Iki mi traduction Anglais
6,464 traduction parallèle
On bir mi? On iki mi?
Twelve?
iki şekilde de yakışıklı bir ceset olacaksın, değil mi evlat?
Either way you'll make a handsome corpse, eh boy?
İki dokuzlu istediğimi mi sanıyorsun?
Think I'd like the 9 pair
Bizi soymak için iki onlun var, değil mi?
You have the 10 pair to clean us out, huh - Let go!
İki ay kaldı, değil mi?
Two months left, right?
- İki dokuzludan yüksek mi?
Is it higher than 9 pair? Shit!
İki yıl daha buradayız, değil mi?
Two more years of this, right?
Sana uyarsak iki kişinin kolay açılabilen konserve sohbeti reklam olacak öyle mi?
So the commercial should be two people standing around talking about an easy-open can?
İki elimi de kaybettiğimi mi sandın?
You thought I lost both of my hands?
İki mi?
It'll wear off.
İki adım ileri, bir adım geri mi?
I get it. Two steps forward, one step back?
Yani çiftlikten iki adam birkaç hafta içinde hiç iz bırakmadan kayboldu öyle mi?
So two men have disappeared without trace from the farm, within weeks of each other?
- Cal iki kere mi evlendi yani?
Are you saying Cal's been married twice? No.
Sizin bir Aile Hekiminiz var, ve onu daha iki hafta önce ziyaret ettin, değil mi?
We know you have a family doctor, and you visited him only a fortnight ago, didn't you?
İki gece önce bu adamla kavga ettiniz mi?
Two nights ago, did you and this man have a fight?
Peki, yanında iki kişi var, öyle mi?
- Okay, you have your two people?
İki Bethany Skinner biliyorsun, değil mi?
You two know Bethany Skinner, right?
Bir R mi, iki R mi?
That's one R or two?
Gerçekten de şimdi ondan iki tane mi var?
There's really two of them now?
Burada en az iki suçlu olduğunu düşündüğümüzü bildiğine göre, sana bu soruları sormak zorunda olduğumu da anlıyorsundur, değil mi?
But since we seem to think this was a two-man job, you understand I have to ask these questions?
İki günde yedi milyon izleme mi?
Seven million views in two days?
İki saatliğine mi demek istedin?
You mean in two hours?
Demek papazımızın iki kızı varmış öyle mi?
So our preacher has two daughters, right?
- hala peşimizde mi diye - seninle geleceğim iki çift göz bi çiftden iyidir.
- are still back behind us. - I'll come with you. Two sets of eyes are better than one.
Tehlikeyi öngöremediğim için, bir sonraki adımda ne olacağını bilemediğim için, sadece bir-iki saniye geç kaldığım için kendimden nefret etmediğimi mi sanıyorsunuz?
Think I haven't... I haven't hated myself for not anticipating a threat or seeing around the next corner or being just a second too slow...
- Harley'ye ondan iki kat daha büyük birisiyle kavga etmesini mi söyledin?
Did you tell Harley to pick a fight with some punk twice his size?
Sana satılık iki ibne gibi mi göründük?
We look like a couple fags for sale to you?
İki değil mi?
Two, right?
Aynı bir akıllı evi kullanarak iki insanı uzaktan öldürmeleri gibi. - Değil mi?
Kind of like using a smart house to kill two people remotely.
Sütlü ve iki şekerli değil mi?
- Don't tell me. Milk and two sugars.
İki erkeği birden mi idare ediyorsun?
You're not two-timing me, are you?
Tamam, iki tane kino tabanlı, fesleğen, çedar, üstüne çılbır ve bolca gizli sos, değil mi?
Okay, so we got two with the quinoa base, basil, cheddar, topped with a poached egg and slathered with secret sauce, right?
İki hafta önce ayrıldınız ve ben şimdi mi öğreniyorum?
You-you guys have been broken up for two weeks and this is the first I'm hearing about it?
Bayan Hovington, o iki kızın dozlarını değiştirmesi için hacker'ı siz mi ayarladınız?
Mrs. Hoving? Did you hire the hacker to up the doses of those two girls?
İki ay önce dışarı çıktığınız ve sana hiç mesaj atmadığı için mi?
Because you went on a date two months ago and she never texted you?
Lesbos Adalarına iki bilet mi?
Two tickets to Lesbos Island?
İki aklı başında kadının tüm saçma protokolleri bertaraf etmesi gibi mi?
Two sensible women cutting through all the bullshit?
İki mi? !
Two?
İki kısa duruşma için mi?
For two quick hearings?
Peki, Bay Blunt'un iki cinayet soruşturmasında da şüpheli kişi olması ama her iki ölümle de ilgisi olmaması sizce de bir tesadüf değil mi?
So, wouldn't you think it was a coincidence that Mr. Blunt was a person of interest in two homicide investigations, but had nothing to do with either death?
Eşinizi dövmenizin ve tehdit etmenizin yanı sıra geçmişte siddet içeren eylemlerden dolayı iki kez tutuklandınız değil mi?
Besides beating your wife and threatening Mr. Blunt, you've been arrested twice in the past for violent conduct, correct?
Siktir et şunu, o herif iki eliyle sikini doğrultamazken bir polis katilini mi bulacak?
Fuck that shit, he couldn't even organise a piss-up in a brewery and he's supposed to find a cop killer?
İki saniyeliğine evden ayrılıyorum ve siz bu zavallı kıza tekila içirip onunla strip poker mi oynuyorsunuz?
I'm gone for like two seconds and you try to talk this poor girl into tequila shots and strip poker?
Hayır, sen iki kız konusunda karar verdin mi?
No. Did you figure out what you're gonna do about the two girls?
- İki hafta yeterli gelmedi mi?
Two weeks isn't long enough?
Güldürme! Bu bir ya da iki kez mi oldu?
Well, it's happened too many time already.
İki yahut üç tane mi istedim sanki?
Am I asking for two or three?
" Bütün bunların dışında sadece gözleri, vücudumdaki en ufak iki şeyi kontrol etmeye mi gittin?
I go, "Really? Out of all of this, " you went to the two smallest things on my body to compare us two?
- İki mi?
- Two?
Claire Conner ve iki çocuk değil mi?
Claire Conner and her two kids, right?
Savunma Bakanlığı'ndan iki güvenlik görevlisinin ya da başka birinin sizi koruyabileceğini mi sanıyorsunuz?
You think two DOD security guards can protect you or anybody else?