Yaptı traduction Anglais
428,221 traduction parallèle
Yine bir ateşli kadınla antrenman yaptığım bir salı günü.
Just another Tuesday, training a smoking hottie.
Tamam, yaptım.
Okay, I got it.
Genellikle, ben bu şey yaptığımda
I usually have music that kicks in
Bunu nasıl yaptın?
How did you do that?
Belki siz krebinizi yaptıktan sonra gelsem daha iyi.
Uh, maybe I should come back after you've had... pancakes.
Bak, biliyorum çok heyecan yaptım ama beni suçlayabilir misin?
Look, I know I'm excited, but can you blame me?
Ona karşı koymadan evvel asaya ihtiyacımız var ve bunu yaptığımızda da birlikte yapacağız.
We need to get the wand back before we go up against her, and when we do, we're going to do this together.
Bense annemin işini yaptım kadının sihrini aldım.
And I played right into my mother's hands and took her magic.
Sen Gideon'u korumak için gerekeni yaptın.
You did what you had to, to protect Gideon.
Kim yaptırıyor bunu sana?
Who put you up to this?
Sihrimin beni özel yaptığını söyleyen sen değil miydin?
Weren't you the one who told me magic made me special?
Ne yaptı dedin?
She did what?
Peki yaptı mı?
And has she done it?
Yaptığımdan gurur duymuyorum ama elimden gelenin en iyisini yapmaya çalıştım.
I-I'm not not proud of what I did, but I did what I thought was best for myself.
Bir şey yaptığını gördüm.
I saw you doing something.
Bunu her kim yaptıysa hemen bir adım öne çıksın.
Whoever did this, I advise you to step forward now.
Yaptığını düşünsene.
Imagine if you've done it.
Ben yaptım.
It was me.
O yapmadı, ben yaptım.
It wasn't him, it was me.
- Ne, yaptığı şeyden sonra mı?
- What, after what he did?
İnsanların ne yaptıkları umurumda değil.
I don't give a shit what people do.
Dokuz yaşımdayken annem yaptı.
My mum did it when I was nine.
Çok kötü bir şey yaptım.
I've done something terrible.
Hi-Ho Donuts'ta ne yaptın? Bu sabah saat beşte mi?
So, what were you doing at Hi-Ho Donuts this morning around 5 : 00 a.m.?
Oh, mükemmel, çünkü son yaptığın zaman, Bir Boston Krem Katliamı vardı!
Oh, perfect, because the last time you did that, we had a Boston Cream Massacre!
Daha iyi bir plan yaptık.
We just came up with a better plan.
Dinle, kuşkusuz, bir plan yaptık. Bazı riskler içeriyordu
Listen, we did, admittedly, have a plan that involved some risk
-... ve firma için ne kadar çok şey yaptığım
-... and how much I've done for the firm,
Pazar gecesi son yaptığım şey Dosya battaniyeli mahkûmlardı Kartel ile ilişkisi olan on işletme için.
The last thing I did Sunday night was file blanket subpoenas for ten businesses with ties to the cartel.
Karınızın bugün yaptığı şeyi yapmak biraz dikine kaldı.
It took some spine to do what your wife did today.
En son ne zaman seks yaptın?
When was the last time you had sex?
Yaptığınız işin arkasında durmuyor musunuz?
Don't stand behind your work?
Sadece kolaçan ediyordum, yaptığım buydu yani.
I was just taking some measure... that's all.
Park yerinde yaptığım buydu işte.
That's what I was doing in the parking lot.
Gece yatağa girdiğimde bodrumda yaptıkların için heyecanlanmalı mıyım yoksa endişelenmeli miyim bilemiyorum.
When I go to bed at night, II never know whether to be excited about what's going on in that basement. Or worried.
Her zaman yaptığım gibi arabadan çıktıktan sonra anahtarımla arabayı kilitledim.
I locked the car with my key when I got out, as I always do.
Dedektif, bilinçsizce yaptığım bir şey falan yok.
There's nothing unconscious about it, Detective.
Arabanın torpidosunda değil de cüzdanında olsa iyi olur. Yoksa Silah Taşıma Yönetmeliği 19. Maddesi gereğince bu yaptığın suç olur.
And it better be in your wallet and not in the glove compartment of your car, or you're in violation of Section 19 of the City Firearms Code.
O adamlara saldırdığında bir şekilde ne yaptığını biliyordu.
I think on some level he knew what he was doing when he charged those men.
'27'de Paris'te,'31'de de Chicago'da yaptığımız gibi mi?
Like we did in Paris is'27 and Chicago in'31.
- Ne? Simülatörde 60 saat uçuş yaptım.
I've logged over 60 hours in the simulator.
Kibirlisin ve boş boğazsın ve insanlar yaptığın sahtekarlıkları öğrenecek diye ödün kopuyor. Diğer zorbalar gibi.
You're arrogant and loud-mouthed and terrified people will find out you're a fraud, just like every bully.
Bütün yaptıklarından sonra sana neden inanayım?
Why should I believe you after everything you've done?
Bana Rittenhouse'dan bir kaç isim söyleyin, size yaptıkları bütün telefon konuşmalarını, gönderdikleri bütün mailleri ve uygunsuz resimleri göstereyim.
You give me the Rittenhouse names, I'll give you every phone call they've made, every email they've ever sent, every willy pic they've ever sexted.
- Sadece yaptığı şeyleri bir düşün.
- Just think about what he's done.
- Bizim yaptığımız şeyleri düşün.
- Think about what we've done. No!
Ne yaptığının farkında bile değilsin!
You have no idea what you've done!
Önünde sonunda o da doğru olanı yaptı.
I mean, in the end, he did do the right thing, too.
İşimi yaptığım için özür dilemeyeceğim. Özellikle de anlaşmamızı uygulayabilmek için o kadar uğraştıktan sonra, ama anlaşma anlaşmadır.
I'm not gonna apologize for doing my job, especially considering the lengths I had to go to to keep our bargain, but a deal is a deal.
Evet, bazı insanlar ona hırsız diyebilir ama ben ona'yaptığı iyilikleri belli etmeyen adam'demeyi tercih ediyorum.
Now, some people might have called him a thief, but I always preferred the term "misunderstood good guy."
Sonra güzel bir genç kız, bu sensin yakışıklı bir haydutla, bu da benim, anlaşma yaptı.
So, the beautiful young maiden, that's you, and the handsome rogue, that's me, made a deal.
yaptın 100
yaptım 350
yaptılar 29
yaptık 46
yaptınız mı 19
yaptın mı 91
yaptım bile 41
yaptığını beğendin mi 27
yaptım mı 24
yaptığım bu 21
yaptım 350
yaptılar 29
yaptık 46
yaptınız mı 19
yaptın mı 91
yaptım bile 41
yaptığını beğendin mi 27
yaptım mı 24
yaptığım bu 21