English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ Y ] / Yalnızca bir dakika

Yalnızca bir dakika traduction Anglais

121 traduction parallèle
- Yalnızca bir dakika.
- Just a half a minute.
Yalnızca bir dakika.
Just for a minute.
Yalnızca bir dakika sürecek.
I'll only be a minute.
Yalnızca bir dakika.
Just a moment.
Gerçekten, yalnızca bir dakika alır, Joe.
Really, it'll only take one minute, Joe.
Yalnızca bir dakika.
It's just a minute.
- Yalnızca bir dakika alır.
It'll only take a minute.
Yalnızca bir dakika.
Er, just a minute.
Yalnızca bir dakika.
Only for a minute.
Yalnızca bir dakika sürer.
It'll only take a minute.
Yalnızca bir dakika canın yanar.
It will only hurt for a minute.
İçeride yalnızca bir dakika kalacağım.
I'll only stay inside for a minute.
Yalnızca bir dakika kaldı.
Only about a minute left.
Bir dakika, yalnızca bir dakika.
No. One moment, just one moment.
Her an gelebilir. - Yalnızca bir dakika. Bir dakikacık.
Just a minute...
Yalnızca bir dakika.
Just one moment.
- Yalnızca bir dakika kalacağım.
- I'll only stay a minute.
Özür dilerim.Yalnızca bir dakika kalacağım.
- I haven't seen you since we... - Go away.
Anahtarlarımı unuttum, yalnızca bir dakika.
I forgot my keys, only one minute.
Yalnızca bir dakika...
Just for a minute, I don't need...
Yalnızca bir dakika!
A moment only!
Yalnızca bir dakika görüşmek istiyorum.
I just want to see you for a minute.
Yalnızca bir dakika, tamam mı?
I'll only be a minute, okay?
İçeri girip bir arama yapmam yalnızca bir dakika sürer.
It'll only take a minute to come in and make one call.
Yalnızca bir dakika.
This'll only take a second.
Yalnızca bir dakika.
I just need a minute.
Yalnızca bir dakika, nasıl olacak görmeliyim.
Just for a minute, so I can see the effects.
Yalnızca bir dakika.
I'lljust be a minute.
Yalnızca bir dakika için şu bankadan bahsedebilir miyim?
Can I for one minute tell you about this bank?
- Bu yalnızca bir dakika alacak.
- This'll just take a minute.
Yalnızca bir dakika.
Just a minute.
Bak, Annen bir dakika içinde burada olacak ve benim yalnızca bir dakikalığına dışarı çıkmam lazım hemen döneceğim, tamam mı?
Look, Mum's coming in a minute... and I just got to step outside here for just one second... and I'll be right back, okay?
- Evet, bu yalnızca bir dakika sürer.
- Yes, this will just take a moment.
Yalnızca bir kaç dakika sürer.
It will take only a moment.
Bana yalnızca bir kaç dakika ayırsanız.
If you just spare me a few minutes.
- Yalnızca bir kaç dakika, Kaptan.
- Just a few minutes, Captain.
- Acaba, yalnızca... bir dakika, efendim.
- Would you just... For a moment, sir.
Yalnızca bir kaç dakika.
I'm only gonna be a few minutes.
Yalnızca bir kaç dakika alır.
It'll just take a few minutes.
- Yalnızca bir iki dakika sürer.
I should be just a few minutes. Okay.
Yalnızca Henry ile bir kaç dakika konuşmak istiyorum.
I just want to talk to Henry for a minute.
Bir dakika, yalnızca.
I just need a minute.
- Bunu duymadım. Yalnızca bir dakika.
Just a second.
Yalnızca birkaç dakika için dünya çapında bir karşı atak düzenlememizi mi istiyorsun bizden?
You want us to coordinate a worldwide counterstrike with a window of a few minutes?
Bir dakika ben konuşayım, bana yalnızca birkaç dakika ver.
Let me talk to this guy for a second.
Herhangi bir problem olursa, yalnızca 15 dakika uzaklıktayım.
Now, if there's any sort of a problem, I am only 15 minutes away.
Bir dakika dostum, bu teklif yalnızca senin için.
- Hold on, pal. This reservation's only for one.
- Evet, ama yalnızca bir kaç dakika için.
- Yeah, but only for a second.
- Endişenizi anlıyorum ama yalnızca bir kaç soru soracağım, bir dakika sürmez.
- I understand your concern. I'm just gonna ask a few questions.
Yalnızca bir dakika istiyorum.
I just need a minute.
Yalnızca bir 10 dakika.
Just one, ten minutes

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]