Endişelenmeye başlamıştım traduction Anglais
232 traduction parallèle
Endişelenmeye başlamıştım.
I began to feel worried.
Endişelenmeye başlamıştım.
I was getting nervous.
Endişelenmeye başlamıştım.
You were beginning to worry me.
Endişelenmeye başlamıştım.
I was starting to worry.
Endişelenmeye başlamıştım neredeydin?
Why didn't you call?
Endişelenmeye başlamıştım.
I was beginning to worry.
- Gerçekten endişelenmeye başlamıştım.
- I was getting really worried.
Ginny, endişelenmeye başlamıştım.
Ginny, I was starting to worry about you.
Hakkında endişelenmeye başlamıştım nereye gittiğini bilmiyordum.
I was worried. I wondered where you've got to.
Endişelenmeye başlamıştım.
I was worried.
"Neredeydin?" "Endişelenmeye başlamıştım."
Where were you? I was getting worried.
Endişelenmeye başlamıştım.
I started to get a little concerned here.
Çünkü açıkça söyleyebilirim ki, biraz endişelenmeye başlamıştım.
That's good.'Cause, frankly, I was getting a little worried.
Senin için endişelenmeye başlamıştım.
Honey, I was beginning to worry about you.
Senin hakkında endişelenmeye başlamıştım Jenny.
I was starting to get kind of concerned about you, Jenny.
- Endişelenmeye başlamıştım, Poirot, sonuçta bütün olayı uykunda falan çözdün zannettim.
- I was getting a bit worried there, Poirot, in case you'd done it after all, in your sleep perhaps.
Endişelenmeye başlamıştım.
I was beginning to be worried.
Senin için endişelenmeye başlamıştım.
I was getting worried about you.
Senin için endişelenmeye başlamıştım.
I was worried about you.
Vaktinde gelmeyeceksin diye endişelenmeye başlamıştım.
I was beginning to worry you wouldn't make it in time.
- Endişelenmeye başlamıştım.
- I was beginning to worry.
Endişelenmeye başlamıştım.
We were feeling rather self-conscious.
Sizin için endişelenmeye başlamıştım!
I was all in a spin!
- Endişelenmeye başlamıştım.
- I was getting worried.
Endişelenmeye başlamıştım.
I was getting worried.
- Senin için endişelenmeye başlamıştım.
I was starting to get worried about you.
Evet, nereden geldiğini bilmemiz iyi çünkü endişelenmeye başlamıştım.
Yes, it's good we know where it's from, because I was starting to get worried.
Endişelenmeye başlamıştım çünkü nerdeyse yemeği yakıyordum.
I was starting to worry and not just because I almost burned the dinner
Sonraki haftanın ortalarında, üç kez daha aynı şey yaşanmıştı endişelenmeye başlamıştım.
By the middle of the next week, it was three times in a row... and I was beginning to worry.
- Endişelenmeye başlamıştım.
- I was getting a little worried.
İçtiğim ucuz biranın etkisi azalırken günün nasıl biteceğiyle ilgili endişelenmeye başlamıştım.
As my ballpark cheap beer buzz wore off I began to worry about the ramifications of my day.
Senin için endişelenmeye başlamıştım.
I was starting to worry about you.
Maggie, endişelenmeye başlamıştım. Bekle!
Maggie, I was getting worried.
Güzel, çünkü endişelenmeye başlamıştım.
Good, because I was concerned.
- Biraz endişelenmeye başlamıştım, sen geri gelmeyince. düşündüm ki...
I was startin'to worry a little when you didn't come back. I thought...
Endişelenmeye başlamıştım, salıdan beri gelmedin.
I was worried, waiting since Tuesday.
Endişelenmeye başlamıştım.
I was starting to get worried.
- Evet ama söylemem lazım artık hiç evlenemeyeceğim diye endişelenmeye başlamıştım.
I got to tell you, I was starting to wonder if it was ever gonna happen for me, you know?
Mezuniyetim için vaktinde gelemeyeceksin diye endişelenmeye başlamıştım.
I was starting to worry that you weren't gonna make it back in time for my graduation.
- İşte geldin. Endişelenmeye başlamıştım.
- There you are. I was starting to worry.
- Senin için endişelenmeye başlamıştım.
Diego, I was beginning to worry about you.
Senin için endişelenmeye başlamıştım.
Getting worried about you.
- Endişelenmeye başlamıştım Kevin.
- I was getting worried about you.
- Endişelenmeye başlamıştım.
- l was starting to get worried.
Oh, endişelenmeye başlamıştım, uyuya kaldıklarını sandım.
Oh, I was worried, I thought they were asleep.
Ben endişelenmeye başlamıştım.
I was beginning to worry.
Fez, sonunda bir kız bulman çok rahatlattı beni çünkü endişelenmeye başlamıştım.
Well, Fez, I am thrilled that you found a girl...'cause I was startin'to worry.
- Endişelenmeye başlamıştım.
- I was starting to get worried.
Açıkçası biraz endişelenmeye başlamıştım... çünkü aslında ben de buraya... buraya küçük bir bahis oynamaya geldim.
As a matter of fact, I was getting kind of anxious... because, you see, I've come here to... I've come here to have a little flutter myself.
Endişelenmeye başlamıştım.
I was about to call you...
Endişelenmeye başlamıştım.
Audrey!
endişelenme 2019
endiselenme 17
endişeleniyorum 63
endişe 26
endişelenmeyin 418
endişelendim 49
endişeliyim 71
endişeli 16
endişelenmiyorum 40
endişelendirmiyor beni 38
endiselenme 17
endişeleniyorum 63
endişe 26
endişelenmeyin 418
endişelendim 49
endişeliyim 71
endişeli 16
endişelenmiyorum 40
endişelendirmiyor beni 38