O kadar iyi olur traduction Anglais
453 traduction parallèle
Kimseden bir farkınız yok... bunu kafanıza ne kadar çabuk soksanız, o kadar iyi olur.
You're the same as anybody else and the sooner you get that through your head, the better.
Ne kadar çabuk olursa, o kadar iyi olur.
The sooner the better, right.
İşin doğrusu, etrafında ne kadar az kişi olursa, o da o kadar iyi olur.
In fact, the fewer people around him, the better off he'll be.
Ne kadar az insan bilirse onun için o kadar iyi olur.
The less people know about it, the better it will be for her.
Ne kadar çabuk itiraf edersen, senin için o kadar iyi olur.
The sooner you admit it, the better it'll be for you.
Sana sorular soracaktım, ama madem şu suç duyurusunu imzaladın artık ne kadar az şey bilirsen, o kadar iyi olur.
I was gonna ask questions, but since you signed that the less you know, the better.
- Ne kadar çabuk çıkarırsanız o kadar iyi olur.
- The quicker you get it out, the better.
Ne kadar çabuk olursa o kadar iyi olur.
The sooner, the better.
Bu işi ne kadar az kişi bilirse o kadar iyi olur.
The fewer people who know about this the better.
Benim fikrimce... ne kadar çabuk ayrılırsanız, herkes için o kadar iyi olur. Özellikle de ordu için.
As far as I'm concerned the quicker you're out, the better for everybody especially the Army.
Ne kadar çabuk olursa, o kadar iyi olur deyim yerindeyse.
The sooner the better to coin a phrase.
Ne kadar çoksa o kadar iyi olur.
All the better.
Ne kadar çabuk olursa o kadar iyi olur.
Sooner the better.
Auvers'e ne kadar çabuk yerleşirsem o kadar iyi olur bence.
I think the sooner I get settled in Auvers, the better.
Tamam, ama ne kadar çabuk olursanız o kadar iyi olur.
That's all right, well as quickly as you can, please.
Yola ne kadar çabuk çıkarsanız o kadar iyi olur.
The sooner you get going, the better.
Ne kadar kısa zamanda buradan ayrılırsa o kadar iyi olur.
It would be best if he could leave at once.
Şey, bence ne kadar erken başlarsamız, o kadar iyi olur.
Well, as far as I'm concerned the sooner you get started, the better!
Birbirimizi ne kadar az görürsek o kadar iyi olur..
The less we see each other, the better. Bye.
Hazırlıklara ne kadar erken başlarsak, o kadar iyi olur.
The sooner we get on with the arrangements the better.
Çok sağolun ne kadar az ilgilenirsek o kadar iyi olur
Our humble thanks but the less attention the better
Ne kadar hızlı anlarsanız, sizin için o kadar iyi olur.
And the sooner this will become clear to you, the better for you.
Ne kadar çok olursa o kadar iyi olur.
Rim-fires, if you've got'em. All you can spare.
İşimiz ne kadar çabuk hallolursa, o kadar iyi olur.
The quicker we settle this, the better.
Miss Norton için durum kötü görünüyor ama sen ne kadar uzakta olursan onun için o kadar iyi olur.
Now, it looks bad enough for her no matter where you're at, but the further away you are, the better.
Kız ne kadar uzakta olursa o kadar iyi olur.
The less the girl hears, the better.
Ne kadar az bilirsen, o kadar iyi olur.
The less you know the better.
Annene ne kadar çabuk söylersen o kadar iyi olur.
Andare via. The sooner you tell your mother, the better.
Dolayısıyla borcunuzu ne kadar erken öderseniz o kadar iyi olur.
Therefore, the quicker you make restitution, the better.
Ne kadar az bilirseniz o kadar iyi olur.
The less you know, the better for us.
Ne kadar az ilgilenirsen o kadar iyi olur.
- Should I apologize? - The less said, the better.
Bu yüzden bu kağıtları ne kadar çabuk imzalarsak o kadar iyi olur.
The sooner we sign the papers, the better.
Ne kadar güçlü ise senin için o kadar iyi olur.
The stronger he is the better for you.
Ne kadar az insan bunu bilse, o kadar iyi olur.
The less people that know about this, the better.
Ne kadar az bilirsem, senin için o kadar iyi olur.
The less I know, the better it is for you.
Bu utanç verici olay hakkında... ne kadar az konuşulsa o kadar iyi olur.
But the less said about this embarrassing incident, the better.
Evet, belki de ne kadar az bilirsem o kadar iyi olur.
Yeah, well, it's probably better the less I know.
Ben de en az senin kadar kararlıyım o yüzden benimle gelsen iyi olur.
I'm just as determined as you are, so you might just as well come with me.
O zamana kadar burada kalıp beni yalnız bırakmazsan iyi olur.
It'd be nice if you'd stay and keep me company till then.
Kendimi beğenmişliğime karşı iyi bir ders olur, o kadar.
Fine blow to my conceit, that's all.
Ne kadar mızmızlık varsa, o kadar iyi bir ekip olur, Jim.
The bigger the gripe, the better the army, Jim.
- Merhaba doktor. - O adam 10 : 30'a kadar aramazsa, kendimiz başlasak iyi olur.
If that guy don't call by 10 : 30, we better get started anyway.
Yem ne kadar iyiyse, o kadar iyi balık olur.
Well, prettier the bait, the better the catch.
Düşündüm ki eğer bunu yaparsam daha iyi cihazlar satın alabiliriz o zaman Payne Havayolları, daha büyük bir havayolu olur ve herkesin çok parası olur, böylece hiç kimse evlenmek için 1954 yıIına kadar beklemek zorunda kalmaz.
Well, I thought if I did that, that we could buy some new equipment and all sorts of things, and then Payne Air would be a big airline, and everybody'd make a lot of money, and then no one would have to wait until 1954 to get married.
Belki o uyuyuncaya kadar burada kalsam daha iyi olur.
Maybe I'd better stay here till she goes back to sleep.
Daha sonra pişirmek için vaktim olmayacak o yüzden yiyebildiğiniz kadar yemeniz iyi olur.
I will not be able to cook later on so... you better eat whatever you can, eh!
Evet, peki bizim arabada ne kadar var, 200,000 dolar,... o zaman hepimiz gözümüzü dört açsak iyi olur.
Yes, with the $ 200,000 we took in the car... We'd better open our eyes.
O zamana kadar beni aramaya alışmasan iyi olur.
Until then, you'd do better not to try and join me.
Ne kadar erken olursa o kadar iyi olur.
The sooner the better.
Savaştan sonraya vermeyi düşündüğüm fakat o kadar iyi gidiyorsunuz ki şimdi de versem olur diye düşündüğüm nadir kaliteli purolar.
- No, but when you do, you must use this one! - In front of strangers?
O çetenin dönmesi fazla sürmez. O zamana kadar gitsem iyi olur.
Won't be long before that bunch comes back, and I'd best be gone by then.
o kadar mutluyum ki 33
o kadar 1376
o kadar güzelsin ki 18
o kadar ki 28
o kadar iyi 85
o kadar param yok 29
o kadar da değil 104
o kadar oldu mu 34
o kadar mı 107
o kadar da önemli değil 19
o kadar 1376
o kadar güzelsin ki 18
o kadar ki 28
o kadar iyi 85
o kadar param yok 29
o kadar da değil 104
o kadar oldu mu 34
o kadar mı 107
o kadar da önemli değil 19