English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ I ] / Işte orası

Işte orası traduction Anglais

560 traduction parallèle
Saklandığı yer işte orası, tam orası.
That's where he's hiding out, right there.
Evet bayım işte orası, Lawrence, Kansas.
Well, sir, there she is, Lawrence, Kansas.
İşaret ettiğim yere, işte orası!
Onto the point, that's right.
Orası tutuldu, işte orası.
That's stiff one, right there.
Evet işte orası.
Well, there it is.
Evet, eldivenimi taktım ve pencereden çıkıp nehre gittim, işte orası ceket, bıçak ve eldivenlerin bulunduğu yer
Yes, I put on my glove and went out the window to the river, that's where the coat and knife and gloves are.
Tabii, işte orası.
Aye, that's it.
- Evet. Barbara'yı elinde bulundurdukları yer işte orası.
That's where they've taken Barbara.
Bak işte orası biraz şüpheli.
Now, there is a dubious distinction.
"Mezarlık, işte orası!"
"The cemetery. That's where."
Oh, evet... işte orası!
Oh, yes... right there!
- "Tanrım, evet Frank, işte orası."
- "God, there, Frank, yes."
İşte aşkın keşfedilmeyi beklediği en hassas yuva orasıdır çoğunlukla iki kişi yetersiz bir miktardır onun için.
Love is always there to be discovered especially with more than two.
- Orası yalan işte!
- It's a lie!
İşte orası.
There it is.
İşte orası.
There.
İşte orası!
There it is!
İşte orası!
JEROME : There it is.
İşte orası.
That's what's up there.
İşte orası, şoför bey.
There it is, driver.
Orası muallak işte.
Well, that's not up to me.
İşte tam orası, moruğum.
Now that rock, my old one.
Sizden ayrılacağım yer de işte tam orası olacak Bay Nordley.
And that, Mrs. Nordley, is where I leave you all.
İşte, tam orası...
There now.
İşte orası.
Right there.
Tarihe göre hayat gül bahçesi değil Orası kesin işte
# History discloses life's no bed of roses And that's for darn sure
- İşte orası.
- That's the place.
- İşte orası.
That's it.
İşte orası.
There are the barracks.
İşte orası.
That's it.
İşte orası!
Oh, there!
İşte orası hayatım.
There you go, my dear.
Ama şu tünel, işte onu yakalayacağımız yer orası.
But that tunnel, that's where we're going to catch him.
İşte orası, efendim.
Well, there it is, sir.
- İşte orası.
- That's it.
İşte orası...
Leave it here.
İşte orası Daleklerin, tutsakları dönüştürdüğü yer.
That's where the Daleks operate on the prisoners.
Sokaklarda, işte olduğu yer orası.
On the streets, that's where.
- işte gideceğim yer orası.
- That's where I'm going.
İşte orası, her perşembe tuzlu domuz eti ve mercimek servisleri var.
Over there, every Thursday they serve salt pork and lentils
İşte orası, devam et!
Here he is, go on!
İşte orası!
This is it
- İşte orası.
- Were you close to Mr. Tindle when you fired the gun?
İşte onları öldürdükleri yer orası. Kafalarını kocaman bir balyozla eziyorlar!
They bash'em in the head with a big sledgehammer!
Orası.İşte tam orası.
Right there.
İşte tam orası!
Right there!
İşte orası.
Oh, there.
İşte orası!
There she is!
İşte orası John.
There she is, John.
Orada içeri girmenin... bir yolu olmalı. İşte orası.
I just don't know.
İşte orası, harika.
Right there, that's lovely.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]