Söyleyeceksin traduction Anglais
5,218 traduction parallèle
Bence söyleyeceksin.
I think you will.
Beni nasıl bulduğunu söyleyeceksin?
Now how are you gonna say you found me, huh?
Nereye gideceğin konusunda Tasha'ya ne söyleyeceksin?
What will you tell Tasha about where you're going?
Orada öylece durup anlamadığını mı söyleyeceksin?
Are you going to stand there and tell me you don't see it?
Ben ne düşündüğümü söyleyeceğim, sen de ne bildiğini söyleyeceksin.
I tell you what I think, you tell me what you know.
Şimdi, evlat, bana bildiklerini söyleyeceksin. Dükkâna bakıyorum, efendim!
Now, boy, you will tell me what you know.
İçeride kalmasını söyleyeceksin sanıyordum.
I thought you were gonna tell her to stay inside.
- Ne söyleyeceksin?
- What are you gonna say?
Seni tanıyorum, anneme söyleyeceksin o kadar, değil mi?
I know you, you'll tell my mom, but that's about it?
Söyleyeceksin.
You're gonna say it.
Lester, öyle ya da böyle söyleyeceksin, tamam mı?
Lester, you're gonna say it - one way or the other, okay? - Mm-hmm.
- Robbins'e ne zaman söyleyeceksin?
Well, when you gonna tell Robbins?
Bana bir şey mi söyleyeceksin Pascal?
Is there something you need to tell me, Pascal?
Evet, ama bu sefer Scotty Gates hakkında bildiğin her şeyi söyleyeceksin.
Yeah, but now you're gonna tell me everything you know about Scotty Gates.
Adamalarına Rahiplerden uzak durmalarını söyleyeceksin.
You tell your boys to call it off with the Priests.
Bana niyesini söyleyeceksin.
You have to let me know why.
O zaman söyleyeceksin!
Then you fuckin'say it!
Sen söyleyeceksin!
You fuckin'say it!
- Ne? - Avukatına bile bunu söyleyeceksin.
Even to your lawyer,
Yalan mı söyleyeceksin?
Do you really want to lie to me?
Ne olduğunu sen söyleyeceksin bana.
That's what you're gonna tell me.
Bir bira açacaksın ve benimle ilgili nefret ettiğin şeyleri söyleyeceksin bana.
You are gonna chug a beer and tell me something that you hate about me.
Olamaz, yoksa şimdi Boston'a taşınmayacağını mı söyleyeceksin?
Oh, no, is this where you tell me that you're not gonna move to Boston?
Doğruyu söyleyeceksin. Hundjager kısmı hariç.
You're just gonna tell the truth, except for the part about the Hundjager.
Bana onun nerede olduğunu söyleyeceksin.
You're gonna tell me where he is.
Nereye gittiğini bana söyleyeceksin.
You're gonna tell me where he went.
Kimin hakkında gülümsediğini bana söyleyeceksin.
You're gonna tell me who it is you're smiling about.
- Bu akşam ne söyleyeceksin Steve?
- Whatcha gonna sing tonight, Steve?
- Evet ne söyleyeceksin?
- Yeah, what?
Sekiz milyonun nerede olduğunu söyleyeceksin. Yoksa o elini öğütücünün içine sokacağım.
You're going to tell me where the $ 8 million is, or we're going to put your hand down that sink.
Onun oyunculuk öğretmenim olduğunu ne zaman söyleyeceksin?
When are you gonna tell him that was my acting coach?
Tüm o kısımları tek başına nasıl söyleyeceksin?
How are you gonna sing all those layers as just one person?
Sende benimle söyleyeceksin.
Well, you'll be singing with me.
Yanlışlıkla söylemek istemeyeceğin bir şey söyleyeceksin.
Now, calm down, Lois. You're gonna say something you don't mean.
Fancie'yi kendi adımla satın almamı, yarısını sana satmamı ve iş ortağı olmamızı söyleyeceksin.
I got it right? Why are you on a ladder?
Federallere de bunu mu söyleyeceksin?
Is that what you're gonna tell the feds?
Benden o kadar hoşlanmadığını söyleyeceksin.
You were gonna say you're not that into me.
Ne, bunun da mı kaza olduğunu söyleyeceksin?
What, are you gonna tell me that that was an accident, too?
Şimdi, polis gelince kendin kaçtığını ve seni aramaya geldiğimi söyleyeceksin.
Now, when the police arrive, you have to say that you ran off by yourself and that I came looking for you.
Hikayenize bağlı kalmasını mı söyleyeceksin?
To stick to your story?
Bir şey duyarsan bana söyleyeceksin.
You hear anything, you need to tell me.
Onlara, beni hala aradığını söyleyeceksin.
You tell them you're still looking for me.
Yoksa paranı parfüm reklamından kazandığını mı söyleyeceksin?
Or maybe you wanna tell me you made your money peddling cologne on ESPN.
Şimdi bize nedenini söyleyeceksin. Yoksa seni cinayeti örtbas etmekten tutuklarım.
Now you have to tell us why, or we will charge you with covering up a murder.
- Peki ne söyleyeceksin?
So what are you going to say?
Şimdi de bana bu iksiri sana kimin verdiğini söyleyeceksin.
And now you are going to tell me who gave you the potion.
Ne söyleyeceksin?
Tell him what?
- Ne söyleyeceksin?
What are you gonna say?
Ve bana bu gizemli kişinin kim olduğunu söyleyeceksin ben de sana benimkini.
And you're gonna tell me who your mystery person is, and I'm going to tell you about mine.
Sen söyleyeceksin.
Why?
Hangi şarkıyı söyleyeceksin patron?
What are you gonna sing, boss?
söyle 2270
şöyle 191
söyledim 318
söyledi 132
söyledin 99
söylemiştim 315
söylemiştin 61
söyle bana 1105
söyleme 186
söylemeyeceğim 91
şöyle 191
söyledim 318
söyledi 132
söyledin 99
söylemiştim 315
söylemiştin 61
söyle bana 1105
söyleme 186
söylemeyeceğim 91
söylemem 123
söyleyeceğim 241
söylemedim 113
söylesene 1323
söylemek istediğim 130
söylemedin 49
söylerim 244
söyleyeyim 186
söylemeyecek misin 32
söyle ona 443
söyleyeceğim 241
söylemedim 113
söylesene 1323
söylemek istediğim 130
söylemedin 49
söylerim 244
söyleyeyim 186
söylemeyecek misin 32
söyle ona 443
söylemiyorum 60
söylediler 23
söylemem gerek 33
söyle bakalım 455
söyleyin bana 123
söylediğim gibi 241
söyledin mi 33
söylemedi 153
söyleyemem 305
söylemedim mi 39
söylediler 23
söylemem gerek 33
söyle bakalım 455
söyleyin bana 123
söylediğim gibi 241
söyledin mi 33
söylemedi 153
söyleyemem 305
söylemedim mi 39