Onu sevmiştim traduction Anglais
408 traduction parallèle
Onu sevmiştim.
I loved him.
- En çok onu sevmiştim.
- I like that one best.
Görür görmez onu sevmiştim.
Liked him the minute I first clapped eyes on him.
Ama onu sevmiştim... delicesine.
I despised his politics. But I loved him... insanely.
Oğlunuzu gördüğüm an onu sevmiştim.
You know, the minute I laid eyes on your boy, I liked him.
- Hadi. - Onu sevmiştim.
I loved her.
Onu sevmiştim.
I liked her.
Çünkü onu sevmiştim.
Because, I loved him.
İyi değildi, kötü de değildi ama... onu sevmiştim.
He wasn't good, he wasn't bad but... I loved him.
Robert. Başından beri sendeki onu sevmiştim.
Oh, Robert, it was him I loved in you from the start.
Ben de onu sevmiştim.
And I loved her.
Onu sevmiştim. Ama hiç iyi biri değilmiş.
I loved her but she wasn't nice at all.
Çok olduğunu söyleyemem ama onu sevmiştim.
I can't say it ever came to much, but I loved him.
Onu sevmiştim. biliyorsun.
I loved him, as you know.
Onu sevmiştim.
Him I loved.
Okumuş bir kadın değildi, pek güzel de sayılmazdı ama onu sevmiştim.
She was not a highly educated woman, or even beautiful. But I loved her.
Böyle olsun istememiştim ama onu sevmiştim ve o beni başka bir kadın için terk etti!
I didn't mean to do it, but I loved him and... he left me for another woman!
Sanırım onu sevmiştim.
I guess I loved him.
Hayır, onu sevmiştim.
No, I liked him.
Onu sevmiştim ve şimdi özlüyorum.
I loved him and now I miss him.
Onu sevmiştim.
I liked the guy.
Onu sevmiştim.
Him, I loved.
Onun gibi biri olmamaya yemin ettim. Ama onu sevmiştim.
I swore I would never be a man like him, but I loved him and he was in danger.
Anne, onu sevmiştim.
Mama, I loved him.
Onu sevmiştim seni de sevmiştim.
I loved her... and I loved you. Shut up!
Onu sevmiştim be Jerry.
I loved her, Jerry.
- Onu sevmiştim.
- I loved him.
Onu sevmiştim.
I liked him.
Onu çok sevmiştim.
I loved her too much.
Bir zamanlar birini sevmiştim ve onu kaybettim.
I loved someone once. And the person I loved, I lost.
Onu hemen sevmiştim.
I liked him right away.
Onu sevmiştim Jackie.
I loved her, jackie.
Onu çok sevmiştim.
I loved him so much.
Onu her zaman sevmiştim.
I always liked him.
Onu çok sevmiştim.
I really loved her.
Onu çok sevmiştim.
I loved her very much.
Peter'in onu bir fahişe ile aldatması fikrini sevmiştim.
I liked the idea that Peter was cheating on her with a prostitute.
Londra'da Greenchers'da gördüğümde onu çok sevmiştim.
You liked him well enough when you met him in London.
Onu nasıl sevmiştim!
How I loved her!
Onu da sevmiştim, bebeğim.
I loved it, baby.
Onu bu yüzden sevmiştim zaten.
That's what I liked about her.
Biliyorsun, onu gerçekten çok sevmiştim.
You know, and I really liked him.
Onu o kadar çok sevmiştim ki, onun için intihara kalkıştım.
I loved her so much, I tried to die for her.
Sevmiştim onu.
I liked him.
Onu canımdan çok sevmiştim!
I loved him more than my own life.
Onu bu yüzden sevmiştim.
That's why I loved her.
Onu sevmiştim.
I loved her.
Çok hoş bir midilliydi ve ben onu çok sevmiştim.
He was a beautiful pony, and I loved him.
- Çünkü onu sevmiştim.
Because I love him.
Onu gerçekten sevmiştim.
I really loved'im.
Her zaman sevmiştim onu.
Always loved that one.
onu severim 35
onu sevdin mi 31
onu sevmiyorum 46
onu seviyorum 468
onu seviyorsun 78
onu seviyor musun 173
onu sevdim 104
onu seviyor 24
onu seviyordum 30
onu seveceksin 42
onu sevdin mi 31
onu sevmiyorum 46
onu seviyorum 468
onu seviyorsun 78
onu seviyor musun 173
onu sevdim 104
onu seviyor 24
onu seviyordum 30
onu seveceksin 42