Sana birşey söyleyeyim traduction Anglais
209 traduction parallèle
Sana birşey söyleyeyim Destry.
Let me tell you somethin', Destry.
Sana birşey söyleyeyim, Ryker.
I want to tell you something, Ryker.
Sana birşey söyleyeyim, Clara.
Well, let me tell ya, Clara.
Sana birşey söyleyeyim ahbap.
I'm gonna tell you somethin', old man.
Sana birşey söyleyeyim mi?
I got news for you.
Ama sana birşey söyleyeyim mi? Cesur adammış.
But I'll tell you one thing, he's got guts.
Janey, sana birşey söyleyeyim.
Janey, let me tell you something.
Ama sana birşey söyleyeyim,
But I'll tell you something
Sana birşey söyleyeyim, Roslyn.
I'm gonna tell you somethin', Roslyn.
Sana birşey söyleyeyim.
Let me tell you something.
Bırak da sana birşey söyleyeyim, küçük dostum.
'Cause let me tell you somethin', little britches.
O zaman sana birşey söyleyeyim, tatlım.
- Well I'll tell you one thing, honey.
Sana birşey söyleyeyim, Varner.
I'll tell you something, Varner.
Sana birşey söyleyeyim gittiğimiz yer cehennemden daha soğuk olacak.
Tell you one thing. Where we're going it's gonna get colder than hell.
Sana birşey söyleyeyim mi, Henry, Nomura buraya zaman çalmak için gönderildi.
I tell you, Henry, Nomura was sent here to buy time.
Ve sana birşey söyleyeyim... Senin şehrinin aksine,... biz geceleri sokaklarımızda ve parklarda rahatça yürüyebiliyoruz ve güvendeyiz.
And unlike your city, we can walk our streets at night and feel safe.
Sana birşey söyleyeyim...
I'll tell you one thing.
Sana birşey söyleyeyim, Hammett,
Let me tell you something, Hammett,
Sana birşey söyleyeyim. Bu şimdiye kadar işlenmiş en aptal suçlardan biridir.
It is one of the most stupid offenses ever.
Kyle, sana birşey söyleyeyim.
Kyle, let me tell you something.
Sana birşey söyleyeyim.
I got to tell you something.
Sana birşey söyleyeyim mi?
I'll tell you something.
- Sana birşey söyleyeyim.
Hey, Paulie, let me tell you something.
Sana birşey söyleyeyim.
You see this fuckin'rat?
Sana birşey söyleyeyim, Nick.
"Nick the dick" -
O zaman, sana birşey söyleyeyim. Bu maymun elbisesini giymektense ölmeyi tercih ederim.
I'd rather be dead than wear this fuckin'monkey suit.
Sana birşey söyleyeyim, göt herif.
You fucked up this time.
Sana birşey söyleyeyim.
Well, let me tell you something.
Bak, sana birşey söyleyeyim.
See, let me explain something to you.
Sana birşey söyleyeyim, oğlum.
Let me tell you something, boy.
Sen ukala bir adamsın ama sana birşey söyleyeyim.
You're cocky, but can I tell you something?
Sana birşey söyleyeyim mi? Sen Dickensler'de gelinliği içinde oturup yas tutan o deli ihtiyar gibisin.
You're turning into the crazy old woman from Dickens, the one who sits around in her wedding dress cherishing her fucking grief.
Sana birşey söyleyeyim, dostum.
I got news for you, pal.
Dur sana birşey söyleyeyim.
Let me tell you something.
Sana birşey söyleyeyim, Hoss.
Let me tell you something, Hoss.
Sana çok garip başka birşey söyleyeyim mi?
You wanna know something else? This is really weird.
Sana evlendiğin zaman olacak birşey söyleyeyim.
I'll tell you one thing that happens when you get married.
- Sana komik birsey söyleyeyim mi? - Neymis?
- You know something funny?
Sana birşey daha söyleyeyim.
- I'll tell you something else.
Sana birşey daha söyleyeyim.
I'm going to win big.
Ve sana birşey daha söyleyeyim.
I'II tell you something else.
Sana atletler hakkında birşey söyleyeyim.Bir oyun sonra rahatlayacağız.
Let me tell you something about athletes. I mean, after a game, we've got to relax, we gotta come down.
Sana söyleyeyim, bu büyüleyici. Bu gerçekten öyle birşey.
I'll tell you, that's fascinating, that's really something.
Sana kendi iyiliğin için birşey söyleyeyim Julius.
Let me tell you something for your own good, Julius.
Sana birşey söyleyeyim, Ken.
Let me tell you something, Ken.
Sana her kimse şu Cezalandırıcı hakkında birşey söyleyeyim.
Are You Worried About The Punisher? Let Me Tell You Something About This Punisher,
Sana açıkça birşey söyleyeyim mi?
Can I get one thing straight with you?
- Bak sana birşey söyleyeyim...
- Says who?
Sana başka birşey söyleyeyim, Larry.
Tell you something else, Larry.
Ve sana başka birşey daha söyleyeyim, Larry.
And I'll tell you something else, Larry.
Sana birsey daha söyleyeyim, çok gösterisli olmayabilirim, belime kadar saçlarim olmayabilir, ama kendimle ilgili güzel birsey söyleyeyim.
Let me just tell you one more thing. I might not be all glamorous, and I don't have hair down my back, but let me tell you one great thing about me.
sana birşey sorabilir miyim 28
sana birşey soracağım 16
sana birşey sorayım 19
sana birşey söyleyeceğim 18
sana birşey göstereceğim 16
sana birşey göstermek istiyorum 29
söyleyeyim 186
söyleyeyim mi 49
sana aşığım 57
sana ne 162
sana birşey soracağım 16
sana birşey sorayım 19
sana birşey söyleyeceğim 18
sana birşey göstereceğim 16
sana birşey göstermek istiyorum 29
söyleyeyim 186
söyleyeyim mi 49
sana aşığım 57
sana ne 162
sana ihtiyacım var 442
sana bir şey sorabilir miyim 124
sana söz veriyorum 235
sana da 296
sana da merhaba 35
sana bir şey göstereceğim 128
sana inanmıyorum 372
sana güveniyorum 285
sana ne oldu böyle 91
sana inanıyorum 323
sana bir şey sorabilir miyim 124
sana söz veriyorum 235
sana da 296
sana da merhaba 35
sana bir şey göstereceğim 128
sana inanmıyorum 372
sana güveniyorum 285
sana ne oldu böyle 91
sana inanıyorum 323