English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ O ] / Orası nerede

Orası nerede traduction Anglais

204 traduction parallèle
- Orası nerede?
- Where's that?
- Orası nerede?
- Where is it?
- Orası nerede?
- Where is that?
Peki orası nerede?
And that's where?
Orası nerede?
Where's that?
Orası nerede?
- Where is that?
Orası nerede?
Where is it?
Orası nerede?
From Bavaria?
- Orası nerede? - İsviçre'de.
Switzerland.
- Orası nerede?
- Where is this place?
Orası nerede, ormanda mı?
Where is that, the jungle?
- Mayfield Caddesi mi, orası nerede?
Mayfield Road. Where's that?
- Orası nerede?
Bye! - Where is it?
- Orası nerede?
Where is Le Kef?
- Orası nerede?
Where is that?
Orası nerede demiştin?
Now, where did he say that spot was?
Orası nerede?
Where ´ s that?
Orası nerede bilecek kadar akıllı değilim ama her şeyin değiştiğini biliyorum.
I'm not smart to know where it is, but I know things are changing.
Orası nerede?
- Where's that? - You still here?
- Peki orası nerede?
- Where's that?
Nerede kadın bulursa evi orasıdır.
Home is wherever he finds a woman
Karnınız nerede doyuyorsa, orası memleketinizdir.
Wherever you make your bed, there's your homeland.
Bir insan nerede kazanıyorsa, orası anavatanıdır.
Where they make a profit, there is their motherland.
Orası nerede?
Where is that?
Nerede sihir ve hayal kurma ve seyirci varsa, orası tiyatrodur.
Wherever there's magic and make-believe and an audience, there's theatre.
Nerede orası?
Where is that?
Nerede bir savaş olsa orası ya çok sıcaktır ya da çok soğuk.
It's always either too cold or too hot wherever there's a war on.
Nerede bir Amerikan konsolosluğu varsa orasıdır sanırım.
Wherever, I suppose, there's an American consulate.
- Nerede orası?
Victor Velasco lives in 6A, the attic.
Nerede orası?
Where's that?
Herhangi bir iş alanında nerede kâr varsa orası meşru bir hedeftir.
Any industry where profits can be made is fair game.
Belki Yin Chi'in odasında nerede orası?
I don'tknow. Maybe in Yin Chi's room. Where's it?
- Nerede orası?
- Where's that?
İş merkezine ne zaman gideceğim ben? - Hem nerede orası?
- Where is it, anyway?
- Nerede orası?
- Where is it?
Nerede orası?
Where to?
- Nerede orası, Nebraska'da mı?
- Where's that, Nebraska?
Orası nerede?
Mmm. Wherever that is.
- Nerede orası?
- Where?
- Nerede orası?
Where's that?
Aşağıya inmek istemezsiniz. Birincisi bana o şeyin nerede olduğunu göster böylece belki buradan çıkarız ya da geceni uyuyarak harca. Orası labirent gibidir.
You're not going to want to go down there.
E güvertesindeki turbo asansör orası boş nerede o hiçbir yaşam belirtisi algılamıyorum.
The turbolift's on E Deck. It's empty. Where is he?
Nerede orası?
Where is it?
"Curly, araban nerede?" - Garajda? - Orası nerede?
02, 00 : 10 : 38 : 02, "Can you give me a ride somewhere?"
Peki o zaman "orası" nerede?
Then where is "it"?
Gidebileceği tek yer orası. Şehirde nerede olduğunu bile biliyorum.
That's the only place she could go.
Dediğim gibi, paramı nerede görebiliyorsam, orası hoşuma gider.
Like I said, I like my money where I can see it.
- Orası da nerede?
- Where the hell's that?
Aslında, Galiba tam olarak nerede olduğunu biliyorum.. Ve orası çok sıcak.
Actually, I think I know exactly where she is and it's pretty fuckin'hot.
Nerede orası?
Where's there?
Nerede orası Bay Massu?
Where's that, Mr. Massu?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]