Sıkı dur traduction Anglais
1,101 traduction parallèle
Sıkı dur.
Hold on.
- Sıkı dur.
- Hold on.
Sıkı dur!
Hold tight!
Sıkı dur.
Hang on.
Sıkı dur.
Steady.
Sıkı dur!
Sit tight
Sıkı dur!
Hang on tight!
- Tamam, sıkı dur.
- Okay, hold on.
Tamam. Sıkı dur.
all right, hold on.
Sıkı dur Picasso.
Move over, Picasso.
Sıkı dur, Nathan.
Hold on, Nathan.
Sıkı dur, Nathan.
Hang on, Nathan.
Sıkı dur Jake.
Hold on, Jake.
Girdiğimizde, ne yaparsan yap, sıkı dur, rahat ol.
When we get in, whatever you do, be cool, go easy.
Sıkı dur, sıkı dur Tess.
Get a grip. Get a grip, Tess.
Sıkı dur.
Get a grip.
Sıkı dur Abner.
Hang in there, Ab.
- Pekâla, sıkı dur şimdi.
- Yeah, well, brace yourself.
Şimdi sıkı dur.
Stay with me now.
Sıkı dur!
Hold on!
Sıkı dur dünya, Marcy Rhoades geliyor!
So watch out, world! Here comes Marcie Rhoades!
Sıkı dur.
Hang tight.
Sıkı dur şampiyon.
Hang tough, champ.
Sıkı dur.
Hold still.
Ekonomi Haberleri Kanalı, sıkı dur geliyoruz.
Financial News Network, here we come.
Batıda dolaşan mistik bir adam... uzun zamandır kayıp olan erkek kardeşini arıyor ve silah yerine sıkı dur çeşitli silah ayakkabıları giyiyor.
There's this mystic guy wandering across the West in search of his long-lost brother. Now, instead of guns... Get this.
Sıkı dur, başlıyoruz!
Oh, hold on. Here we go.
Sıkı dur Harry.
Brace yourself, Harry.
Sıkı dur...
step on these
Dur. Yeşil ışık :
Green light, go.
Oh, dur bi saniye. alışık olduğumuz bir dans şovu.
Oh, Leave it on a sec. Just kind of show, where we used to dance.
Yeşil ışık yanıyordu! - Dur!
That light was green!
Dur... çok sıkı bağladım.
Wait... I tied it really tight.
Koltuğu düzeltmeme müsaade etmez ayağıyla frene kadar uzanır ve üç blok ötede olduğumuz halde " Kırmızı ışık, Dur!
He won't let me adjust the seat, he keeps his foot poised over the brake, and he yells, " Red light! Stop! Stop!
Onu gördüğünden şüphem yok, Onu gördüğünde o kadar korktun ki... ortadan yok olmadan önce Koca-Ayak'ın mizacından... ve kafanı kaldırıma çarptın... o kadar korktun ki kıymetli 10 viteslini dur işaretine çarpıp, başınıda kaldırıma çarptın ve olasılıkla onu çok korkuttun!
I have no doubt that you saw him, but when you saw him, you were so scared... knowledge of the Bigfoot's habits, vanished before... and bumped your head on the curb... crashed your precious ten-speed into the stop sign,
Kömür satışında, kilise oturağında her şeyde çekişme vardı fazilette de, ahlaksızlıkta da hasımlar vardı ahlaksızlık ile fazilet arasındaki çatışma dur durak bilmeden şiddetlendi.
There was rivalry in everything... the sale of charcoal and the church pew. They were rivals in virtue and rivals in vice and the battle royal between vice and virtue raged incessantly.
Dur bakalım sırıtık.
Get out! Uh, wait a minute, chuckles.
Ha bir de canım, kapıdan uzak dur çünkü, elektrik göz açık ve çok duyarlı.
Oh, listen, hon, stay away from the door, because the electric eye is on. It's real sensitive.
- Dur bakayım, bir ışık gördüm.
- Hold it, I saw a light.
Ondan uzak dur ufaklık. Sana nasıl yapılacağını göstereceğim.
Stay out of it, kid, I'll show you how it's done.
Eğer her çıkışı, başka bir yere giriş olarak görürseniz, yaptığımız bir tür dürüstlük. Dur bir dakika.
Which is a kind of integrity, if you look on every exit as an entrance somewhere else.
San Carlos gibi bir ülke ile anlaşma yapmak çok zordur. Birleşik Devletlere gelen kokainin büyük bir kısmının kaynağı orası ve oranın genelkurmay başkanı, General Olmedo'dur.
It's very difficult to deal with a country like San Carlos where a large percentage of the cocaine entering the United States originates, where the military Chief of Staff, General Olmedo,
Dur! Sıkı tutun!
Hang on!
Sıkı dur hayatım.
Sit tight, honey.
"Bu kardeşinin karısı! Dur artık!"
And I said it again, " It's your brother's wife!
Çoğu insan seks esnasında "hayır" ya da "dur" gibi kelimelerini sık kullanır, o yüzden parola kelimeniz örneğin "kırmızı" gibi oyununuz esnasında az kullanılır bir kelime olmalıdır.
Many people enjoy using the words'no'or'stop'as part of the role-play, so choose a word such as'red which you are less likely to use during the sex-play.
Şimdi orada dur, Kitty, İyi bir kız ol.
Now you stand over there, Kitty, there's a good girl.
Dur, galiba kıpırdıyor.
Oh, wait, I think he's moving.
- Jack, lütfen. ben evliyim - zaten seni çekici kılan şeyde bu dur artık.
- Jack, please. I'm married. - That must be what's turning me on.
- Sıkı dur, dahası var...
- Hold your breath, it gets better
Dur onu kızdırayım.
Let's tease him.
dürüstçe 72
duruyor 34
dur bekle 38
dürüstlük 41
dur bi dakika 17
dur bakalım 715
durdu 87
durdur 139
dur bi 18
durum nedir 160
duruyor 34
dur bekle 38
dürüstlük 41
dur bi dakika 17
dur bakalım 715
durdu 87
durdur 139
dur bi 18
durum nedir 160
durumlar nasıl 26
durumu ne 21
dürüst olmak gerekirse 240
dürüst ol 95
durduk 23
durumu iyi 83
durdum 42
durumu iyi mi 40
durumu nasıl 335
durum bu 36
durumu ne 21
dürüst olmak gerekirse 240
dürüst ol 95
durduk 23
durumu iyi 83
durdum 42
durumu iyi mi 40
durumu nasıl 335
durum bu 36