English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ Y ] / Yanılıyorsun

Yanılıyorsun traduction Anglais

4,868 traduction parallèle
Davina, seni umursamadığımı düşünüyorsan yanılıyorsun.
Davina, you may think that I don't care about you, but you're wrong.
Acını paylaşmadığımı düşünüyor olabilirsin ama yanılıyorsun.
You may think I know nothing of your grief, but you are wrong.
Yanılıyorsun Goki.
You are wrong!
yanılıyorsun.
You are mistaken.
- Yanılıyorsun.
Let me put... You're wrong.
Yanılıyorsun anne.
You're wrong, Mom.
Tessa yanılıyorsun.
Oh, Tessa, you are so wrong.
- Dinle... Belli ki yanılıyorsun.
Listen, you're making a mistake.
Benim hakkımda kesinlikle yanılıyorsun.
You are totally wrong about me.
- Yanılıyorsun.
Wrong.
Onun hakkında yanılıyorsun, Will.
You're wrong about him, Will.
Hurst hakkında yanılıyorsun.
You're wrong about Hurst.
- Yanılıyorsun.
Oh, you are so off base.
İkimiz hakkında da yanılıyorsun.
Wrong on both counts.
Yanılıyorsun.
You are wrong.
Yanılıyorsun, yaşlı bayan.
You are mistaken, old woman.
Bu sefer yanılıyorsun, dostum.
This time, you are mistaken, my friend.
Yanılıyorsun.
You're wrong.
Bu yüzden seni affedeceğimi falan düşünüyorsan yanılıyorsun.
So if you're asking me to just forgive you for that, - I can't.
Birkaç tane Sondiv kelimesi öğrenmenin babanın yaptıklarını düzelteceğini, babanın ailemden aldıklarını geri vereceğini sanıyorsan, yanılıyorsun.
If you think that learning a few Sondiv phrases can possibly make up for what your father took from my family, you are sorely mistaken.
Hayır, çok yanılıyorsun.
No, you're so wrong.
Donny, yanılıyorsun.
Donny, you're wrong.
Yanılıyorsun.
You are mistaken.
Karen ne gördüğünü bilmiyorum ama inan bana çok yanılıyorsun.
Karen, I don't know what you think you saw, but believe me, you are very much mistaken.
Biliyorum. Bunun doğru olmadığına inanıyorsun, ama yanılıyorsun...
I know you think you're on the right side of this, but you're not...
İnan bana yanılıyorsun.
Believe me, you're not.
- Hayır, şimdi yanılıyorsun.
No, you're wrong now.
- İşte orada yanılıyorsun Gloria.
Now, Gloria, that's where you're wrong.
Joel Stephens, hayır, yanılıyorsun.
Joel Stephens, no, you are wrong.
Ama yanılıyorsun.
But you're wrong.
Yanılıyorsun!
You're wrong!
Bence yanılıyorsun.
I think you're wrong.
Mutlu olmayı hak etmediğini düşündüğünü biliyorum ama yanılıyorsun.
I know that you think that you don't deserve to be happy, but you're wrong.
Gök Kubbe'yi bulmana yardım edeceğimi sanıyorsan yanılıyorsun.
If you think I'll help you find the Vault of Heaven, you're wrong, I'd die first!
Şimdi de insan-Atrian hamileliğini araştırmaya başladı. Yanılıyorsun.
Now she's researching human-Atrian pregnancies.
- Shinichi, yanılıyorsun.
Shinichi, you're wrong.
* Bunda yanılıyorsun. *
That's... wrong, you know?
Hayır Adrian, yanılıyorsun.
No, Adrian, you're wrong.
- Yanılıyorsun.
- You are wrong
- İşte orada yanılıyorsun Lafayette.
- That's where you're wrong, Lafayette.
Yanılıyorsun.
- You are wrong.
Hayır, yanılıyorsun.
No, you're wrong.
Biliyorum Başkan Yardımcısı konusunda sana kazık attığımı düşünüyorsun,... ama yanılıyorsun.
I know that you think I undermined you with the Vice-President, but you're wrong.
Ama, inan bana yanılıyorsun.
But, trust me, you don't.
Ben de senin burada çalıştığını zannettiğini biliyorum. Ama, inan bana yanılıyorsun.
And I know you think you still work here but trust me, you don't.
Eğer kendince, bunu beni korumak için yaptığını düşünüp seni affedeceğimi bekliyorsan, yanılıyorsun.
If you think that, because in your minds, you're saving me, that I will forgive you for this, you're wrong.
İşte burada yanılıyorsun, arkadaşım.
That's where you're wrong, friend.
- Bu konuda yanılıyorsun, Soapy.
That's where you're wrong, soapy.
Yanılıyorsun.
- You're wrong.
- Yanılıyorsun.
- You're wrong.
Tamamen yanılıyorsun.
You got it all wrong.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]