English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ E ] / Endişe etme

Endişe etme traduction Anglais

1,552 traduction parallèle
Jake'i endişe etme, zamanında getiririm.
Don't worry about jake... I'll get him there in plenty of time.
Bak, endişe etme.
Look, just don't worry.
Nasıl görüneceğinden endişe etme.
Don't worry how it looks. Just... draw what you feel.
Endişe etme polislere falan haber vermeyiz.
It's not like we're gonna call the cops.
Onunla ilgileneceğim, endişe etme.
I'm gonna take care him, don't worry.
Drama, endişe etme.
Drama, don't you worry.
- Ama lütfen endişe etme.
- But please, don't worry.
Bu konuda endişe etme.
Don't worry about it.
Hey, Hey, Endişe etme, adamım.
Hey, Hey. Hey, Hey, Hey, Hey, Don't Worry, Man.
- Tabi ki, endişe etme.
– Yes, don't worry.
Endişe etme.
Hey, don't worry.
Eğer, hep beraber ararsak onu çok geçmeden buluruz, endişe etme.
If we all search we'll find him soon enough, don't worry.
Endişe etme, en rahat müşterim için sorun olmadığı sürece ikinci sıradasın.
Don't worry, as far as my easiest client are concerned, you're in the top 2.
Endişe etme.
Don't worry.
- Bak, endişe etme.
BRENDA. BRENDA.
Endişe etme. Bu sadece küçük bir...
Don't worry it's just...
Endişe etme, korkmanı gerektirecek bir şey yok.
Don't worry, you've got nothing to fear.
Endişe etme.
No worries.
Endişe etme.
Don't you worry.
Endişe etme, O'na göz kulak olurum.
Don't worry, I'll look after him.
- Anne endişe etme. Babam çok güçlüdür.
- Pop's a tough SOB.
O yüzden endişe etme.
So don't worry.
Ana, endişe etme.
Ana, don't worry. You'll understand.
Kapılar hakkında endişe etme.
And don't worry about my doors, I'm fine.
Endişe etme, sorun yok.
Everything's okay, calm down. I'm sorry.
Fazla sürmez, endişe etme.
Won't be long, don't worry.
Endişe etme sadece keyfini çıkar.
Do not worry, let us just enjoy.
- Endişe etme, yarın buradan gidiyoruz.
- Don't worry, we're out of here tomorrow.
Hiç endişe etme.
You've got no worries.
Rajiv kardeş, endişe etme.
Brother Rajiv, don't worry.
Bu herif tam bir bulaşıktır, ama endişe etme çünkü halledeceğim.
That guy is an infection, but don't you worry about it,'cause I'm gonna handle it.
Endişe etme!
Hey... don't worry.
- Endişe etme, tamam mı?
- Don't worry about it, all right?
Endişe etme.
Be good for her.
Endişe etme, ben senin oğlunum.
You don't worry... I'm your son...
Endişe etme. Hiçbir şey olmayacak.
Don't worry, nothing will happen.
Tone, bu konuda endişe etme.
Tone, don't worry about it.
Endişe etme.
Not to worry.
Bunun için endişe etme.
Don't worry about that.
Endişe etme, Corey kamerayı çalıştırabilirsin.
Don't worry, Corey, you can run the video camera.
Tamam, Loretta endişe etme, tamam mı?
All right, Loretta, don't worry, okay?
Endişe etme. - Fakat hala yeni yeni toparlanıyorsun.
But you're still recovering.
Sakın endişe etme, dostum, benim hesaplarım her zaman mükemmeldir.
Don`t worry dude, my calculation is absolutely perfect.
Endişe etme, baban arabayı görünce ölür zaten.
Don`t worry, your dad will die too seeing the car.
Endişe etme baba.
Don't worry, dad.
Endişe etme, tamam mı?
Don't worry, all right?
Endişe etme, Gun.
Don't worry, Gun.
O konuda endişe etme ve... bunlar müessesemizden.
Don't worry about that and... these are on the house.
- Endişe etme.
- Don't worry.
Fakat endişe etme.
There's no way out.
Endişe etme.
Do not worry.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]