Merak ediyordum da traduction Anglais
752 traduction parallèle
Seni hak etmek için ne yaptım diye merak ediyordum da.
I was just wondering what I'd done to deserve you.
Merak ediyordum da Albay, gelecek hafta benim bölgemde başkanla bir toplantı ayarlasanız, çok hoş olurdu.
I was wondering, Colonel, if you'd be kind enough... to chairman a meeting up in my district next week.
Merak ediyordum da, efendim.
I was wondering, sir.
Elya, tatlım, merak ediyordum da...
Elya, honey, I was wondering...
- Elya, tatlım, merak ediyordum da eğer...
- Elya, honey, I was wondering if you...
Merak ediyordum da acaba bu adama biraz iyi davransan.
I was wondering if you'd be nice to him.
Merak ediyordum da, nedir bu? Colossus'un mizah anlayışı mı?
I was just wondering, is that what you call a colossal sense of humor?
Merak ediyordum da, General Marago Koyunda bulunan cesedi duydunuz mu?
No, I was wondering, General, have you heard about that body they found off Marago Cove?
Merak ediyordum da... kartımı bıraksam ben.
I was wondering if I might... leave my card with you.
Merak ediyordum da... acaba benim için küçük bir çek bozdurabilir misiniz?
I was wondering... can you cash me a small check?
Merak ediyordum da geçenlerde kayıt stüdyosunda demo albümü hazırlıyordum...
See, what I was wonderin'... I'm makin'a demonstration album at a recordin'studio.
Merak ediyordum da -
Would you be -
Şey, merak ediyordum da -
Well, I wonder...
Bayan, merak ediyordum da...
Miss, I was wondering...
Merak ediyordum da burada kalabilirsem...
I was just wonderin if I could use this place to stay.
Merak ediyordum da, sağlık departmanı ona bakmalı mı acaba.
I was just wondering if the Health Department should look at it.
Ben, ben merak ediyordum da acaba, eski işlerimizi geri almak gibi bir şansımız var mı, efendim.
I, I was just wondering if there's, um, any chance we might have our old jobs back, sir.
Merak ediyordum da..
I was just wondering...
Bu geceki kutlamalarda yardım edip edemeyeceğini merak ediyordum da.
I wondered if you would help with the celebrations tonight.
Merak ediyordum da.
I was wondering.
Merak ediyordum da yanaştıktan sonra bizi törenle mi karşılayacaklar?
I was wondering, are they planning a ceremony when we get in?
Merak ediyordum da...
Um, I was wondering...
Şey, merak ediyordum da... Beth'i dışarı çıkarmam senin için sorun olur mu diye.
Well, I was wondering... if you would mind if I took out Beth.
Merak ediyordum da...
I was wondering....
Dinle, merak ediyordum da sömestr sonuna kadar astronomi ödevimi yapar mısın?
Listen, I was just wondering... would you do my astronomy homework... for the rest of the semester?
Söylesene, merak ediyordum da, taht ya da diğer adıyla Kapatek-Anahuac...
Tell me, I was just wondering, the throne or Kapatek-Anahuac...
Bu yüzden merak ediyordum da -
So I was wondering -
Merak ediyordum da, acaba bana...
Say, I was wondering if you could tell me...
Sana şeyi soracaktım... Merak ediyordum da...
I was wondering...
Merak ediyordum da...
I was wondering if any...
- Merak ediyordum da...
- I was wondering...
Merak ediyordum da saçın biraz daha uzun olsaydı, veya yüzündeki iz olmasaydı nasıl olurdun.
I was wondering what you'd look like with your hair a little longer, and without that bruise on your face.
Merak ediyordum da acaba bizi otoparkta 5 dakikalığına da olsa gezdirip, arabamızı aramaya yardım etmeniz mümkün mü diye soracaktım?
I was wondering if it would be possible to drive us around the garage for five minutes so we can look.
Merak ediyordum da...
I was wondering...
Sadece merak ediyordum da neden iki adam sabahtan beri tutukluyken, avukatları dışarıda topa vuruyor.
I was just wondering why two guys have been locked up... since this morning while their lawyer's outside hitting a ball.
Merak ediyordum da-
I was wondering if
Nerededir diye merak ediyordum da.
I was just wondering where he was.
- Merak ediyordum da...
- Hi. - I was just wondering...
Sadece bu açık devreler kaç volt diye merak ediyordum da.
I was just wondering how many volts are in that exposed circuit.
- Jean, merak ediyordum da...
- Jean, I've been wondering...
Merak ediyordum da senden imzalı fotoğraf alma şansım var mı?
I'm wondering if there's any chance I can get an autograph from you.
Dinleyin, merak ediyordum da bir ara dışarı çıkmak ister misiniz, belki bir yemeğe.
Listen, I was wondering if you'd like to go out sometime, grab some dinner maybe.
İkinci olarak da boş kafalı budalaların... nasıl davrandıklarını merak ediyordum.
Secondly, I was curious to see... how a bunch empty-headed nitwits conducted themselves.
- Merak ediyordum da...
I was just wondering... What?
Yukarıda hala bir savaş olup olmadığını, güneşi tekrar gördüğümde insanlığın var olup olmayacağını merak ediyordum.
I wondered if there was still a war being waged above me if man would still exist when I saw the sun again.
Senin gibi iyi, temiz yüzlü genç bir adamın nasıl olup da bu kötü yola düştüğünü merak ediyordum.
I was wondering how come a nice, clean-cut young fellow like you... gets to be put on the hard road.
Geri döndüğünüzde, biliyorum aptalca olacak, bir anlamı da yok, ama sadece iki kilo fazlanız vardı, merak ediyordum acaba kalan dört buçuk kiloya ne oldu?
Now, I know it's a stupid point, Doc, and it doesn't mean anything, but you were only, uh, four pounds overweight, and I was wondering what happened to the other nine pounds
Bu maddeyi analiz ediyordum da merak ettim ;
I've been analysing this.
Mamuwalde, elime birkaç eski Afrika mücevherleri geçti. Ben de acaba sen satın alır mısın ya da bana nereden geldiği konusunda bilgi verebilir misin diye merak ediyordum.
Mamuwalde, I've acquired some ancient African jewelry, and I was wondering if you could come by sometime and help me figure where it came from.
Evet.Bana eşlik eden bayan kaçırıldı mı ya da tutuklandı mı merak ediyordum.
Yes. I'm not sure whether he arrested or abducted the lady who accompanied me.
Sadece merak ediyordum, belki de sen giderken onları da götürmüş olabilir misin diye?
I was just wondering if, you know maybe you took them with you.