Onunla konuşayım traduction Anglais
764 traduction parallèle
En azından onunla konuşayım.
At the least, let me speak to her.
Harry, bırak da onunla konuşayım.
Harry, let me speak to him.
O zaman Bay Big Eagle buraya getirin onunla konuşayım
Then bring Mr. Big Eagle here so I can talk to him.
Onunla konuşayım.
I'll talk to her.
İzin ver onunla konuşayım.
Oh, let me speak to him.
- En iyisi onunla konuşayım.
- I better talk to her.
Onunla konuşayım.
Let me talk to her.
Bana ver, onunla konuşayım.
Let me talk.
- Onunla konuşayım, müfettiş.
- Let me try and talk to him, inspector.
- Charlie, bırak onunla konuşayım.
- Charlie, let me talk to him.
Sinirlenme. Bırak onunla konuşayım.
Don't get angry, let me talk to him.
İzin ver de, onunla konuşayım, Dr Han.
You must let me speak to him, Dr Han.
Onunla konuşayım.
I'll talk to him.
Onunla konuşayım, Anne!
Let me talk to him, Mama!
Hadi uzaklaş da onunla konuşayım.
And get cracking so I can talk to her.
Onunla konuşayım.
Let me speak to him.
Sevgilim, bir dakika ver onunla konuşayım. Kadınlar bu şeyleri daha iyi anlarlar.
Let me speak to her for a minute, darling.
İzin verin de onunla konuşayım.
Let me speak to him
Evet, onunla konuşayım.
Yes, let me talk to her.
Bak, onunla konuşayım, olur mu?
Look, let me speak to her, will you?
- İzin verin onunla konuşayım.
- Let me talk to him. - Hello?
Bırakın onunla konuşayım.
Let me go talk to him.
İzin verin onunla konuşayım.
Let me talk to her.
Onunla konuşayım.
Let me talk to him.
Bırak onunla konuşayım.
Let me talk to her.
- Onunla konuşayım.
- Let me speak to him.
Şimdi lütfen telefonu hatunuma verin de onunla konuşayım.
Now, you get the hell off the phone and let me speak to my girl.
Hayır, bırak onunla konuşayım.
No, let me talk to him.
Bırakın onunla konuşayım.
Please! Let me talk to her!
İzin ver onunla konuşayım.
Let me talk to him.
Lütfen, bırak onunla konuşayım.
Please, let me speak to him.
Gideyim ve onunla konuşayım.
I'll go and talk to her.
Bırakın da onunla konuşayım, siz burada durun.
Let me go and speak to him.
Bırak da onunla konuşayım.
Let me speak to her.
Bırak ta onunla konuşayım.
Let me talk to her.
Bırak başbaşa konuşayım onunla.
Let me have a few minutes alone with her.
- Onunla ben konuşayım.
- Let me talk to him.
Onunla ben konuşayım.
Let me talk to him.
Ver ben konuşayım onunla.
Is this the son of the secretary of the Navy?
Baba, lütfen izin ver onunla ben konuşayım.
Father, please let me talk to him.
Onunla ben konuşayım.
Let me talk to her.
Onunla biraz konuşayım, tamam mı?
Let me see him for a moment, okay?
Onunla barda konuşayım.
Let me talk to him at the bar.
- Karl, onunla ben konuşayım.
Karl, let me talk to her.
Onunla yalnız konuşayım, izin ver.
You let me speak to her alone.
- Bırak, onunla ben konuşayım!
- The bastard. - You should have let me deal with it.
Onunla bir de ben konuşayım, yalnız.
Let me have a talk with him in private.
Ben gidip onunla biraz konuşayım.
I'm going to have to have a word with her.
- David izninle onunla yalnız konuşayım.
- David, please let me talk to her alone.
Ayrılmadan önce onunla özel olarak konuşayım!
Let's us talk in private before we separate
Bırak da konuşayım onunla.
Let me speak to her.
onunla 141
onunla konuşmak istemiyorum 23
onunla git 84
onunla yattın mı 71
onunla konuştun mu 89
onunla tanışmak ister misin 19
onunla evlenecek misin 25
onunla kal 64
onunla evlenmek istiyorum 29
onunla evleneceğim 45
onunla konuşmak istemiyorum 23
onunla git 84
onunla yattın mı 71
onunla konuştun mu 89
onunla tanışmak ister misin 19
onunla evlenecek misin 25
onunla kal 64
onunla evlenmek istiyorum 29
onunla evleneceğim 45
onunla ilgilen 44
onunla konuşacağım 108
onunla tanışmak istiyorum 24
onunla konuştunuz mu 17
onunla konuştum 68
onunla konuş 63
onunla ben ilgilenirim 36
onunla konuşurum 71
onunla konuşmak istiyorum 119
onunla konuşmam gerek 31
onunla konuşacağım 108
onunla tanışmak istiyorum 24
onunla konuştunuz mu 17
onunla konuştum 68
onunla konuş 63
onunla ben ilgilenirim 36
onunla konuşurum 71
onunla konuşmak istiyorum 119
onunla konuşmam gerek 31