Yeterince traduction Anglais
38,602 traduction parallèle
Yeterince katın yok.
You don't have enough layers.
Dinle, onu tutuklamak için elimde yeterince şey olsa bile yani... burada konuştuğumuz şey bu değil.
Really? Listen, even if we have enough to arrest him, I mean, that's... that's not what we're talking about here.
Nassar soruşturması sizi yeterince meşgul ediyor.
I know you have your hands full with the Nassar investigation.
Başkan yardımcılığı için yeterince vasıflı mısınız sizce?
And do you think you're qualified for the office of Vice President?
Yeterince erdemli olmadıklarını düşünüp sorunu kendi çözmeye karar vermiş olabilir.
He might have felt they weren't righteous enough for him and took matters into his own hands.
Yeterince iyiyim. "
I'm good enough. "
Bizim tarafımızda bu yeterince yaşanıyor.
Our side has enough of that already.
Geçmek için motivasyonun yeterince güçlü olmaması çok üzücü.
It's a shame your motivation to pass wasn't strong enough.
İnsanlarla yeterince iletişim kurmazsan böyle olur işte.
This is what happens when you don't interact enough.
Sırtını sıvazlamam gerektiğini düşündüğün her an o tuşa bas ve unutma ki yeterince söylemesem bile öyle demek istiyorum.
Every time you think I should give you a pat on the back, just hit that button and know that, even though I don't say it enough, I really mean it.
- Tandy, yeterince sorunumuz var zaten ruhani dünyadan konuklarımız var.
- Tandy, we have enough problems here without introducing a troublemaker from the spirit world.
Yeterince bekledik.
We've waited long enough.
Bence yeterince ikna ediciler.
I think they're convincing.
Etrafta dolaşmak için yeterince alan var.
There's plenty of territory to go around.
Termal kameraları yeterince yaklaştıramadık.
We can't get close enough for thermals.
Daha öğretme artık olur mu? Yeterince öğrenmiş.
Don't teach him any more moves, he doesn't need any...
- Yeterince kobayımız var.
We have enough guinea pigs.
- Yeterince tanıyorum.
I know enough.
Yeterince.
Close enough.
Ve görünüşe göre, küçük kimya kraliçemize yardım etmek için yeterince küçük ve atletik olan tek kişi benim.
And... apparently, I'm the only one small enough and athletic enough to help our little chemical queen.
Yeterince acı çektim
I have had my fill of pain
Eğer yeterince deneseydin iyi yönümü görebilmenin birçok yolu vardı.
Look, there are plenty of ways to get on my good side, if you cared enough to try.
Yeterince vakit kazandık.
We'll take credit for it anyway.
Hafızamı kaybetmek zaten yeterince kötü.
That fact that I've woken up with amnesia is bad enough.
Yeterince iyi beslenmiyorsun. Kyle.
_
Sorun kendini yeterince utandırmaman.
The problem is you don't embarrass yourself enough.
Eğer yeterince öğrenebilirsem belki bir gün Tokyo'ya, Mark'ı aramaya gidebilirim.
- Well, figure, if I get good enough... I don't know... maybe one day I can fly off to Tokyo and look for Mark.
Yeterince derin görünüyor.
It is. It looks deep enough.
Şey için yeterince var mı? Atmak için?
D-Do you have enough to, you know, throw?
Gerçek görünmesi için yeterince kana ihtiyacım var.
I just need enough blood to make it look real.
Yeterince vaktinizi aldık.
We've taken enough of your time.
Aslında kendisine kumpas kuranlar dövülürken yeterince inleme duymadığından şikâyetçiydi
He actually complained that he couldn't hear enough screaming from those who plotted against him while they were being flayed.
Yani yeterince dayanıklı hayvanlar için dağlar birer koruma alanı olabilir.
So for animals that have the endurance, mountains can be sanctuaries.
Bence sana yeterince katlandık osuruklu.
I think we've had just about enough of you, Stinkpot.
Ya yeterince güçlü kalamazsam?
What if I'm not strong enough?
O zaman belki de yeterince uğraşmıyorsundur.
Then perhaps you don't try hard enough.
Yeterince şey yapmadın mı?
Haven't you done enough?
Onların yeterince eli vardı zaten.
Well, they already had a village.
Yeterince kazarsın, göreceksin. Verileri saptayan ben bendim.
You dig around enough, you're gonna see, it was me who fudged the data.
"Güçlüler" halkı yeterince kötülüğe iterek, sonra bir şey peşkeş çekecek birini beklerler!
.
- O halde yeterince dikkatli değildin.
Then you could not have been paying proper attention.
- Ben mi yeterince dikkatli değilim?
I'm not paying proper attention?
Ve hepimiz yeterince acı çektiğinizi kabul edeceğiz.
And we'll all just agree that you've suffered enough.
Yeterince sorunum yokmuş gibi bir de senin için endişelenmem gerekecek.
It's not like I have anyone to rely on. I'll have to worry about you on top of that.
Evet. Bedensel sağlık önemli olsa da zihin sağlığına yeterince ehemmiyet vermeyen çok kişi mevcut.
One's physical health is important but there are many who overlook the importance of mental health.
- Seni çatlak... - Yeterince kötek yemedi.
- You crazy little...
Yeterince iyi.
That much from you is remarkable.
Ji Eun Tak sigara bile içmiyor, kes şunu artık. Yeterince uzattın.
Ji Eun Tak doesn't even smoke, so stop it already.
Hayat sana bir gün için yeterince fazla dert verdi.
It seems life has thrown enough at you for one day.
Biri "İneklerin İntikamı" ki yeterince intikamcı değil demiştin.
You've seen two.
- Yeterince iyi değil.
Not good enough.
yeterince iyi 39
yeterince var 24
yeterince dinledim 30
yeterince iyi değil 40
yeterince duydum 16
yeterince açık mı 69
yeterince yakın 19
yeterince gördüm 23
yeterince adil 36
yeterince içtim 20
yeterince var 24
yeterince dinledim 30
yeterince iyi değil 40
yeterince duydum 16
yeterince açık mı 69
yeterince yakın 19
yeterince gördüm 23
yeterince adil 36
yeterince içtim 20
yeterince değil 30
yeterince içtin 24
yeter 2697
yeterli 197
yeter ki 28
yeter artık 870
yeterli mi 69
yeter ama 52
yetersiz 30
yeter mi 66
yeterince içtin 24
yeter 2697
yeterli 197
yeter ki 28
yeter artık 870
yeterli mi 69
yeter ama 52
yetersiz 30
yeter mi 66