Dene traduction Anglais
14,227 traduction parallèle
Dene ikisini de.
Try them.
Beni öldürmeyi dene.
Try to kill me.
- Hemen dene.
- Try now.
Daha fazla dene.
Try harder.
Tekrar dene.
Try again.
1900'lerde gey olmayı dene bir de.
Try being gay in 1900.
Çiçek, sessiz bir akşam yemeği, dinlemek gibi şeyleri dene.
Try flowers, a quiet dinner, listening.
12 yaşında ve çaresiz olmayı dene bir de.
Try being 12 and helpless.
Bunu dene.
Try this.
Dene bakalım.
You try.
Dene bakalım güzel çocuk.
He played on me last week. Bring it, pretty boy.
Hadi giy dene.
Try it on.
Al, dene.
Here, try this.
Dene de görelim.
Then try it.
İçebildiğin kadar iç sonra uyumayı dene.
Drink as much as you can, and then try and get some sleep.
Sen dene, ben pirince bakayım.
Oh, you try. Let me deal with the rice.
Tekrar dene Pops.
Try it again, pops!
- Sakızı dene.
Try the gum.
Sakızı dene.
Try the gum.
Dene bakalım.
Yeah, try it.
Ton balığını dene.
Oh, try the tuna.
Tek eşinin olmasını zor sanıyorsan bir de iki tanesini dene.
You think it's hard having one wife, try having two.
Harts'ın pişmiş yiyeceklerinden birini dene.
Try one of Hart's new Totally Baked Goods.
Sen onu dene.
You give that a shot.
- Numarayı tuşlamayı dene.
Try dialing.
Etrafından dolanmayı dene!
- Try to get around it!
Ne kadar denersen dene, o asla cevap vermeyecek.
However hard you try, he'll never reply.
- Sormayı dene.
Try to ask.
Derin nefes al bir daha dene.
Deep breath and try again.
Neyin bana göre olduğunu bilemezsin, ama git bakalım, Romeo dene şansını.
You don't know what my thing is, but go ahead, Romeo... Take a shot.
- Giriş reddedildi mi? - Benim şifremi dene.
- Access denied?
Şimdi de sessiz durmayı dene lütfen.
Let's try working on the staying quiet, please.
OSI'de dört katmanlı UDP / TCP dene
Go try a layer four UDP / TCP in the OSI stacks.
- Tekrar dene.
- Try it again.
Onu hemen dene.
Try her now.
Tamam, dene.
All right. Try.
Kurşunlarını kısa mesafede kullanmayı dene.
Try shortening your leads.
Yeni bir kahkaha üzerinde çalışıyorsan bence başka bir stil dene.
If you're trying on new laughs, I'd have a back-up option.
Mike Hayden'in cenazesini dene.
Try Mike Hayden's funeral.
Sağına doğru kayınca rahat bırakabiliyor musun, bir dene bakalım.
You could practice right now and take a scootch to your right.
- Bu zor olabilir. - Biliyorum ama dene.
- That might be hard.
Bunu 10 farklı çocuk psikoloğuna anlatmayı dene.
try telling that to about 10 different kiddie shrinks.
Sen de dene.
Take her out for a spin.
-'SHAW'ı dene.
Try "SHAW."
-'ÖLDÜ'dene.
Try "DEAD."
- En azından bir dene.
Or... try to.
Yine dene.
Try to talk to him again.
Bir dene bakalım.
Try this.
Tekrar dene.
Try it again.
Şundan biraz dene.
Here.
Hele bir dene.
Don't you dare.
deneme 116
deneyeceğim 330
deneyin 95
deneriz 28
denedim 373
denerim 316
deneyelim 84
deneyebilir miyim 50
denemelisin 50
denedik 50
deneyeceğim 330
deneyin 95
deneriz 28
denedim 373
denerim 316
deneyelim 84
deneyebilir miyim 50
denemelisin 50
denedik 50
denemeye devam et 77
denemek ister misin 152
denedin mi 23
deneyecek misin 16
denemeye değer 82
dene beni 20
denedi 21
denemek istiyorum 24
deneyeyim 22
denemek ister misiniz 36
denemek ister misin 152
denedin mi 23
deneyecek misin 16
denemeye değer 82
dene beni 20
denedi 21
denemek istiyorum 24
deneyeyim 22
denemek ister misiniz 36
deneyebilirsin 23
deneyelim mi 28
deneyecek 16
denemeliyiz 28
deneme bile 19
deneyebiliriz 34
denebilir 18
deneyeceğiz 39
deneyebilirim 48
denedin 17
deneyelim mi 28
deneyecek 16
denemeliyiz 28
deneme bile 19
deneyebiliriz 34
denebilir 18
deneyeceğiz 39
deneyebilirim 48
denedin 17