English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ H ] / Hareketli

Hareketli traduction Anglais

2,017 traduction parallèle
Gözlerini hareketli bir nesneye kilitleyerek Memur Berry hızını, yönünü ve tehlikenin boyutunu algılayabilir.
NARRATOR : Locking his eyes on the moving object Officer Berry can judge speed, direction, and danger.
Tibet'in başkenti Lhasa nispeten kalabalık ve hareketli bir yerdir.
By comparison, Tibet's capital Lhasa, is a hive of activity.
Anlayabildiğim kadarıyla burası hareketli bir cinayet mahalline dönüşmüş.
As far as I'm concerned, this just became an active crime scene.
Şehrin en hareketli kulübünü işletiyorsun.
You manage the hottest club in the city.
Hayli hareketli bir hayatı varmış.
Sounds like a real mover and a shaker.
- Küçük bir omurga eğriliği hareketli uzatma eklemi kıkırdak eksikliği.
A slight spinal curvature, hypermobile extension joints, cartilage deficiency.
Hareketli yerleri bulacağız,
We are going to find out where the action is, my friend.
Hareketli bir dava yaklaşıyor, bu üçüncüsü.
This trafficking case coming up--that's three now for you.
- Hareketli bir planı benimle paylaş.
- to share with me an actionable plan.
- Ofisteki ilk gün için çok hareketli.
- Heck of a first day at the office.
Geliri daha fazla ve hayatın daha hareketli.
The income's better and you get more action.
Genç, hareketli, yakışıklı da sayılır.
he's young, dynamic, not unattractive.
Kızım, bu gece senin için biraz hareketli olacak.
You are going to get some action tonight, girl.
Dimi abi, kaleye geç. Hareketli.
Dimi go to the goal post.
Bugün çok hareketli bir gün.
It's busy today.
- Ama bugece doğanın dengesi çok hareketli.
- But tonight the balance is shifting.
Çin yemeği, şarap, hareketli film, altyazılı süslü film, mutlu olman için ne gerekiyorsa.
Chinese takeout, bottle of wine, fancy subtitled movie, hot action movie- - whichever you need to be happy.
Ben daha çok at sürmek ya da kayak gibi hareketli sporları severim.
I'm more into fast action sports like horseback riding or skiing.
Korumacı ticari bariyerlerin ortadan kalkmasıyla, para birimleri "sepet" halinde bir raya toplanıp hareketli pazarlarda işlenirken ekonomiler açık rekabet ve küresel kapitalizm adına alt üst edilirken, imparatorluk yayılmaktadır.
And, as protective trade-barriers are broken down, currencies tossed together and manipulated in floating markets and State economies overturned in favor of open competition in global capitalism, the empire expands.
Kurbanda hareketli spremler bulundu.
Motile sperm in the wet mount.
Kızım. [AĞLAMAYA DEVAM EDER ] [ HAREKETLİ MÜZİK BAŞLAR]
Daughter... 22 April
Dev radyo teleskopları uzayda bu sinyalleri alır. Anten açısal ve yükseklik bakımından hareketli olacaktır.
In the extreme heat and turmoil of the explosion, heavier elements are forged.
Onun sayesinde hayatın hareketli geçiyor.
Well, thanks to her... your life is very much dynamic.
Hareketli mi?
Dynamic?
Hareketli parçaları ve beyni vardı.
It had moving parts and a brain.
Hareketli olmalıyız.
We have to be flexible. Free.
Yoksa bu içinde hareketli görüntüler olan sihirli kutu mu?
Is this "magic box" have moving pictures on it?
Hareketli resimdir.
It's choreographic.
Billy çok hareketli... Hiperaktif gibi bir şey mi?
Billy is what a... hyperactive or something?
Evet, bilirsin, hareketli adam pompacı adama söylemiş o da eşine, o da gelip bana söyledi.
Yeah, you know, the moving guy told the gas-station guy and his wife told me.
Burası o kadar hareketli bir yer ki onların insan gücünü tükettik.
Well, there's so much activity at this location that we have exhausted the station's indigenous-appearing manpower.
Ben o kadar hareketli biri değilim.
Me... I can't hold a rhythm...
Doğuştan perdeli parmakları diğer çocuklarınki gibi hareketli değil.
Born with flipper. He did not have wiggly fingers like other boys.
Sadece çentikli kenarlar ve hareketli parçalardan ibaret.
Just jagged edges and moving parts.
Hareketli pazar mı?
Floating Market?
Hareketli bir minibüs durdu Ve sanırım herşeyi dışarı çıkardılar.
A moving van pulled up, and I think they took everything out.
Hareketli izleme yazılımı ekleniyor.
Inserting mobile tracking software.
Hareketli izleme uydu alıcısı.
Tracing mobile transponder.
Burası çok hareketli.
There's a lot of traffic.
Jordan, Mac, hareketli olmanızı istiyorum.
Jordan, Mac, need you mobile.
Ölü bir kız için fazla hareketli, değil mi?
It's a pretty active for a dead girl, don't you think?
Çok hareketli, şu boylarda.
She's a real pistol, about yey high.
Benim Alman kız biraz hareketli, evet ama eminim "Çok yaşa Hitler", dedi.
My German's a little rusty, but I am pretty sure that she said... "Long live Hitler."
Yukarısı pek yoğun, pek hareketli olmalı.
It must get pretty busy and pretty hectic up there.
Otuz hafta, çok hareketli, ve doğru pozisyonda, ve herşey güzel.
Thirty weeks, it's very active, and it's positioned the right way, and everything's good.
Hareketli bir durum bizi çok yakında etkileyecek.
Too soon to say how this will affect an already unstable situation in the middle -
Kulübede harika bir gün geçirmiş. Bir sürü şey yapmış, hareketli geçmiş günü.
He has a fantastic day at the cabin, there are also such adventurous things.
Hareketli geceler ve kızlarla ilgili. Yeni bir sahne yaratıyoruz.
It's like all about hot nights, and hot girls and we're creating a whole new scene.
Ben hareketli bir hedefim.
I'm a walking target.
O çocukların çok hareketli bir hayalgücü var.
Those boys just have an overactive imagination.
Beni dinleyin, gençlerde cinsellik son derece canlı ve hareketli bir konudur.
Now, listen up.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]