Söylediğim gibi traduction Anglais
4,437 traduction parallèle
Söylediğim gibi.... Orada her kim üstüme atladıysa gördüğüm tek şey bana doğru gelmekte olan bir yumruktu.
Like I told you... whoever jumped me in that alley, all I saw was a fist flying at me.
Auggie, daha önce de söylediğim gibi etraftaki en iyi takımla beraber gideceğim.
Auggie, like I said before, I'm going in with the best team around.
Söylediğim gibi işte, sadece yanında olduğumu bilmeni stedim yani.
Well, like I said, I just want you to know that I'm here for you.
Söylediğim gibi.
Like I said...
Söylediğim gibi, kilise kapalı.
Like I said, the church is closed.
Az önce de söylediğim gibi, bunu öğrenmenin... -... bir ihtimali olduğunu düşünsem...
Like I said, if I ever thought there was a chance you'd find out...
Söylediğim gibi, kimsenin kabahati değil.
As I said, no one's to blame.
Daha önce de söylediğim gibi.
Like I said, my boyfriend and me- -
Söylediğim gibi ; nerede olduğunu bilmiyorum.
I already told you : I don't know where he is.
Söylediğim gibi efendim. Daha Detroit'te neler olduğunu bilmiyoruz ama evet, sanırım geri göndereceğiz.
Like I said, ma'am, I don't know what's going on with Detroit yet, but, yeah, I think he's going back.
Söylediğim gibi, sağlam bir hikâye.
So as I said, it's a hell of a story.
Hafta başında Başkomiser Holt'a da söylediğim gibi ceza sahasının içindeyiz.
well, like i told captain holt earlier this week, we are at the one-yard line.
O koridorda bıçağın saklı olabileceğini düşündüğün bir yer var mı? Size üç sefer söylediğim gibi, hayır. Sesimi kaydedeyim bari.
is there anywhere you can think of in that hallway well, since i've already told you, like, three times, no, why don't i just record it?
Daha önce söylediğim gibi, bu mülk henüz satış listesine girmedi.
Now as I said before, this property is not even listed yet.
Size bu öğlen söylediğim gibi, bana açılımınızda daha dürüst olsaydınız belki de alabilirdim.
As I said to you earlier this afternoon, had you been more honest in your disclosure to me perhaps I would have.
Söylediğim gibi, kapalıyız.
I told you. We are closed.
- Söylediğim gibi...
Like I said...
Size zaten söylediğim gibi...
Like I already told you...
- Söylediğim gibi karımla ilgili planımdan hoşlanmadı.
As I have said, he didn't like my plan regarding my wife.
Daha önce de söylediğim gibi aletin yüksek bir frekansı var, istikrarsız, alt materyal sıkıştırması -
As I said before, this device has a high-frequency, fluctuating, sub-material compression - -
Aynen söylediğim gibi dünyadaki en çılgınca şova ön sıradan koltuğa.
Like I said - - front-row seat to the craziest show on earth.
Söylediğim gibi, seni tanımıyorum.
As I've said, I don't know you.
Neden? Söylediğim gibi, arkadaşım ve ben bir şey kaybettik.
Like I said, my friend and I lost something.
- Söylediğim gibi, Parkman onun eskiden beri hocasıydı ve sanırım onun yüzüne söyleyecek cesareti bulamadı. - Neden böyle bir şey yapsın?
Why would he do that?
Söylediğim gibi Parkman, ergenliğinden beri Frost'un akıl hocasıydı.
Like I said, Parkman was Frost's mentor since he was a teenager.
Telefonda da söylediğim gibi dışarda yediğin yemeklerir içinde ne olduğunu bilemiyorsun ki.
Yeah, well, like I said on the phone all the MSG and sodium in all the restaurants these days.
Söylediğim gibi okunuyor.
Pronounced just how I said it.
Daha önce de söylediğim gibi Frankie.
Look, it's like I said before, Frankie.
Söylediğim gibi geri çekilseydin Darryl hâlâ hayatta olabilirdi.
If you had stepped back, like I asked, Darryl might still be alive.
Diğer beyefendiye de söylediğim gibi tamir edebiliriz. Sadece alıcınızı değiştirmesi için evinize bir teknisyen göndermemiz gerekiyor.
As we told the other sir we can fix it but we just need to send a technician to your house to change out the cable box.
