English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ S ] / Söylemem lazım

Söylemem lazım traduction Anglais

1,371 traduction parallèle
Ben Jules... Sana bi şey söylemem lazım. Benimde.
First, I walk through the door and the furniture doesn't really match the decor...
Konuşmak istemediğini biliyorum ama bir kaç şey söylemem lazım.
- Audrey, it's Jack. I know you don't wanna talk, but I need to say a few things. All right.
Bilirsin, benim işimde, kitaptaki bütün acıklı hikâyeleri duymuşsundur. Fakat şunu söylemem lazım ki seninki yeni bir hikaye.
You know, in my business you hear every sob story in the book but I got to tell you, yours is a new one.
Söylemem lazım ki, teniste yemek pişirmekten çok daha iyiyimdir.
I should have mentioned that my tennis is much better than my cooking.
Söylemem lazım.Onun Count ChocuIa'da ne göreceğini hala bilmiyorum.
I got to tell you. I don't know what she would possibly see in Count Chocula.
Biliyor musun, Joey, Söylemem lazım.
You know, Joey, I gotta tell you.
Seninle çok iyi vakit geçiriyorum, Arthur ama bazı sorularının çok tuhaf olduğunu söylemem lazım.
Arthur, you know, I - I really enjoy being with you. But I must say, some of your questions are awfully strange.
Bunu söylemem lazım. On yıldır evli bir çiftten çok yeni evliler gibisiniz.
I have to say, for people married 10 years, you seem like newlyweds.
Söylemem lazım, hiç de berbat değildi.
I GOT TO TELL YOU, THAT DID NOT SUCK.
Söylemem lazım, giysilerinin bahçeye yayıldığını görebiliyorum.
I GOT TO TELL YOU, I'M SEEING YOUR CLOTHES ALL OVER THE LAWN.
Söylemem lazım, Carrie. Bu korkunç havada dışarı çıkıp ibadet etmen beni çok etkiledi.
Carrie, I must say, I'm quite impressed you'd brave this horrendous weather to come out and worship.
- Bunu söylemem lazım teşekkürler yerine hırsız dendiğini duyuyorum.
You know what, I gotta tell ya, um... I'm hearin'"thief" when I should be hearin'"thank ya."
Söylemem lazım, Deac...
I GOTTA TELL YOU, DEAC,
Söylemem lazım, dostum.
I GOTTA SAY, MAN, THIS IS...
Ve söylemem lazım, içinde çok sert şeyler var.
THERE'S SOME PRETTY ROUGH STUFF HERE.
Şu ana kadar, cidden Fransız olduğuna inanmadığımı söylemem lazım.
Gotta say... up to this point, I didn't actually believe he was French.
Ama söylemem lazım, bilet pahalıydı.
Let me tell you, the fare was steep.
- Sana bir şey söylemem lazım.
- I have to tell you something.
Söylemem lazım, Phoenix'te son gecemi geçirmek istediğim yer burası değil.
Got to tell you... this is not where I expected to spend my last night in Phoenix.
Bence birine söylemem lazım.
I think I need to tell someone.
Söylemem lazım, Jules, Çok etkilendim.
I have to say, Jules, I'm impressed.
Bir de, şunu söylemem lazım.
You know something else?
İşten eve gidiyordum ve sana bir şey söylemem lazım.
I was on my way home from work. Oh. And I really need to tell you something.
Baksana, Lis, sana birşey söylemem lazım.
Listen, Lis, I've gotta tell you something.
Bir şey söylemem lazım.
I've got something to say.
Söylemem lazım, Armani giysilerinin öldürücü bir duruşu var.
I'd say the Armani suit's a dead giveaway.
Yine de söylemem lazım, bir gün bundan kurtulmayı dört gözle bekliyorum.
Although, I gotta say, I'm looking forward to getting rid of this thing one day.
Söylemem lazım bayağı tanıdık geliyor.
I've got to say... it does kinda look familiar.
Shelly'nin partisiyle ilgili sana bir şey söylemem lazım.
I have to tell you something about Shelly's party.
Tatlım, sana bir şey söylemem lazım.
Honey, there's something I need to tell you.
Sana bir şey söylemem lazım!
I need to tell you something!
Moe, sana bir şey söylemem lazım.
Moe, I need to tell you something.
Sana söylemem lazım, uykumda yemek yerim ben.
Listen, I got to tell you, I chew in my sleep.
Sana bir şey söylemem lazım.
I need to tell you something.
Yani, şarkı mı söylemem lazım?
So, should I sing a song?
- Sana birşey söylemem lazım.
- I need to tell you something.
Şu anki savunmasız halinin beni ürküttüğünü söylemem lazım.
I have to say your vulnerability is really freaking me out right now.
Kaç kere silahlarla oynamaman gerektiğini söylemem lazım?
How many times I gotta tell you not to play with guns?
Sana birşey söylemem lazım. Önemli.
I gotta tell you something. lt's important.
Bir şey söylemem lazım. Çok önemli.
I have to say something, and it's important you listen to me.
Sana söylemem lazım Babalık. Bildiğim kadarıyla... böyle bir Susquehanna seti 50.000 dolardan mutlaka kat kat fazla eder.
Although I got to tell you, Big Daddy... in my experience with Susquehannas... a set like yours would invariably be worth exponentially more than $ 50,000 US.
Sana bunu söylemem lazım aslında ama tamam mı?
I'm not supposed to tell you this, okay?
Onun gibi olmadığımı daha kaç kez söylemem lazım?
How many times do I need to tell you that I'm not him?
Kapıyı aç, bir şey söylemem lazım.
I wanted to say something back.
Sırası gelmişken, size bir şey söylemem lazım.
By the way, I've got an announcement to make.
Onlara adımı, işimi söylemem gerekecek. Benim uzanmam lazım.
Now I'm gonna have to tell them my name, what I do...
Şimdi Çocuklar, Dünyanın İlk Ve - Söylemem Lazım - En İyi
Now boys, we're gonna film the world's first and, some would say, best murder mystery- - the story of Cain and Abel.
- Sana söylemem lazım.
You know, I gotta tell you, the way business has been,
Bu arada, sana daha kaç defa söylemem lazım?
How's Mom doin'?
Halkımla ilgili size bir şey daha söylemem lazım.
I have to tell you something more about my people.
En korkuncu karısına önümüzdeki 3 hafta içinde eve gelemeyeceğini söylemem lazım.
I must tell his wife that he won't be coming home for three weeks.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]