Gelecege traduction Anglais
2,453 traduction parallèle
Geleceğe gitmeye mecburuz.
We are compelled to travel into the future.
Geleceğe bakış sahnesine geçmişe bakış koyamazsın, böyle...
You can't have a flashback with a flash-forward in it, that's...
Geçmişe pişmanlık, geleceğe endişe duymak niye?
Why regret the past and worry about the future?
Geleceğe bay ve bayan bunny'ye,
To the future mr. And mrs. Bugs bunny,
Bizi parlak bir geleceğe götürebilirler ya da terkedilirler çünkü tüm fizikçilerin bildiği gibi test edilmeyen hiçbir şey gerçek olarak kabul edilmez.
They may lead us towards a bright future or they may end up being discarded because as all physicists know, nothing becomes real without being put to the test.
Geleceğe bakın, Bay Wolcott. Muazzam şeyler bekliyorum.
Look to the future, Mr. Wolcott, and I expect great things.
Kardeşim, bunun geleceğe bir yatırım olarak düşünelim.
Sis, this is a future investment.
Juliette ile Romeo geleceğe umutla bakmakta sevgilerine güvenmektedirler.
They have faith in their future, their couple. Young, happy, in love.
Sanırım, bir geleceğe sahip olmak için geçmişinle anlaşma yaparsın, değil mi?
I guess if you want to have a future, you have to make amends with your past, right?
Sana sadece Adam'ın geleceğe düzeltilemez biçimde zarar vermesini önlemek için bilmen gerekeni söyleyeceğim.
I'll tell you only what you need to know to prevent Adam from irrevocably damaging the future, nothing more.
Geleceğe hoş geldin Helen.
Welcome to the future, Helen.
Geçmişe değil ; geleceğe bakarım.
I've never looked back.
İnsanlık için geleceğe geçmeliyim.
To pass it on for the future of mankind.
Sen de üst düzey işin sayesinde,... sohbeti'Geleceğe Dönüş'ten diyaloglarla sürdürebiliyorsun.
Thanks to your high-profile job, you can converse using only "Back to the Future" dialogue.
Geleceğe.
To the future.
- Geçmişte kaldı! BlueBell geçmişe saplanıp kalmamalı, Lemon artık geleceğe bakmalıyız.
But BlueBe can't keep dwelling on the past, Lemon.
- Geleceğe?
To the future?
- Geleceğe.
The future.
Mekkedeki şerait Hz.Muhammed için daha da kötü bir hal almıştı, başka bir şansı olmadığını hissetti ama müritlerinin doğdukları şehri terk edip hiç bir kabile koruması olmadan belirsiz bir geleceğe yani Yesrib'e gitmesi düşünülemezdi.
Conditions had now got so bad in Mecca for Muhammad, he felt that he had no choice but to get his followers to do the unthinkable, to abandon the city of their birth for Yathrib and an uncertain future in a place where they would live without any clan protection.
- Geleceğe mi?
To the future?
- Geleceğe, evet.
The future, yes.
* Geleceğe yol gösteren *
♪ To guide me far ♪
herkes öylesine geleceğe odaklanmış ki... sanırsın ki geçmiş hiç olmamış.
Everyone is so focused on the future. It's like the past doesn't exist.
Ölüme çare bulunacağı bilim-kurgu bir geleceğe kadar.
To be brought back to life in a science-fiction future where death has a cure.
Böylece beyni fonksiyonlarını yitirmeden geleceğe kadar korunabilecekti.
So he would be preserved for the future before his brain was ravaged.
Geleceğe önem veren biri.
Someone who cares about the future.
Geçmişin, geleceğe ne kadar çok benzeyebileceği hiç aklıma gelmemişti.
- Whoa. Never thought the past would look so much like the future.
Geleceğe bakacak olursak, hep ülkeme ne durumda nerede en çok ihtiyacı olursa hizmet etmeyi amaçladım.
As for the future, I have always planned to serve my country however and wherever it needs me most.
