Yalan mı traduction Anglais
12,501 traduction parallèle
- Yalan mı?
- Don't you?
- Ona yalan mı söyleyeyim?
- I should lie to her?
Yalan mı söyleceksin ona?
- So you're gonna lie to him?
- Bana yalan mı söylüyorsun?
- Are you lying to me?
Bana yalan mı söyleyeceksin?
Shit. You're gonna lie to me?
Bana yalan mı söyleyeceksin?
You're gonna fucking lie to me?
Bana yalan mı söyleyeceksin?
You're gonna lie to me?
- Bana yalan mı söyleyeceksin?
- You're gonna lie to me?
İkiz kardeşin hakkında da yalan mı söyledin?
Was it a lie about your twin brother as well?
Yalan mı?
A lie?
Yani bana yalan mı söyledin?
So you lied to me?
- Sana yalan mı söyleyeyim?
- Lie to you?
Rayburnler gerçek mi yoksa babamın söylediği başka bir yalan mı görmek istedim.
See if the Rayburns were actually real... or if they were just another lie my dad told me.
Basında gezen Bob Shapiro'nun kafası basmıyor, Bob Shapiro boş bir takım elbise gibi Bob Shapiro böyle büyük bir davayı kaldıramıyor haberleri yalan.
All that sniping in the media that says Bob Shapiro is in over his head, Bob Shapiro is an empty suit, Bob Shapiro can't handle a case of this magnitude.
- Neden yalan söylüyorsun?
- I'm not.
Yaşlı ağacınızın yalan söylemek için bir sebebi olmadığını sanıyorum.
I'm guessing your old tree has no reason to lie.
Ama bir hata yapmıştım. Seni bilme, seni bulma umuduna dair yalan söylemiştim.
But I made a mistake, lying about the hope of finding you knowing about you.
Evet düşün bakalım bir yalan. Eşyalarımı toplayacağım ben.
- Yeah, keep thinking, hotshot, I'm going to get my stuff.
Size yalan söylediğimi düşünüyor olmalısınız.
You must think I'm lying to you.
Biri bana yalan söylediğinde anlarım.
I can tell when someone's lying to me.
Bize yalan söylediğini düşünmeye başladım.
I'm beginning to think you were lying to us.
Bana kesin, kesin yalan söylüyorsun. Hayır, eminim böyle olmuştu.
- No, I'm pretty sure that's what happened.
Herkese yalan söylemeye devam mı edeceğiz?
Who all will we lie to?
- Tanıştığımızdan beri yalan söylüyorsun.
You've been lying to me since the day we met.
Eğer bana yalan söylüyorsan, sana korkunç şeyler yapacağım.
If you lie to me, I'm gonna do terrible shit to you.
Onlara yalan söylemeyeceğim.
I'm not gonna fucking lie to them.
Ne yalan söyleyeyim, lise hayatım çok güzel geçmedi.
High school kind of sucked, if we're being totally honest.
Sevgili Mac, biliyorum her şey yolunda gibi gözüküyordu ama sana ve kendime yalan söylüyormuşum.
"Dear Mac, I know everything seemed good between us, " but I've been lying to you and myself. I'm freaking out.
- Yalan söylemiyorum.
I'm not lying.
Yalan söyledim!
I'm lying!
Evet, biliyorum. Size yalan söylemiyorum.
You are aware I'm not lying, officer.
Sana yalan söylediğim için çok üzgünüm. Ama sen çok tatlı birisin. Ve sürekli hata yaptığımı biliyorum.
And I'm really sorry I lied to you, but you're kinda sorta super cute, and I know I always make mistakes, and I know this was a big mistake, but I just...
Söylemeden edemeyeceğim, bugün seni mahkemede izlerken eski anılarım canlanmadı desem yalan olur.
I have to say, watching you in court today, it sure did bring back some old memories for me.
Evraklarla oynadım fotokopicideki çocuğa yalan söylemesi için para verdim.
I doctored the copies. I paid the kid at the shop to lie for me.
İyi de bir yalanı yaşıyorum.
But I'm living a lie.
Ama içinde bulunduğun durumda, sana yemin ederim ki yapamayacağım tek şey sana yalan söylemek.
But in the state that you're in, the one thing I swear I will not do is lie to you. I will hear him.
Ama haklıysam, sen, ben ve bir sürü kişi kimsenin yalan işitmek istemediği, bir konuda yalan işiteceğiz.
But if I'm right, then you and I and a lot of people are being lied to about a thing no one ought to be lied to about.
Elimde bir yalan makinesi olduğunu bilmemesi lazım.
Can't let her know I have a polygraph.
Artık yalan dolana gerek yok hayatım.
There is no need for any further prevarication, darling.
Yalan söylemiyorum.
I'm not lying.
Yalan söylemediğimi biliyor ama.
She knows I'm not lying.
- Teşekkür ederim. O yalan söyler mi?
I'm not, would he lie?
Seni yalanını hatırlatayım Kongre ağırlaştırmadan önce, hangi...
Let me remind you that perjury before Congress is a felony, which...
Bildiğim tek şey Banshee'ye adımını attığından beri yalan söylüyor olduğun. Ve yalanlar burada bitiyor.
The only thing I know is you've been lying to me since you got to Banshee.
Sen... Koca bir yalanım, Brock.
I'm a lie, Brock.
Yaşayayım veya öleyim, sana yalan söylemeyeceğim!
Live or die, I will not lie to you!
Yalan söylediğini anlarsak, onu buraya geri yollarım.
If we find out you're lying, she comes back down here...
Öyleyse sanırım günahlar listene yalan söylemeyi de eklemelisin.
Well, then I guess you could add lying to your list of sins.
George Irving'in ölümüyle ne yalan söyleyeyim soruşturma sekteye uğradı.
With George Irving gone, I'm not gonna lie, we're hurting.
John bana yalan söyledi, onu anlarım da neden, onu bir türlü anlayamıyorum.
John lied to me, I get that. I just... I just can't figure out why.
Su olmayan çölde su görürlerse yalan söyleyen onların gözleridir, benim ağzım değil.
If they see water in the desert where there is no water, it's their eyes that lie, not my mouth.