English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ I ] / Içeri alın

Içeri alın traduction Anglais

1,344 traduction parallèle
- Veletleri içeri alın.
- Send the tykes in.
Çabuk! - Hadi! Herkesi içeri alın!
- Get everyone in!
Beni içeri alın!
Let me in!
Onu içeri alın.
Push her in.
Ve şu valena yelkenini parçalara ayrılmadan içeri alın.
And get that staysail in before it flogs itself to pieces.
Sadece beni içeri alın.
Just let me do it inside.
Lütfen içeri alın.
Look, this is insane.
Açılsın kapılar, içeri alın beni.
Open the gates and let me in!
Olduğunda, sakın gelme. Çünkü içeri alınmayacaksın.
When there's one, don't come,'cause you ain't gettin'in.
Seyircileri içeri alın!
Janice!
Eğer elektrikli zile bassaydın baba hemen içeri alınırdın.
If you'll only press the electric bell, Father, you'll be admitted at once.
Onu içeri alın.
I just... Let him in.
Beni içeri alın!
Let me in! mr.
Onu içeri alın.
Show her in.
Onu içeri alın.
Put her in there.
Casusum hâlâ karar veremediklerini söyledi. Eğer içeri girip medeni, alçakgönüllü ve pişman görünürsen, muhtemelen küçük bir kınama alırsın.
If you act civilized, humble, remorseful you'll get a light censure.
İçeri alın.
Take him in.
Yapılacak işler için fiyat tespit edecek bir işçi gelecek. İçeri alır mısınız?
Can you let a workman in, to evaluate the work needed?
İçeri alın!
Let me in!
- Onu içeri alın!
- Get her in there!
İçeri girdiğinizde, borcunuz olan 20 bini verin, ve kalan 10 binle de, uyuşturucu olarak ne varsa alın.
When you get in there, give him the 20 grand you owe him, and with the remaining ten, buy whatever narcotics he's got around.
Belki bir gece bizi de içeri alırsın ha?
Do you think that maybe, um, Sometime you could, uh, get us in there some night?
Bizi içeri alır herhalde. Snoop'la o kas yığını da olacak mı?
Think he'll let us in, we got the Snoop and that musclebound asshole with us?
İçeri alın lütfen.
Will you show him in, please?
İçeri alır mısın?
Can you let me in?
İçeri alırmıydın?
Would you have let me in?
İçeri girer ve bir buzdolabı satın alır.
He comes in here and buys a fridge.
İçeri girip, içki alın ve eğlenmeye bakın.
Go inside, have a drink, enjoy the party.
İçeri alın.
Let him in.
İçeri alın.
Let her in.
Ne fark eder? İçeri alın.
What's the difference?
Oğlunu ve karını alıp içeri gir!
Take the boy and your wife and get inside!
- Birkaçını al içeri yeter.
I let some of them in.
Oğlunu ve karını alıp içeri gir.
Take the boy and your wife and get inside! Go!
Widow'u içeri alın.
Bring the Widow in.
Yo, yo, sadece içeri girin ve bir kokteyl ( cocktail ) alın.
No, no, just go in have a cocktail.
- Alın beni içeri!
- Let me in.
İçeri alın beni. Tanrı aşkı...
[Whimpering ] Let me in, for the love of [ Groaning]
İçeri 600 kilogram alın.
Take in 600 kilograms.
İçeri alın.
Show them in.
Burada ne olduğunu söyleyemem. Rawls'ın içeri nasıl girdiğini bilmiyorum ama kadını da alıp gitmiş.
I can't tell you what happened here, how Rawls got in, but he took the woman with him.
- Beni içeri alır mısın Clark?
- Can you buzz me in, Clark?
Kadını içeri al.
Let the woman in.
Eh geldiğime göre belki beni içeri alırsın.
Well, since I came over here, can you let me in?
- İçeri alın.
- Let him in.
İçeri alın.
Take it inside.
İçeri alın.
Get him inside.
İçeri alın beni, lütfen.
Put me through, please.
- İçeri alınırsın.
- You'd be in.
- Sen gir içeri! - İşte bu da saatim. Saatimi de alın.
- I'll pay too.
Alın içeri.
Have her come in.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]