Muhteşemdir traduction Anglais
291 traduction parallèle
Batı Highlands'de olmak her zaman muhteşemdir.
It's always marvellous being in the West Highlands.
Muhteşemdir!
It's splendiferous!
Yılın bu zamanı muhteşemdir.
It was always beautiful this time of year.
Kulenin mazgallarından şehrin görünümü ~ muhteşemdir!
The views from the turrets - you can't imagine. Magnificent.
Gözlerim muhteşemdir.
I've got perfect eyesight.
Yazın Cannes'da hayat muhteşemdir.
Life is wonderful in Cannes in the summer.
Ormanda günbatımı muhteşemdir.
The sunset is beautiful in the woods.
Cezbolacaksın, çünkü o muhteşemdir.
You will be tempted to because he is a marvel.
Muhteşemdir.
Fantastic.
Onun vücudunu göreceksiniz, daha muhteşemdir.
You will now see that her body is no less magnificent.
- Özgürlük muhteşemdir.
- Freedom is wonderful.
Benim ülkem muhteşemdir.
Mine is a great country.
Biliyor musun İtalyan bisikletçileri muhteşemdir fakat onlardan hiç korkmadım.
You know... Italians are great on a bike, but I was never afraid of'em.
Ayasofya bazilikası muhteşemdir.
The church of Santa Sofia is absolutely magnificent.
'Şenlikler'muhteşemdir!
They're marvelous'fiestas'!
Cinsel birleşme sırasında her şeyi unuttuğun bir an olur ki bu muhteşemdir.
You know, in the sexual act there's that moment of complete forgetting... which is so incredible.
Muhteşemdir. "
He's fabulous. "
Oh evet, muhteşemdir.
He's great.
Bağdat'ta güneşin doğuşu muhteşemdir.
The sunrise is magnificent over Baghdad.
Muhteşemdir
She is gorgeous.
Onlar muhteşemdir.
They're terrific.
Evet, muhteşemdir.
Yeah, she's wonderful.
Hayat muhteşemdir.
Life is great.
Ne Sistine Şapeli ne de B Minor Mass. 12 yaşındaki bir oğlanın götü muhteşemdir.
Not the Sistine Chapel orthe B Minor Mass.
Muhteşemdir.
He's really fantastic.
Ve bence Susan Sontag muhteşemdir.
And I think Susan Sontag is brilliant.
Bu adam muhteşemdir.
This man's phenomenal.
Ve inanın bana bu içki... muhteşemdir.
It's made with fresh fruit right off the vine. Trust me when I tell you that it is nothing short... of spectacular.
Muhteşemdir.
Oh, he's fantastic.
Muhteşemdir.
It's phenomenal.
Charlie Reed muhteşemdir.
Charlie Reed is terrific.
Bu yüzden bu kadar muhteşemdir.
That's what makes the tango so great.
- Muhteşemdir.
- Yeah, she's terrific.
Ama muhteşemdir.
But, gorgeous.
"Ay muhteşemdir."
The moon is great
Gayet muhteşemdir.
It's rather wonderful.
Başarıları kafada çok muhteşemdir, ancak gerçek hayatta işe yaramazlar.
Their achievements are grand up here but here where it counts, they fall short.
Adamın kadına gittiği yer muhteşemdir.
It's amazing when he visits her.
- Oranın yemekleri muhteşemdir.
- Food is usually terrific.
Gordon, eğer doğru insanları tanıyorsan hayat muhteşemdir.
Gordon, life can be great when you know the right people.
Bu ürün muhteşemdir!
Oh, this product is amazing!
Bob Herbert de muhteşemdir.
And Bob Herbert's great.
Muhteşemdir.
She is glorious.
Muhteşemdir.
He's great.
Belki de bizim umduğumuzdan daha muhteşemdir.
I think maybe it's more powerful than we'd like it to be
Ayrıca çikolataları da muhteşemdir...
And their chocolate is to die for...
Evet. O muhteşemdir.
Yeah, she's killer.
Sahiden muhteşemdir. Birkaç yıl önce Reno'da izlemiştim.
I caught his act in Reno a few years ago.
O böyle muhteşemdir.
He's great like this.
Profesör, muhteşemdir.
The professor is great.
Muhteşemdir.
And, uh, it's just fantastic.