English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ S ] / Söylemeye çalıştığım

Söylemeye çalıştığım traduction Anglais

1,637 traduction parallèle
Bak, sanırım söylemeye çalıştığım, bunu ve beni düzeltmen gerektiğini düşündüğünü biliyorum... ama yapamazsın.
Look, I guesswhat I'm trying to say is, I know you thinkyou need to fix thisand fix me... but you can'T.
Evet. Söylemeye çalıştığım aynen bu ; ama sadece yüzde birlik ihtimali var.
Well, even though I say I suspect you, it's only a one-percent possibility.
Söylemeye çalıştığım şey, bir hikayeye ihtiyacımız olduğu. Bir hikaye!
The problem is with the story.
Sadece söylemeye çalıştığım, eğer ben de...
I... I'm just saying... what if...
- Söylemeye çalıştığım...
- What I'm trying to say...
Söylemeye çalıştığım, onları rahatsız ediyorsun.
- I'm just saying, you make them uncomfortable.
Bak, sana söylemeye çalıştığım şey ben ordaydım. Tamam mı?
Look, what I'm saying to you is... okay, I was there.All right?
Efendim, söylemeye çalıştığım...
Sir, what i am trying to tell you is that...
Sana söylemeye çalıştığımız da buydu Mike.
That's what we've been trying to tell you, Mike.
İşte sana söylemeye çalıştığım da bu.
That's what I'm trying to tell you.
Sana söylemeye çalıştığım şey bu.
That's what i've been trying to tell you.
Sana söylemeye çalıştığım buydu.
That's what I've been trying to tell you.
Bak, bütün söylemeye çalıştığım, Richard, başka bir adamın bebeğine hamile olduğunu öğrendiğinde... Richard bunu öğrenmeyecek çünkü ikimiz de bunu ona söylemeyeceğiz.
Look, all I'm saying is that if richard finds out that you're walking around this hospital carrying another man's baby... richard is not going to find out because neither one of us are going to tell him.
Söylemeye çalıştığım şey...
I'm trying to tell you...
Dostum benim söylemeye çalıştığım şey ; Frank'i geri alacağım.
I'm gonna have Frank back is what I'm trying to say, dude.
Jim sana söylemeye çalıştığım şey.. ve buradaki herkese söylemeye çalıştığım..
The thing that I'm just trying to say to you, Jim, and to everyone else in the circle, I guess,
Söylemeye çalıştığım, sizin gözetiminizdeyken yeni bir dövme, piercing, alkol ve uyuşturucu almaması gerektiği.
What I mean to say is, while she is under your watch, she is not to get a new tattoo, a new body piercing, consume any alcohol, or take any drugs.
Söylemeye çalıştığım bu.
That's what I'm trying to say.
Benim de söylemeye çalıştığım şey uyuştu.
That's kind of what I'm trying to say is that they... They weren't crossed.
Söylemeye çalıştığım Noel beyaz ve karlı olmalı.
I'm just saying, christmas should be white and snowy.
Söylemeye çalıştığım şey, iyice dibe battığın.
What I'm trying to say is that you've reached a new low.
Söylemeye çalıştığım şey aramıza Andi'yi de davet etmeden önce bunu etraflıca düşünmelisin.
I'm just saying, you know... you ought to think long and hard... before you invite Andi into our little circle.
Ve, söylemeye çalıştığım...
And, as for what I'm trying to say...
Söylemeye çalıştığım şey şu galiba, bir noktayı geçince, hepimiz yanlış garaja park ediyoruz.
So, I guess what I'm saying is, at some point, we've all parked in the wrong garage.
Sakın yapma, sana söylemeye çalıştığım şey buydu.
Don't, That's What I've Been Trying To Say.
Size söylemeye çalıştığım bir şey var.
Mr. Monk. There's been something I've been trying to tell you.
Söylemeye çalıştığım şey, mm...
What I'm trying to say is, er...
Ve sana söylemeye çalıştığım şey de...
And what I'm trying to tell you is that...