Onun değiştiğini kabul ederek geçmişteki öfkenden kurtuluyor... -... ve geleceğe odaklanıyorsun.
By acknowledging her change, you let go of past anger and focus on the present.
Önceki hâllerinize geleceğe yönelik fikirler vermeyin.
Don't give earlier yous investment advice.
- Geleceğe, beyler!
- To the future, gentlemen!
Bu arabayı şeyde kullanıyorlardı, uhh, "Geleceğe Dönüş" filminde!
The one they used for the, uh, back to the future car!
... geleceğe baktığımızda harika bir gelecek bizi bekliyor. - Ama...
And as we look to the future, a grand achievement awaits us, but...
Geçmişe takılı kalıp geleceğe matem tutmak bir toz zerreciğini hesaba katmamanın kaçınılmaz bedeli...
Even the world's billions of heartbeats anata ni wa matataki teido no saji na toukyuu Are nothing to you but a fleeting and insignificant question kako ni torawarete mirai wo nageku mo We may be trapped in the past or lament the future chiri hitotsu gosan wo yurusanu hitsuzen
Geçmişe takılı kalıp geleceğe matem tutmak
Are nothing to you but a fleeting and insignificant question kako ni torawarete mirai wo nageku mo
Zaman geçmişten geleceğe doğru ilerleyen tek bir çizgi değildir.
and now the universe is doomed... but you can't fool me. moving from past to future.
Sen parlak bir geleceğe sahip dahi birisisin.
with a bright future ahead of you.
Öncelikle sizlere zamanın geçmişten geleceğe uzanan tek bir çizgi olmadığını söylemek isterim.
Let me start by saying moving from past to future.
Ama bunu tek başıma yapamam. Kim benimle geleceğe adım atmak ister?
And I can't do it alone, so who wants to step into the future with me?
Benimle geleceğe adım atın.
Step into the future with me.
Ve... Geleceğe kadeh kaldırıyorum!
And toast to the future.
Geleceğe bakmalıyız.
We must look to the future.
Geleceğe dönüyoruz, dostum.
We're going back to the future, my friend.
Bunun "Geleceğe Dönüş" teki Michael J.Fox olduğunu demesini duydum.
I just heard him say that this is Michael J. Fox in "Back to the Future" right there.
Tanner'ın "Geleceğe Dönüş" çakması... Rockford dönüşünü tamamladı ve Adam'ın "Dukes of Hazzard" bozuntusu ikisinde de başarısız oldu.
Tanner's "Back to the Future" copy had completed the Rockford turn-- - and Adam's "Dukes of Hazzard" stand-in failed miserably at both.
Kral Arthur'a ve onun kuracağı geleceğe inanıyorum.
I believe in the King that Arthur will become
3 gün içinde geleceğe geri dönmem gerekiyor.
I have to go back to the future in 3 days.
Geleceğe hoş geldin.
Well, welcome to the future.
Tam da insani sınırlarımıza ulaştık gibi görünürken bizi geleceğe taşıyan enerji ve teknolojiyi bulduk.
Just when it seemed we had reached our human limit, we found the energy and technology to carry us into the future.
Ara sıra gülüp eğlenmek iyidir, ama geleceğe hazırlanmak şarttır, çünkü yetişkin olarak geçirilen hayat çocukluktan çok daha uzundur.
It's okay to have fun sometimes but you have to prepare yourself, because your adulthood is gonna be a lot longer than your childhood.
İnsanların, dijital geleceğe dair hissettikleri.
A human emotion about a digital future.
geleceğe 29
geleceğim 238
gelecek misin 89
gelecek 246
geleceksin 36
gelecek hafta 86
gelecek misiniz 18
gelecekte 47
geleceğiz 22
gelecek mi 35
geleceğim 238
gelecek misin 89
gelecek 246
geleceksin 36
gelecek hafta 86
gelecek misiniz 18
gelecekte 47
geleceğiz 22
gelecek mi 35