English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ K ] / Katil o

Katil o traduction Anglais

2,218 traduction parallèle
O yüzden kaçmama yardım etmezsen sen de katil olacaksın.
So if you don't help me escape, you'll be a murderer, too.
Çünkü katil o bayıra bir mesaj bırakmıştı.
Beuse the killer left behind a message on that ridge.
Çünkü katil o bayıra bir mesaj bırakmıştı.
Because the killer left behind a message on that ridge.
Bu, tanıdığı birisini suçlu göstermek için o listedeki insanları hedef almış çılgın bir seri katil olan Declan'la ilgili.
This is about Declan, a crazy serial killer who targeted the people on that list because he knew someone else would look guilty.
Ne kadar iyi bir katil olursam o kadar iyi bir baba olurum.
Focused. Thus, the better killer I am, the better father.
Katil o mu?
That kid's the killer?
Katil o... çocuğu.
Homicidal little bastard.
Bak, Johnny ve ben birbirimizi sevmeyiz, doğru, ama ben artık vampir olmadığım için ve o hala kalpsiz bir katil olduğundan ötürü, müzakere edemeyecek bir durumdaydım.
Look, Johnny and I may detest each other, it's true, but with me no longer being a vampire, and him still being a stone cold killer, well, I really wasn't in a position to negotiate.
Bu oranlar ile görünen o ki Bay snead, O gerçek bir katil olmalı.
With odds like that Mr. Sinead must have a real killer for them.
Katil o.
It's him
Kurban olan o, katil değil.
- She was the intended victim, not the shooter.
O bir katil balina Benjamin.
She is an orca, Benjamin.
Belki katil, saldırdığı sırada o boşlukta duruyordu.
Maybe the killer was standing in that void when he attacked.
Ama şunu bilmeni isterim ki o adamlar, araştırma konusu yaptığın o insanlar var ya sen nasıl nitelendiriyorsun bilmiyorum ama onlar birer katil.
But I just want you to know that those... those people that you been studying... I mean, let's call them what they are ; those killers.
Yani o "acımasız katil" olayları sadece bir oyun muydu?
So that whole "ruthless killer" bit was just an act?
O bir istifçi, katil değil.
She's a hoarder, not a killer.
O halde katil, adama banyo yaparken saldırdı ve kafasını duvara çarptırdı.
So the killer attacked him in the shower and smashed his head against the wall. And he drowned.
O katil
He is the killer
O adam bir katil. Size söylüyorum, adam bir katil!
I'm telling you he's a murderer!
Nefsi müdafaa olduğuna kim inanırdı ki? O yüzden seri katil öldürmüş süsü vermeye çalıştım.
I just tried to make it look like he was another serial killer victim.
O bir katil!
He's a murderer!
O kahrolası bir katil!
She's a fucking murderer!
O katil değil.
It's not.
Kurnaz bir katil. O gönderir.
A crafty killer, that's who.
O bir katil. Ve bir lezbiyen.
She is a murderess and a lesbian.
Sanırım biz de listede sıradaki kişiyi yakalayacağız. Ki eminim o, gerçek katil. Declan da baskın yapıp, küçük bir gölgelik gibi beni gölgede bırakamayacak.
I figure we'll bust the next person on the list, who I know is the real killer, and Declan can't swoop in and steal my thunder like the little thunder-stealer he is.
Eğer bu, onu katil yapıyorsa, o zaman sen de Ted Bundy'sin.
If that makes someone a killer, then you're Ted Bundy.
- O bir... katil.
- Uh, he's kind of a... Murderer.
Aradığımız katil o.
He's our killer.
Senin dediğin gibi o bir katil.
Like you said, he's an assassin.
O halde katil deli bir çevreci.
The killer is a lunatic environmental activist.
Yoksa o bir seri katil mi?
is he a serial killer?
Katil kimin yaptığını bilmiyor o zaman ikisini de tehdit ediyor.
The killer doesn't know which of them took it so threatens them both. Right.
Bunun kutuda işi ne? Katil bunu o gece eve getirmiş.
Murderer brought that to the house that night.
Hayır, o bir katil. Bronz bölümüne ait. - Bunu bilemezsin.
Maybe she has some information- - no, she is a killer, and she belongs in the bronze sector.
O olmazsa katil serbest kalır.
Without it the killer will walk.
Yani Bick'le kim yakın temasta bulunduysa yakın derken, onu boğup karnını yaracak kadar yakınlaşıp bu polenleri ona geçirdiyse katil o. Aynen öyle.
Exactly!
1980'lerden bu yana "katil" kelimesinin anlamı o kadar değişti mi ya?
Oh, has the definition of "killer" changed a bunch since the 1890s?
O zaman belki de katil annedir.
So maybe the mom killed him.
O soğuk kanlı bir katil!
He's a cold-blooded killer!
O bir katil değil.
She's not a killer.
Sonra o katil gelip kaynağımı onlara vermemi istedi.
Those hit men wanted me to give up my source.
O bir katil.
- And he's a killer.
Suçlu o olabilir. Bildiğimiz kadarıyla katil acımasızdı.
She could be the culprit- - fiendish killer, for all we know.
O yüzden de katil işini bitirmek için Chaparral Glen'e kadar onu takip etti.
So the killer follows him to Chaparral Glen to finish the job.
Ama o yaptıysa, kiralık katil tutmaz mıydı?
If it was him wouldn't he have hired better assassins?
Kiralık katil filan için değildi o.
This isn't for a hit man.
- O bir katil Violet.
He's a murderer, violet.
O halde katil yerli.
Then he's local.
O bir katil.
It's a killer.
O katil de James Stanworth olabilir. Yeterli kanıtınız yok.
You don't have enough proof.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]