English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ Y ] / Yalniz

Yalniz traduction Anglais

590 traduction parallèle
Yalniz sizi görünce veya duyunca böyle yapiyor.
Well, he only acts this way when he sees or hears you.
- Yalniz Hackenapuss, o da söylemez.
- Only Hackenapuss, and he won't talk.
Yalniz 1 1 at ilerlemekte.
Only 11 are headed postward.
- Yalniz miymis?
- Alone? - Yeah, alone.
- Yalniz mi seyahat ettiniz
- travelling alone, Miss Chester?
Onunla yalniz kalmak istemiyorum.
I don't want to be alone with him.
Ama yine de, senin gibi bir yalniz kurda her an ihtiyacim olabilir.
Still, I might have use for a Ione wolf like you now and then.
- Beni yalniz birak Gus.
- Leave me alone, Gus.
Acelen varsa, yalniz git.
If you're in a hurry, go yourself.
- Yalniz 200 dolar.
- I only need 200.
Yalniz calisirim.
I work alone.
UEce bes dakika kala Butterfield gidecek ve seni yalniz birakacak.
At five minutes to 3, Butterfield will walk out and leave you all alone.
Bu durumda yalniz ikiniz kaldiniz.
Guess that leaves just the two of you.
- Yalniz basima hallederim.
- I'll take care of it alone.
Gel de disari yalniz çikalim.
Let's you and me step out into the street alone.
Bilemiyorum, bazen yalniz kaliyorum.
I don't know, sometimes I get lonely.
Ike yalniz konusmak istiyor.
Ike wants to talk to you alone.
ALACAKARANLIK KUŞAĞI "YALNIZ" İLK YAYIN TARİHİ :
[eerie music]
Yalniz.
He's alone.
Çok yazik, çünkü Bubber'in yalniz birkaç ayi kalmisti.
That's too bad, because Bubber just had a few months to go.
- Beni yalniz birak.
- Leave me alone.
- Beni burada yalniz birakmayin.
- Don't leave me here alone.
Beni yalniz birakin.
Leave me alone.
YALNIZ ADAMA DAİMA EŞLİK EDİLİR
The Solitary Man Is Always Accompanied
Sen yalniz kaldin.
You are alone.
- Geliyor, hayrola bu gece beni yalniz biraktiniz?
Oh, by the way how come I was the only one there working tonight? PHYL :
Arayan yalniz bir kisi mi?
Must be one person?
Memur Nash konusuyor. Evde yalniz misiniz? Degilim.
Are you the only one in the house?
Tegmen, cesedi morga goturmek icin geldiler, yalniz hastane de cesedi koyacak yer yokmus.
Uh, Lieutenant! I think we got to take these bodies to the morgue in Lincoln Ville. The hospital doesn't have facilities to handle this many at one time.
Yalniz misiniz?
Are you alone?
Sizigörmeye yalniz gelmemistim.
I didn't come in to see you on my own.
Yalniz yemek için avlanacagiz, Komançiler gibi.
We'll only hunt what we need to live on, same as the Comanche does.
Tamamen yalniz degil.
Not quite alone.
Tek sorun yalniz olmamamdi.
Only problem was, I wouldn't be alone.
Ben ¡ onun yaninda uzun süre yalniz birakma.
Don't leave me alone with him for too long.
Yalniz birsey var, yegenini de götürüyorum.
Except for one thing, I took your nephew with me.
Yalniz konusabilir miyiz?
May I speak to you alone?
Yalnïz cïkar.
Take her out alone.
Çünkü yalnïz tribüne oynuyorsun, aynï zamanda sahtesin.
Because you're a grandstand player, and a phony on top of it.
- Burada yalnïz mïsïnïz?
- You here all alone?
- Yalnïz dalïs için biraz yesil degil misin?
- Aren't you a bit green to dive alone?
- Harika, yalnïz akvaryumda balïk gibiyim.
- Great, except I feel like a fish in a bowl.
- Íşi yalnïz Christopher degiştirir.
- Only Mr. Christopher can change things.
Yalniz giderken Barb i kontrol et.
Well, that's okay.
Nash, yalniz dikkat et.
Nash, be calm.
- Yalnïz nemli havada.
- Only in damp weather.
Zehri sadece Wang fark edebildigi için yalnïz o denendi.
Since Wang was the one who could detect poison, only he was tested.
Yalnïz olmaz.
Not alone.
Bunu yalnïz yapsam iyi olur Tess.
I'd rather do this alone, Tess.
Twain'le geçmiste tecrübe yasayan yalnïz ben degilim demek.
I'm not the only one who's had a past experience with Twain.
Yalnïz dedektifligimiz test edilmiyordu Twain'i öldürmek için nedenlerimiz de var.
Not only was Twain testing us as detectives but we all have motives for doing him in.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]