Istemiyoruz traduction Anglais
5,223 traduction parallèle
Yasayla başımız derde girsin istemiyoruz.
We don't want trouble with the law.
Kimseye zarar vermek istemiyoruz.
We don't want to hurt anyone.
Her şeyden önemlisi, bundan sonra ceza falan almak istemiyoruz. Asla.
And most of all, none of us wants to be fined for anything, ever again.
Burda bir kovboy istemiyoruz.
We don't want a cowboy here.
Lanet olası biletleri al, biz onları istemiyoruz.
Take the goddamn tickets, we don't want them.
Biz onları istemiyoruz.
We don't want them.
Aceleci davranmak istemiyoruz ama, telifini alacağız.
We don't want to get ahead of ourselves, but, franchise.
Şimdi, çok fazla konuşmaya çalışmanı istemiyoruz, ta ki pazartesi günü konuşma terapisti gelinceye kadar.
Now, we don't want you to try speaking too much until the speech therapist comes on Monday.
Sizi burada istemiyoruz!
You don't want to be here.
- Bu işe dahil olmak istemiyoruz.
- We don't want involved in this.
Hiçbirimiz bunu yapmak istemiyoruz.
None of us want to be doing this.
Getirmek istemiyoruz gerçekten.
We really don't want to do that.
Trafiğe kalmak istemiyoruz.
Come on, Gigi, we want to beat the traffic.
Seni burada istemiyoruz!
We don't want you here.
Dedenin 75. yaş günü partisi. Onu üzmek istemiyoruz çünkü o biraz kötüydü.
It's Granddad's 75th birthday party and we don't want to upset him because he's been a bit poorly...
Onu üzmek istemiyoruz, değil mi?
And we don't want to upset him. Do we?
Onların paralarını istemiyoruz.
We don't want their money.
Yalnız olmak istemiyoruz.
We just don't want to be alone, okay?
Bizler savaş başlatmak istemiyoruz.
We don't want to start a war.
Biz mahkemeye gitmek istemiyoruz, onun avukatları da gitmek istemiyor, ama Bayan Cole mantıklı davranmıyor.
We don't want a trial, her lawyers don't want a trial, but Ms. Cole won't listen to reason.
- Tartışma istemiyoruz.
- No argument.
- Öyle bir köpek istemiyoruz.
We don't want a dog like that.
Çünkü büyükbabamızın korkutucu bir hastanede tek başına ölmesini istemiyoruz.
Because we don't want Grandpa to be alone in a scary hospital.
Henüz kimsenin bilmesini istemiyoruz.
We don't want anyone to know yet.
Caddemiz üzerinde evini kiralayan istemiyoruz.
We don't want renters on our street.
Dinle. Seni rahatsız etmek istemiyoruz ama dışarıdaki güvenlik kamerasının görüntülerini görmemiz gerekiyor.
Look, we don't mean to bother you, but we'd like to take a look at some footage on your surveillance camera outside.
Artık İHA istemiyoruz!
No more drones!
- Hayır, paranı istemiyoruz, dostum.
- No, we don't want your money, man.
Senin taşını istemiyoruz!
We don't want your stone!
- Benimle dalga mı geçiyorsun sen? - Seni tehlikeye atan hiçbir şey yapmak istemiyoruz.
- We don't want you to do anything that puts you in danger.
- Amca, aslında büyük bir şey istemiyoruz!
Uncle. We don't want an aeroplane...!
Dairenizi istemiyoruz.
We don't want your apartment.
Satmak istemiyoruz.
We're not selling.
- Bela çıksın istemiyoruz.
- We don't want any trouble.
Sorun çıksın istemiyoruz burada.
We don't want any trouble here.
Tartışma istemiyoruz.
No argument.
- Seni burada istemiyoruz.
- We don't want this here.
Bir yıl sonra buradan gitmelerini istemiyoruz.
We don't want them to leave after a year.
Onları burada istemiyoruz.
We will manage without them.
Kimseye zarar vermek istemiyoruz!
We don't wanna hurt anybody!
- Kimseyi incitmek istemiyoruz.
We don't wanna hurt anybody.
- Davayı bırakmanızı istemiyoruz.
- We don't want you to drop the lawsuit.
Bizi evine götürmek istiyor ama biz gitmek istemiyoruz!
He's taking us to his house, but I don't want to go!
Şüpheyi arttırmak istemiyoruz.
We don't want to raise suspicions.
Zekun'un, şu Japon kızın tuzağına düşmesini istemiyoruz.
We don't want Zekun to fall into that Japanese woman's trap.
Biz garibanların hiç biri savaşmak istemiyoruz ama hep biz hayatımızı riske atıyoruz. Değil mi?
None of us lowly soldiers want to fight, but it's our lives that are at stake, right?
Tanık da istemiyoruz.
We don't want witnesses either.
Bir sorun istemiyoruz.
We don't want any trouble.
Herhangi bir bela istemiyoruz.
We don't want any trouble.
İstemiyoruz, ben istemiyorum.
We don't. I don't.
Çok az! İstemiyoruz Lily.
We're not holding out, Lily.
istemiyorum 1125
istemem 270
istemiyor 51
istemiyorsan 36
istemiyorsun 47
istemez 58
istemezdim 19
istemeden oldu 60
istemiyor musun 270
istemedim 58
istemem 270
istemiyor 51
istemiyorsan 36
istemiyorsun 47
istemez 58
istemezdim 19
istemeden oldu 60
istemiyor musun 270
istemedim 58