yukarıdayım 26
yukarıdan 22
yukarı ve aşağı 20
yukarı çek 30
yukarı gel 146
yukarı çık 160
yukarı aşağı 19
yukarı gelmek ister misin 19
yukarı çıkıyor 29
yukarı geliyorum 39
yukarıda ne var 19
yukarı kaldır 23
yukarı çıkmak ister misin 16
yukarı çıkıyorum 38
yukarıda mısın 16
yukarı aşağı 19
yukarı gelmek ister misin 19
yukarı çıkıyor 29
yukarı geliyorum 39
yukarıda ne var 19
yukarı kaldır 23
yukarı çıkmak ister misin 16
yukarı çıkıyorum 38
yukarıda mısın 16