English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ Y ] / Yalnız mıydı

Yalnız mıydı traduction Anglais

536 traduction parallèle
- Yalnız mıydın?
- Were you by yourself?
Ben toplama kampındayken, sen Paris'te yalnız mıydın?
When I was in the concentration camp were you lonely in Paris?
- Yalnız mıydı?
- Was he alone?
- Hep yalnız mıydınız?
- Were you alone all the time?
- Yoksa orada yalnız mıydınız?
- Or were you there alone?
- Yalnız mıydı?
- Was she alone?
- O sırada yalnız mıydı?
- Did he do that job alone?
Yalnız mıydı?
Was he alone?
Yalnız mıydı?
White linen?
- Burada yalnız mıydım demiştiniz?
You said you were alone?
- Yalnız mıydın?
- Alone?
- Tüm gece burada... yalnız mıydım?
- Have I been here all night... alone?
İkiniz yalnız mıydınız?
Were you alone with Bithiah?
Er Ferol, tarafsız bölgenin ortasına vardığınızda... Er Meyer ile yalnız mıydınız?
Private Ferol, when you reached the middle of no-man's-land... were you alone with Private Meyer?
Yalnız mıydı?
Is that so? Alone?
Yalnız mıydın?
Alone?
- Yalnız mıydı?
- I didn't know you had one.
- Yalnız mıydınız?
- Were you alone?
Yalnız mıydın?
Were you alone?
- Yalnız mıydınız?
- You were alone?
Yalnız mıydı yoksa durumuyla bir ilginiz var mı?
You got anything to do with her condition?
- Vardığında Kit yalnız mıydı?
Was Kit alone when you got there?
Vardığında Kit yalnız mıydı?
Tell me something. Was Kit alone when you got there?
- Yalnız mıydı? - Hayır.
- He was alone, then.
Ve adam yalnız mıydı?
And the man was alone?
Çarptığında yalnız mıydı değil miydi?
Was he loaded or empty when he crashed?
O da Jane kadar yalnız mıydı?
Was she as lonely as Jane?
Yalnız mıydın?
Did you dine alone?
- Yani, yalnız mıydın?
- You were alone? - Yes.
Yalnız mıydın?
You were alone?
Yalnız mıydı?
Alone?
- Burada yalnız mıydınız?
- Have you been alone?
- Yalnız mıydılar?
- Were they alone?
Yalnız mıydı?
He was alone?
Yalnız mıydı?
Was she alone?
- Gerçekten 6 gün yalnız mıydın?
- Were you really alone for six days?
Seni yalnız bırakmamalıydım, Joe.
I shouldn't have walked out on you, Joe.
Onu yalnız bırakmamalıydım. Özellikle dün geceden sonra.
I shouldn't have left him alone, especially after last night.
Ne mi yaptım, yalnız bıraksaydım da konuşsa mıydı?
What would you do, leave him there able to talk?
Yalnız kalmaz mıydın?
Would you feel lonely?
Tüm bir gece seni yalnız bırakmamalıydım.
I shouldn't leave you alone at all tonight.
Kendimi yalnız ve yolunu kaybetmiş hissediyordum ve ömrümün geri kalanını tek başıma geçirmeye kararlıydım.
I felt alone and lost, and I was determined to live alone for the rest of my life.
ki yalnız olmalıydım.
which should be left alone.
Kocan Laois yolculuğa yalnız mı çıkmıştı? Ona eşlik eden muhafızlar var mıydı?
But was he travelling alone, your husband Laius, or with a great escort?
Ben... Onu yalnız bırakmamalıydım.
Why, I-I shouldn't have left him alone.
Bu arada, bizi yalnız bırakır mıydınız?
In the meantime, would you mind leaving us?
Çok yalnız, onun yanından ayrıImamalıydım.
She's alone and I never should have left her.
- Yalnız mıydı?
- Pretty.
Onu yalnız bırakmamalıydım.
I shouldn't have left her.
Onu yalnız bırakmamalıydım.
I couldn't get her to leave.
Onu asla yalnız bırakmamalıydım.
I should never have left her alone.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]