Tıpkı... tıpkı çaylaklara her zaman söylediğim gibi, bilirsin, eğer eğer işini doğru yapamıyorsan, o işi bırakacaksın.
Like... like I... I always tell the rookies, you know, if... if... if you can't do the job right, then just don't do it.
Söylediğim gibi.
Like I told you.
Geçen gün söylediğim gibi, Watson, tek eşlilik doğal bir durum değil.
As I said the other day, monogamy is not a natural state.
Daha önce söylediğim gibi, Starchild'ın görünüşü fazla uçta, sınırların dışında.
( sighs ) Like I said before, Starchild's look, it's just too... edgy, I-it's too out there.
Bugün defalarca söylediğim gibi çocuklarınız isyana kalkıştı.
Your children have rebelled, as I have said repeatedly today.
Ona söylediğim gibi yapıyor.
Just like I told him...
Monroe tıpkı söylediğim gibi ortağını öldürdü ama hâlâ beni dinlemiyorsun.
Monroe murdered your partner, like I said he would, and you still won't listen.
Ama söylediğim gibi, örnek alınacak bir iş, kumandan.
But, hey, like I said, exemplary work, Commander.
Daha önce de söylediğim gibi Bayan Groves Bay Reese çok tehlikeli ateşli silahlarıyla birlikte yukarıda.
As before, Ms. Groves, Mr. Reese is upstairs with an unhealthy number of firearms.
Tom'a da her zaman söylediğim gibi :
It's like I always said to Tom,
Ve benim her zaman söylediğim gibi, saçmalık!
And like I always say, bullshit!
Söylediğim gibi, benim gücüm ve diğer tüm güçler o tesisin içine boşaltıldı.
Like I was saying, my power and all the other power was drained into the plant.
Denis ve diğerlerine de söylediğim gibi, gerçekten.
It's like told Dennis and all of them, really.
"Amirlerime defalarca söylediğim gibi..."
" As I have repeatedly told my supervisors,
Kendini strese soktun ve gözlerini zorladın ve sana daha önce söylediğim gibi kendini bu hale getirdin
You had to stress yourself out and strain your eyes and make yourself miserable, which I told you was gonna happen.
Söylediğim gibi, bilgiyi iNews'e koyuyorlar...
- Yeah!
Her zaman söylediğim sözümdeki gibi :
It's just, my motto's always been,
Daha once de soyledigim gibi...
Like I told you before, this group report back...
Benimle evlenmeni söylediğim an sonsuz önceymiş gibi geliyor.
Does feel like forever ago when I asked you to marry me.
Söylediğim ve çeşitli şekilde söylemeye devam edeceğim gibi, Beyaz Sarayın bu suçlamalar karşısında resmi bir açıklaması yoktur ve yakın zamanda bir açıklama planı yoktur.
Like I said and will continue to say in a variety of ways, the White House has no official comment on these accusations and no plans to comment further.
Söylediğim gibi geri çekilseydin Darryl hâlâ hayatta olabilirdi.
If you had stepped back like I asked,
gibi 298
gibi mi 48
gibi görünüyor 21
gibi şeyler 18
gibi bir şey 16
söyle 2270
şöyle 191
söyledim 318
söyledi 132
söyledin 99
gibi mi 48
gibi görünüyor 21
gibi şeyler 18
gibi bir şey 16
söyle 2270
şöyle 191
söyledim 318
söyledi 132
söyledin 99
söylemiştim 315
söylemiştin 61
söyle bana 1105
söyleme 186
söylemeyeceğim 91
söylemem 123
söyleyeceğim 241
söylemedim 113
söylesene 1323
söylemek istediğim 130
söylemiştin 61
söyle bana 1105
söyleme 186
söylemeyeceğim 91
söylemem 123
söyleyeceğim 241
söylemedim 113
söylesene 1323
söylemek istediğim 130
söylemedin 49
söylerim 244
söyleyeyim 186
söylemeyecek misin 32
söylemiyorum 60
söyle ona 443
söylediler 23
söylemem gerek 33
söyle bakalım 455
söyleyin bana 123
söylerim 244
söyleyeyim 186
söylemeyecek misin 32
söylemiyorum 60
söyle ona 443
söylediler 23
söylemem gerek 33
söyle bakalım 455
söyleyin bana 123