English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ O ] / O kadar da değil

O kadar da değil traduction Anglais

6,282 traduction parallèle
Yok o kadar da değil.
Oh I wouldn't go that far.
- O kadar da değil.
- Mm, I'm not there yet.
Burada birini bulmak o kadar da kolay değil.
Its no small feat, to locate someone here
O kadar da karışık değil.
It's not that complicated.
Biraz zırvalıkla dolu ama o kadar da fazla değil.
Kind of full of shit, and not so full of shit.
- O kadar da kötü değil. - Ayrıca Dexhart kirli dövüşüyor.
And also, Dexhart fights dirty.
O kadar da komik değil.
It's not funny.
Gözlerim o kadar da ayrık değil.
Mine aren't too far apart.
O kadar da kötü değil.
It's not that bad.
Lucknow o kadar da kötü değildi. Eğlendik biraz, değil mi?
Lucknow wasn't so bad, we had fun
O kadar da büyük değil.
Not the biggest of mistakes. Someone...
Sizin gibi delikanlılar için o kadar da fena değil.
Not too bad for young men like you.
O kadar da sıcak değil.
It's not that hot.
Yok canım, o kadar da kötü değil.
Oh, come on. He's not that bad.
- Yani o kadar da çok değil.
Well it's not that so much as...
Bu o kadar da zor değil.
It's not hard to do.
Burada olmak o kadar da kötü değil.
It's not so bad here. Come on.
O kadar da kötü değil.
I'm fine. It's not that bad.
Evet, o kadar da eğlenceli değil.
Yes, isn't that funny.
O kadar da komik değil.
It's not that funny.
- Yok canım, o kadar da kötü değil.
No, it's not that bad.
O kadar da kötü değil.
Hey, that's not bad, I mean...
- O kadar da zeki değilsin, değil mi Bill?
You're not very bright, are you, Bill?
Ki bu o kadar da alakalı değil. Son kısmı atlayalım.
Which is not strictly relevant, skip that last part.
- O kadar da kötü değil.
Deluxe. It's not that bad.
Yüzün o kadar da çirkin değil.
Your face isn't that ugly.
O kadar değil, kırardı da.
It's not all it's cracked up to be.
Evet, ingilizcem o kadar iyi değil ama sanırım Bay Covington da senin erkek arkadaşın olduğunu söylüyor.
Sí. My English is not so good, but I think Señor Covington say he is also your lover.
O kadar da mühim bir şey değil.
It's not a big... messy disaster like I've seen.
- Aslında o kadar da kötü değil.
- Actually, it's not that bad.
O kadar da kötü değil, canım.
Oh, it's not that bad.
Ama ölüm o kadar da üzücü bir şey olmak zorunda değil.
But death doesn't have to be such a sad thing.
Biz taşınmanı istemiyoruz, Ki o kadar da kötü bir fikir değil Biz sadece,
We don't want you to move, per se, although it isn't the worst idea I've ever heard.
- O kadar da iyi değil.
Not that well.
Kim olduğumu biliyor olabilirler ama bu o kadar da önemli değil. Rumplestiltskin bende olduğu sürece, güzel beynin bende olduğu sürece önemli değil.
They may know who I am now, but it no longer matters, not when I have you, Rumplestiltskin... not when I have your beautiful brain.
- O kadar da felaket bir durum değil.
Well, it - - it's - - it's not such a huge disaster.
- Artık o kadar da sıkıcı değil.
Not so boring after all.
O kadar da önemli degil. Sonuçta güzel beynim benim elimde.
It no longer matters, I have your beautiful brain.
Bu durumda belki de o kadar da gizemli değil.
In this case perhaps not that mysterious.
O kadar da kötü değil!
This will be even worse.
O kadar da kötü değil.
It's not so bad.
Ama Araplar o kadar da saf ve mübarek değil.
But not all Arabs are clean and saint-like.
Delf, biliyorsun, Karl's o kadar da kötü biri değil.
Delf, you know, Karl's not as bad as all that.
Aslında o kadar da iyi değil.
Well, not exactly good.
O kadar da önemli değil.
"F" to the "Y" to the "I" - - this is so not a big deal.
O kadar da önemli değil.
It's no big deal.
O da bizden çalıyor, ama en azından diğerleri kadar değil.
Though he'll loot us but at least less than others.
Martha o kadar da kötü değil.
Martha's not so bad.
O kadar da büyük bir olay değil.
It's not that big of a deal.
O kadar da önemli bir mesele değil.
Yeah, it's not a big deal, so...
O kadar da güzel değil.
It's not that great.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]