Endişelenmiyorum traduction Anglais
818 traduction parallèle
Ben endişelenmiyorum aşkım.
I'm not worried, honey.
Artık endişelenmiyorum.
Oh, I'm not worrying any more.
Endişelenmiyorum zaten.
I'm not worried about it.
Endişelenmiyorum.
Oh, I ain't a-worrying.
Vicdanım için endişelenmiyorum.
But I don't worry about my conscience.
Ama içindeki için hiç endişelenmiyorum.
But ain't no worry in it.
Stanley için bile endişelenmiyorum.
I'm not even worried about Stanley.
Ben endişelenmiyorum.
But I'm not afraid, Charlie.
Endişelenmiyorum, sadece çalışıyorum, hepsi bu.
I'm not worrying, just working, that's all.
Onun için endişelenmiyorum.
It's not him I'm worried about.
- Ben artık endişelenmiyorum.
Not so far. Oh, I'm not worrying now.
Ben onlar için endişelenmiyorum.
I'm not worrying about them.
Onlar için endişelenmiyorum.
I'm not worrying about them.
- Endişelenmiyorum.
- I'm not.
- Senin için endişelenmiyorum.
- I'm not worried about you.
Endişelenmiyorum.
I'm not worried. Everything'll be fine.
Endişelenmiyorum.
I ain't worried, miss.
Ben hiç endişelenmiyorum.
I've got no need to worry.
Endişelenmiyorum, sonuçta çocuk değil ya.
I'm not worried, it's not like he's a child.
Geçen ayki gibi sınavlarım için endişelenmiyorum.
"and I am not as worried " about the final examinations now " as I was a month ago.
Bunlara endişelenmiyorum.
I'm not worried about that.
Hiçbir konuda endişelenmiyorum.
I'm not worried about anything.
Endişelenmiyorum.
I ain't worrying'about you.
Steve elimden gidecek diye endişelenmiyorum fakat lütfen kutsal şeyleri alet etme.
But, Susie, I... Don't worry, I'll get over Steve, but please, don't play the martyr.
Sigara içmediğim için endişelenmiyorum.
But I'm not worried because I don't smoke.
Shepard için endişelenmiyorum.
I'm not worried about Shepard.
Adamlarının başaracağından hiç endişelenmiyorum.
I'm not worried that your men can't take it.
Onun için endişelenmiyorum.
I didn't worry him
Bu sürede Boxerların Prens Tuan'a karşı... zafer kazanmasından endişelenmiyorum..
Meanwhile, I refuse to worry about the Boxers giving a victory to Prince Tuan.
Kendim için endişelenmiyorum.
I wasn't worrying about me,
Onun için endişelenmiyorum.
I don't worry about him.
Midemin geri çevirmesi konusunda endişelenmiyorum.
I'm not concerned about my stomach's rejection.
Endişelenmiyorum, George.
I'm not worried, George.
- Endişelenmiyorum.
- Well, I'm not worried.
Senin için endişelenmiyorum.
It's no concern of yours.
Hiç endişelenmiyorum.
I'm not worried.
Bunun için endişelenmiyorum.
I'm not worried about that.
Hiç de bile endişelenmiyorum.
I'm not worried at all. I'm just...
Endişelenmiyorum.
I'm not worried.
İyi, Emin ol onun için endişelenmiyorum.
Well, I ain't worried about her.
Ben bunun için endişelenmiyorum ki, ben onlar için endişeleniyorum.
It's not this I'm worried about. It's them.
Ben senin kadar endişelenmiyorum, albay.
Some little time ago I had a choice, Colonel.
Endişelenmiyorum Bayan Pilbow.
I'm not getting upset, Miss Pilbow.
- Endişelenmiyorum.
- I won't.
- Endişelenmiyorum.
You'll be all right. - I'm not worried.
Endişelenmiyorlar, ben de endişelenmiyorum.
They don't worry, I'm not worried.
Kermie, hiç mi hiç endişelenmiyorum.
Kermie. I'm not a bit worried.
Bu konuda endişelenmiyorum.
I'm not worried about that.
Onun için endişelenmiyorum.
I'm not concerned for him.
Onun için endişelenmiyorum.
I'm not worried about him.
- Endişelenmiyorum.
- I'm not worried.
endişelenme 2019
endiselenme 17
endişeleniyorum 63
endişe 26
endişelenmeyin 418
endişelendim 49
endişeliyim 71
endişeli 16
endişelendirmiyor beni 38
endişe etmene gerek yok 22
endiselenme 17
endişeleniyorum 63
endişe 26
endişelenmeyin 418
endişelendim 49
endişeliyim 71
endişeli 16
endişelendirmiyor beni 38
endişe etmene gerek yok 22