Oraya bak traduction Anglais
1,161 traduction parallèle
Bir de oraya bak.
Check out over here.
Sen oraya bak.
You look over there.
Oraya bakın.
Look there.
Sen niye oraya bakıyorsun!
- Did you hear that?
Ve oraya bak, orası!
I'll destroy it all.
Oraya bak ve Newman'ı getir.
Look down there and take Newman.
Kantinin oraya bakın.
Check the vending machines.
Nora kaybolduğundan beri elimde değil hep oraya bakıyorum.
Since Nora disappeared... I can't help... looking at that hole.
Fei-hung, oraya bak.
Fei-hung, look there.
Burt ve Carson'ın oraya bak.
And look over there between Burt and Carson.
- Sen oraya bak.
I'll check up here.
- Oraya bak!
- Look up there!
- Oraya bakıyorum!
- I'm looking there!
Mulder şu an oraya bakıyor.
Mulder's looking in on it right now.
Şimdi oraya bak.
Now look at that.
Gene, oraya bak.
Gene, look out there.
Çocuklar, orada biri var. - Ne? - Oraya bakın.
- You guys, there's somebody out there!
Burada durup oraya bakıyordun.
You were here looking over there.
Olmak istediğim yeri düşünüyorum, oraya bakıyorum ve orada oluyorum.
I think of a place I'd rather be, look to it, and I am there.
Oraya bakın!
Look over there!
eğer bir bebek bakıcısı bulamazsak, oraya gidemeyeceğiz. çok kötü neden bakıcı arıyorsunuzki?
If we can't find a babysitter, we can't go! What a kick in the teeth. Why do you need a sitter?
Yapmanı istediğim şu. Oraya git, aprona çık, gözünün içine bak ve sonra geri gel. O zaman yakalayacağız onu.
I need you to walk out there, step up onto the apron... look him right in the eye and then walk out.
Hey, oraya bak!
Hey, look there!
Oraya tekrar bak!
Look it over there!
Bak, oraya varır varmaz arayacağım her şey yolunda mı diye.
Look, I'll phone as soon as we get there. To see if everything's all right Thanks a lot.
Oraya bak!
Look there!
Oraya girdiğinde Aquatic Tiyatrosu'na bir bak.
Inside, look for the Aquatic Theater.
Oraya nasıl gidileceğini bulmak için haritalara bakın.
Look on your map to know how to get there.
Bak, bence oraya yalnız giderek... hiçte iyi birşey yapmadın.
I, d say going there by yourself... was not the smartest move you ever made.
Bak oraya?
See this?
Dailieslerim gibi, bakın oraya, Clar?
Like my dailies, there, CIar?
Bak, perdelemeyi böyle yap dönmeyi denediğimde, oraya geçemiyorum.
here. set the screen like this. now I'm trying to rotate. I can't get there.
Hayır, bak, onunla konuşmak için oraya geri dönebiliriz
No, look, we have got to go back there and talk to him.
Bak bebeğim, senin gibi yata kalka yükselmesi mümkün değil. Oraya..
Listen, baby, he can't fuck his way through the ranks nearly as well as you can.
Endişelenme. Oraya git ve eğlenmene bak.
Just go on out there and have a good time.
Ay'a bakıyor ve merak ediyorum. Acaba ne zaman tekrar oraya gideceğiz ve kim gidecek?
I look up at the moon and wonder... when will we be going back... and who will that be?
Bak, oraya düştü.
So... Get up.
- Bak dostum, oraya gidip onunla konuşacağım. - Hayır, hayır.
- Look, man, I'm gonna go over there and talk to him.
- Bak söylüyorum Bob, yağ oraya konuyor.
I'm tellin'you, Bob, that's where the oil go.
Oraya gidip neler olduğuna bir bak.
Go on out there and see what the hell's going on.
Oraya bak.
You go that way.
Oraya giderken bile, arabadayım, bir arkadaşım beni götürüyor.. .. ve ben pencereden bakıp kilisenin yakınlarında.. .. seni gördüğümü sanıyorum..
Even on my way there, I'm in the car, a buddy of mine is driving me downtown and I'm staring out the window and I think I see you not far from the church, right folding up an umbrella and walking into a deli on the corner of 1 3th and Broadway.
Bakım ekibi oraya "B5 Şeytan Üçgeni" adını taktı.
Maintenance nicknamed it the "B5 Triangle."
Ne zaman başla dersem, buzdolabının oraya gidip kameraya bakıp...
When I say action, I want you to turn away from the fridge look into the camera, say :
Bana bak, bu tılsımı oraya götürmek zorundayım.
Unferth, I need to get this talisman to the hall.
Bakın, ben oraya gideceğim için çok heyecanlıyım.
Look, I for one am very excited to be going.
Bak bir daha oraya gideceğiz diye tutturmayacaksın tamam mı?
You're not going to that house again, understand?
"Bana bak, oraya git, o şeyi al ve bana getir."
Go over there, get that thing and bring it to me. "
Ama bakıcının annesi, Ohio'da küçük bir tümör aldırdığı için oraya gitmesi gerekti.
But the nanny's gotta go watch her mother have a benign tumor removed in Ohio.
Oraya jaguarlara bak.
Look right there.
Bak Raja, eğer şimdi buraya gelmezsen, ben oraya gelirim.
Look... if you don't come here right away, I'll come out there.
oraya bakın 20
bakın 5588
bakin 38
baker 135
bakalım 1238
bakersfield 28
bakar mısınız 174
bakıyorum 163
bakire 33
bakarım 81
bakın 5588
bakin 38
baker 135
bakalım 1238
bakersfield 28
bakar mısınız 174
bakıyorum 163
bakire 33
bakarım 81
bakma 203
baktım 85
bakire misin 19
bak sen 266
baksana 1623
bakarız 131
bak ne diyeceğim 537
bakacağım 88
bakan 73
bakar mısın 103
baktım 85
bakire misin 19
bak sen 266
baksana 1623
bakarız 131
bak ne diyeceğim 537
bakacağım 88
bakan 73
bakar mısın 103
bakalım neler olacak 16
bakmadım 27
bakın kim gelmiş 88
bak ne buldum 97
bakalım ne olacak 31
bak baba 73
bakayım 533
bakmak yok 20
bakire meryem 30
bakın şimdi 40
bakmadım 27
bakın kim gelmiş 88
bak ne buldum 97
bakalım ne olacak 31
bak baba 73
bakayım 533
bakmak yok 20
bakire meryem 30
bakın şimdi 40