Üzgünüm, fakat söylemeye çalıştığım şey aklının sana oyun oynamış olabileceği.
I am sorry, i'm just saying that it is possible that your mind is creating all of this.
Sana söylemeye çalıştığım şeyde bu zaten.
That's what I've been telling you.
Evet, söylemeye çalıştığım, Çinli adamın karısı kendisini başka erkeklerle aldatırken herhangi bir şey hissetmemesi değil.
DON'T TELL ME THAT A CHINESE MAN IS GONNA FEEL ANY DIFFERENT ABOUT A CHEATING WIFE THAN ANY OTHER MAN. MAYBE MORE SO.
Söylemeye çalıştığım, güçlüydü ve de zekiydi.
I just mean that she was strong, and she was smart.
- Söylemeye çalıştığım şeyi kim olsa anlardı.
- Why didn't you say you didn't like him? - Any normal person would have picked up on what I was trying to say.
Söylemeye çalıştığım kafanı kurcalayan bu korkunç şeylerden okulda uzak durmalısın.
What I'm trying to say is that it was wrong to fill your head with a lot of horrible things to avoid at school.
Söylemeye çalıştığım şu ki ;
What I'm trying to say is that, you know, tonight.
Sanırım söylemeye çalıştığım seninle gerçekten gurur duyuyorum.
I guess what I'm trying to say is, I'm really proud of you.
Söylemeye çalıştığım şey, buna farklı açıdan bakmanın bir yolu var. Neymiş o?
What I'm trying to say is there's another way to look at this.
Söylemeye çalıştığım senin dinleyencilerinin yatağını ıslatanlardan oluştuğu seni altına yaparken görmeleri hoşlarına bile gidebilir.
I'm just saying your audience is composed of bed wetters. They might get a kick out of seeing you soil yourself.
Söylemeye çalıştığım köepklerin Richard Simmons'ı ( sabahları fitnes programı yapan bir adam ).
It's the Richard Simmons of canines, that's all I'm saying.
Yani, yarım beynimi DG için kullanmayı dert etmem, ama bir kerecik de olsa birilerinin ritim konusundaki fikirlerimi onaylamasını beklerdim, tam da söylemeye çalıştığım şey, kaba bir şekilde kesilmeden önce, bunun doğruca insanın ruhundan geldiğiydi.
I mean, I don't mind taxing my half brain for DG, but just once I wish that someone would acknowledge me for my rhythm, which as I was trying to say before I was so rudely interrupted, comes directly from the soul.
Yani söylemeye çalıştığım şu ; sana inanıyorum.
So, what I'm really trying to say is that I believe you.
Söylemeye çalıştığım şu ki, ben...
What I'm trying to say is that I...
Daha fazla istihbarata ihtiyacımız var diyorum. Söylemeye çalıştığınız şey bu mu?
Is that what you're telling me?
Size söylemeye çalıştığım da bu.
That's what I was trying to tell you.
Söylemeye çalıştığım şey şuydu :
What I was trying to say before is that after six or seven weeks girls find me boring.
Söylemeye çalıştığın şey, bir refleks üzerine plan yaptığın mı?
What are you trying to say, that you... planned on acting on impulse?
Bize ne söylemeye çalıştığını asla öğrenemeyceğimizi düşünmeye başladım.
I don't want to, but I'm starting to think we'll never know what he's trying to tell us.
Bana'unutacağım'dediğinde söylemeye çalıştığı demek buymuş.
So that's what he meant when he said he'd forget me.
21.başkanımız, Chester A. Arthur'un, söylemeye çalıştığı şey ; her ayrılıkta bir kazanan ve kaybeden vardır.
What our 21st president, Chester A. Arthur, is trying to say is that in every breakup there are winners and a losers.
"Londra'ya dair mutlu anılar." Bana bir şey söylemeye çalıştığına eminim.
"Happy memories of London". I'm sure he's trying to tell me something.
İzle ağabey! Ne söylemeye çalıştığını anladım ;
dodging these is easy!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]