Her şeyin traduction Anglais
17,636 traduction parallèle
Senatör her şeyin yolunda olduğunu bilmeni istiyor.
The senator wants you to know everything's fine.
Ama her şeyin bir bedeli var.
But everything's got its price.
Sanırım geri dönüp geçmişle yüzleşirsem her şeyin daha iyi olabileceğini düşündüm.
I thought if I could go back and face the past, I could come out the other side... home.
Tıpkı geçen bir fırtınanın ardından her şeyin parlak ve yeni olması gibi.
It's like when a storm has passed and everything is bright and new.
Her şeyin içine ettim!
I ruin everything!
Her şeyin bir ilki vardır.
Well, there's a first time for everything.
Her şeyin kontrolünde olmasını seviyor sanırım.
She likes to oversee things, huh?
Canım benim bu her şeyin sonu olabilir. - Etmez.
Dearie, this could blow the whole thing.
- Roger'i arasam iyi olur, her şeyin bittiğini söyliyim.
I better call Roger, tell him it's all over.
Onu yok etmeye çalışmamız, bizi her şeyin başlangıcına götürdü.
All roads to destroying this evil lead to wear it all began. The cabin.
Sadece uğrayıp her şeyin yolunda olup olmadığını kontrol etmek istedim.
I just wanted to come by and make sure that everything was in order.
Mahkemede davanın görülmesi için her şeyin tekrar edilmesine gerek yok.
The court requests the prosecution.. ... not to repeat everything.
Şimdiye kadar Acayip Storybrooke'ta her şeyin bir türevi var.
Everything else in Bizarro Storybrooke has an analog so far.
Her şeyin bittiğini sanıyordum.
Thought all that was over with.
Her şeyin yolunda olduğundan emin olmamız için arada bir kontrole gelmelisin. Sonuçta kalp pili takıldı.
Yeah, but you do need to come in for a follow-up to make sure that everything is working,'cause it's a pacemaker... right?
Her şeyin Ivy için en iyisi olmasını istiyorum.
I want everything to be just right for Ivy.
- İhtiyacın olan her şeyin olduğundan emin olabiliriz.
Make sure you've got everything you need.
- Kendine yalan söyleyemezsin. Kendini onu yeniden sevdiğine inandıramazsın, Angus. Her şeyin eskiden olduğu gibi olduğuna.
You can't lie yourself'into loving her again, Angus,'into everything being how it was.'
Ivy geri döndüğünde her şeyin hazır olmasını istiyorum.
I want everything ready for when Ivy's back.
Her şeyin daha iyi olacağını bilmeni istiyorum.
I want you to know that it will be better now.
Şanslıyız ki, bize her şeyin olumlu yönünü göstererek
♪ Lucky there's a man who positively can do ♪ ♪ All the things that make us ♪
Ama her şeyin kaydedilmesini istiyorum.
But I want the whole thing on tape.
- Harvey'le konuştum ve o her şeyin -
I talked to Harvey, and he said it's gonna be f...
Sana söylediğim her şeyin geçersiz olduğunu kağıda dökeceksin.
You're going to put in writing that anything I say to you is inadmissible.
Tek bilmen gereken her şeyin yoluna gireceği tamam mı?
No, all you need to know right now is that everything is gonna be fine, all right?
Ancak senin sırların, her şeyin sonunu getirdi.
But it was your secret- - her- - that put an end to it all.
Sadece her şeyin tekrar düzene girmesini istiyorum.
I just want things to go back to the way that they were.
Sanırım her şeyin farkında olmak mı yoksa her şeyden bihaber olmak mı istediğine bağlı.
I guess it depends on whether you wanna be aware or you wanna be oblivious at the end.
Bu Ellen ve erkek kardeşi Craig Crismond, her şeyin daha basit olduğu zamanlarda.
This is Ellen and her brother, Craig Crismond, in a simpler time.
Her şeyin yolunda olduğunu Söylemek isterdim size
♪ I would love to tell you That everything is fine ♪
Hazır olduğumuzda arayıp her şeyin üzerinden geçeriz.
We'll call you when we're ready and we'll go over everything.
Her şeyin içine sinmesini sağlarız.
We'll make sure you're comfortable with everything.
Bu eski değirmen her şeyin başladığı yer, değil mi?
This old mill is where it all started, isn't it?
Her şeyin yoluna gireceğini söylemeni istedim.
Hear you... tell me everything's gonna be okay.
Sana kalkıp gitmen için her şeyin yolunda olduğumu söylememi istiyorsun ama olmaz.
Yes, you are. You want me to tell you that it's okay to walk away, but I won't do that.
Her şeyin bir hata olduğunu durdurmaya çalıştığımız insanlardan daha iyi olmadığımızı söyleyip durmaya başladı.
He started going on these rants, saying... it was all a mistake, that we were no better than the people we were trying to stop.
Her şeyin boşa gitmesine izin veremeyiz.
We can't let this fall apart now.
Her şeyin yolunda olduğuna emin olmak için biraz daha zamana ihtiyacımız var.
I think we need more time to make sure everything's in place.
Her şeyin kutulara girdiğini görmek gerçekten berbat bir şey.
It's just awful. Seeing it all go into boxes.
Her şeyin başlangıcına.
Back to the beginning of all this shit.
Sen yılanın başısın, her şeyin biteceği yerdesin.
You're the head of the snake ; you're where this all ends.
Her şeyin peşini bırakmalısın.
You need to drop all this.
Bu sefer her şeyin doğru olmasından mutluyum.
I'm fucking happy that I got it right this time.
Şimdi mekânınızı gezip elinizdeki her şeyin yarısını alacağız.
Now, we're gonna go through the place and take half of everything you have.
Hele de her şeyin sebebi sensen.
Like if you're the fucking reason, I mean...
Aradığım kız konusunda her şeyin net olmasını istiyorum.
Listen. I want to be perfectly clear about this girl I'm looking for.
O şekilde birden uyanmak, dünyanın ve her şeyin alt üst olması.
Waking up the way you did, the world having gone to shit and everything.
Yoksa sırf onları sinirlendirmek için her şeyin cevabının bende olduğuna dair bir açıklamada mı bulunmak istedin?
Or were you trying to make some big statement about how I'm the answer to everything just to rile them up?
Çünkü her şeyi hazırladım ve bir daha aramıza başka bir şeyin girmesini istemiyorum.
Cos I've got all the words ready and I don't want something else getting in the way again.
Sürekli her şey ve herkes için endişelensende bu şeyin durması lazım.
The thing that does have to stop, though... is you always worrying about everyone and everything.
Ancak sanırım her güzel şeyin bir sonu var.
But I suppose all good things must come to an end.
her şeyin bir zamanı var 23
her şeyin bir ilki vardır 44
her şeyini 16
her şey yolunda 1390
her şey yolunda mı 840
her şey bitti 278
her şey için teşekkürler 136
her şey iyi olacak 102
her şey için teşekkür ederim 55
her şeyim 18
her şeyin bir ilki vardır 44
her şeyini 16
her şey yolunda 1390
her şey yolunda mı 840
her şey bitti 278
her şey için teşekkürler 136
her şey iyi olacak 102
her şey için teşekkür ederim 55
her şeyim 18