Durumu traduction Anglais
29,742 traduction parallèle
Sadece durumu eşitliyordum.
I was just getting even.
Biliyor musun, her zaman durumu eşitlemek zorunda değilsin.
You know, you don't always have to get even.
Amy ile beraberim, durumu iyi.
I'm here with Amy. She's okay. It's over.
Durumu kötüleşti.
She relapsed.
- Durumu nasıl?
- Does he...
Zach'in durumu stabil.
Zach is stable.
Durumu hakkında bilginiz var mı?
Do you know if she's okay?
Durumu iyi. Bebek de iyi.
She is okay, and the baby is okay.
Ölü olmamasının dışında durumu nasıl?
How is she, besides undead?
Kalbini gözlem altında tutacağız ama şimdilik durumu iyi.
We're gonna keep an eye on her heart, but for now, she looks good.
- Durumu iyi mi?
Hi. He's okay?
- Durumu gayet iyi.
He's great.
Onu öldürdün ama şu anda durumu iyi.
I mean, you killed her, but she's really good now.
Durumu daha kötüye gidiyor.
She's gettin'worse.
Durumu halledene kadar benim evde kalmasina izin verdim birkaç günlügüne.
It's... I'm letting her crash at my place for a couple of nights until we get her situated.
C-5 senaryosu durumu var meclis binasında bir biyoterörizm saldırısı ihtimali.
We have a C-dash-5 scenario... A possible bioterrorism attack within the Capitol grounds...
Akıl hastalığı durumu olabilir.
There might be mental illness here.
Şu anda bunu bir rehine durumu olarak düşünüyoruz.
We are currently considering this a hostage situation.
Durumu iyi mi?
I need to see her.
Durumu nasıl?
How is he?
Hastanın durumu stabil.
I mean, the patient is stable.
Durumu stabil ve şu anda kendinde. Bundan hiç hoşlanmayacak.
We would like to wait and see if it resolves itself, but she's stable and awake.
Bakıp, durumu hakkında bilgi vereceğim tamam mı?
I hope she's okay. I'm gonna let her know you're here, okay?
Bu durumu düzeltmelisin.
Just got to make it right. Can I come in?
Durumu toparlayıp sana parayı getireceğim, sen de...
I'm gonna get past it, and I'm gonna get you the money, and you'll be able to- -
Bu durumu düzelteceğiz.
Oh, yeah, we're going to do something about it.
Bu durumu sen yarattın. Doğru mu?
You created this situation, yes, no?
Bak, durumu düzeltecektim.
look. I was gonna fix things.
Durumu anla... Tamam.
Understand the situation.. ok
Amrutha, durumu anlamaya çalış.
Amruthatrytounderstandthe situation
Durumu tahlil etmeden konuşmamalısın...
Without analysising the situation you shouldn't speak
Durumu iyi değil, kötü düşünme.
She's not well, don't think bad.
Mallarını büyümem için bana geçirerek doğru zaman geldiğinde durumu tersine çevirecek.
He passes his stuff to me to help me grow and turn the tables when the time's right.
Ama bu epey klasik bir "İçeri almayın" durumu, öyle değil mi?
This is a pretty classic "don't let him in" situation, right?
- Durumu nasıl.
Hey. How is she doing?
Beni son kurban olarak buraya çekmişsiniz ben de durumu lehime çevirip ikinizi de öldürmüşüm gibi görünecek.
It's gonna look like you lured me here as the last victim, except I turned the tables on you and killed you both!
Bu durumu sen yarattın!
You created this situation!
Bir velayet durumu var ve ben...
I-I'm in a custody situation, and I-I...
- Evet, kameranın durumu iyi.
- Yeah, the camera's fine.
Gün içinde anlık uykuya dalma durumu.
Capability of falling asleep for a second at daytime.
- Durumu nasıl?
How is he?
Yani durumu o kadar da vahim değil.
It's not all doom and gloom.
Karısı bu durumu nasıl karşılıyor?
So, how is the wife taking all this?
Bazen hatalar durumu güzelleştirebilir de. Mesela Cindy Crawford'un kısa olması gibi.
You know, sometimes a flaw can make something even more beautiful, like with Cindy Crawford and how short she is.
Biz gelir miktarı açısından evin durumu konusunda daha endişeliyiz.
We're more concerned about household environment as a result of manner of income.
- Ah, bu durumu düzeltelim.
- Ah, we're gonna change that.
Bu durumu düzelt!
Fix it.
Herhangi bir transfer durumu için tam şarjıyla bırakmıştık.
We left it fully charged in case the transfer wasn't a hundred percent.
Durumu nasıl?
How's he doing?
Doktorumuz hastanede ve durumu 21.yüzyıl tıbbının ilerisinde.
Our medic's in the hospital, and her condition might be beyond 21st-century medicine.
Durumu stabil demiştiniz.
You said she was stable.
durumu ne 21
durumu iyi 83
durumu nasıl 335
durumu iyi mi 40
durumu nedir 24
durumunuz nedir 41
durumu nasıl doktor 17
durumu ciddi mi 19
durumumuz nedir 28
durumu kötü 16
durumu iyi 83
durumu nasıl 335
durumu iyi mi 40
durumu nedir 24
durumunuz nedir 41
durumu nasıl doktor 17
durumu ciddi mi 19
durumumuz nedir 28
durumu kötü 16
durumu nasıi 19
durum 69
durum nedir 160
durumlar nasıl 26
durum bu 36
durum nasıl 38
durum şu 37
duruma göre değişir 91
durum raporu 57
duruma bağlı 72
durum 69
durum nedir 160
durumlar nasıl 26
durum bu 36
durum nasıl 38
durum şu 37
duruma göre değişir 91
durum raporu 57
duruma bağlı 72
duruma göre 34
durum ciddi 25
durum ne 42
durum şu ki 22
durum böyle 16
durum kontrol altında 18
durum şöyle 25
durum kötü 35
durum ciddi 25
durum ne 42
durum şu ki 22
durum böyle 16
durum kontrol altında 18
durum şöyle 25
durum kötü 35