English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ Y ] / Yoksa o

Yoksa o traduction Anglais

5,323 traduction parallèle
- Yoksa o da mı ucube?
Or is she a freak, too?
Anna Moore ile ilk karşılaştığında sen mi ona yanaştın, yoksa o mu sana?
When you first met Anna Moore, did she approach you or did you approach her?
Yoksa o "tek kelimelik çocuk."
Otherwise, he's "One-word Kid."
Yoksa o sen miydin?
Or was that you?
O pisliğe beni hemen aramasını yoksa oraya gelip boynunu kıracağımı söyle.
You tell that little shit that he better call me back or I'm gonna come down there and wring his neck.
Şimdi siktiğim evine dönüp bana beş Adderall getireceksin. Yoksa o koduğum boğazını keserim. Anladın mı beni?
Now you get in your fucking house and you get me five Adderall or I'll slit your fucking throat!
O kadınla geçmişin var yani bilmek istediğim bunu ona karşı üzgün hissettiğin için mi yoksa ona bunu ödetmek için mi yada onu sevdiğin için mi yapıyosun?
You have history with this woman, so I just want to know are you doing this because you feel sorry for her or because you want to pay her back or because you love her or what?
- Yoksa o- -
- Is she- -
Yoksa o bizi öldürür.
Or she kills us.
Sekiz milyonun nerede olduğunu söyleyeceksin. Yoksa o elini öğütücünün içine sokacağım.
You're going to tell me where the $ 8 million is, or we're going to put your hand down that sink.
Yoksa o... şimdi mi?
Uh... Is she... right now?
- Yoksa o...
- Wait, is that...
Bu olay o oyuncağı almaya çalışmanla mı ilgili yoksa?
This wouldn't have anything to do with you trying to get that toy, would it?
Belli ki o gün beni takip etmiş. Yoksa bizi arabadayken nasıl görecek?
Otherwise, how could he have seen us in the car?
O benim hem öğretmenim hem de rehberimdi, yoksa vahşi bir hayvan gibi olurdum.
He is my teacher and guide otherwise I behave like awild bull.
yoksa... peki tamam o zaman, seni tehdit ediyorum.
Otherwise... well yes, then I am threatening you.
Tüm samimiyetinle söyle o zaman bu cerraha güvensizliğinden mi yoksa beni iyileştirmesini istemediğinden mi?
So tell me, in all sincerity, is it that you mistrust the surgeon, or is it that you simply don't want him to make me well?
Şimdi o bana göz kulak mı olacak yoksa ben mi ona göz kulak olacağım?
So is he keeping an eye on me or am I keeping an eye on him?
Ya da nerede olacağıyla ilgili ya da... Yoksa... o... - Onu yoksa...
Or where she might be or or... what's he... what's he done with her?
Bu o mu yoksa?
Whoa, is she it?
Yani, orda daha önce hiçbir şey yapmamış gibi durma yoksa seni dışarıya attırırım.
So don't stand there acting like your ass don't stink, or I'll send you back to your P.O. to air out.
Bu bana vermeye çalıştığın o garip aile hayatı derslerinden biri mi yoksa?
Is this supposed to be some sort of weird family life lesson you're trying to teach me?
- O kapıyı hemen açın yoksa...
- Open that door right now, or...
Ben bir balık mıyım yoksa tepe mi ve o yeşil şeyler ne anlama geliyor?
Am I the fish or the crown, and what about that green thing? What even is that green thing?
Birlikte olmamız gerek Stefan. Yoksa yakında çekmecedeki bir yıllığın içindeki fotoğraflardan ibaret kalacağız. Bu yüzden sen o telefonu açana ve bana bu işi çözmekte yardım edeceğini söyleyene kadar seni aramaktan vazgeçmeyeceğim.
We need to be together, Stefan, or pretty soon we're just gonna end up pictures in a yearbook in a drawer somewhere, and so, that is why I am not going to stop calling you until you pick up the phone and I hear your voice
O halde sen ve ben kaldık. Eğer rapor verdiğin başkaları yoksa.
That means it's just you and me, unless there were other parties you reported to.
O hücreyi bizzat kilitlemek isterim... sizin için de sakıncası yoksa efendim.
I'd like to turn the key on that cell myself... if you don't mind, sir.
15 dakika içinde o uydulara tam erişim istiyorum. Yoksa kararlılığımın bir işareti olarak Bayan Bolton'ı vururum.
Full access to those satellites in 15 minutes or I'll shoot miss Bolton next as a sign of my resolve.
O bir antika. Şayet sakıncası yoksa...
That's an antique, if you don't mind.
O piçi yakalamak istiyor musun yoksa istemiyor musun?
Are you willing to catch the bastard or not?
İyi ki o sırada duş almıyordum, yoksa diri diri haşlanırdım.
Good thing I wasn't taking a shower, or I would've been boiled alive.
Hiç umudun yoksa ne için savaşıyorsun o halde?
What are you fighting for if you don't have any hope?
Iyk, o senin büyükannen mi yoksa?
- EW, IS THAT YOUR GRANDMA?
O bir seferliğine "sadece seks" miydi yoksa yeniden "sadece seks" yapabilir miydik?
- WAS THAT, LIKE "JUST SEX" ONE TIME, OR COULD WE JUST HAVE "JUST SEX" JUST AGAIN?
O zaman ben de "Hamile misin yoksa?" dedim.
- Jess : Uh-huh. - So I said, "hey, what are you, pregnant?"
O sertifikayı bana ver yoksa keçi ölür!
Hand over that star certificate or the goat gets it!
Yoksa yüksek rütbeliler o operasyonla birlikte seni de gömecekler.
If you don't, the brass will bury you, just like they did that op.
O bilgiyi almak için blöf yapacağınızı bildiğim gibi kameranın onu çekmeyeceğini de biliyordum. Bunun işe yaraması için bizi kullandın yoksa böyle olacağını anlardık.
You made us work for it, or we would've seen it coming.
Burada sen mi demiş, S-E-N, Yoksa siz mi, S-İ-Z?
Is it, "ya, Y-A," or "you, Y-O-U"?
O bir "bir daha sakın kullanma yoksa yumuşak yerlerini tekmelerim" deyimi.
It is a term of, "never use it again or I will kick you in your soft parts."
Peki o zaman ortada bir Tanrı yoksa, ne anlam ifade ediyor?
Well, what does it mean if there is no God?
O Fraser mı yoksa Mackenzie mi?
Is he a Fraser or a Mackenzie?
O lanet şeyi geri almam lazımdı yoksa bu aptal kıçımı kovacaklardı.
I had to get that damn thing back or else my dumb ass would get fired!
Meyve suyu mu, et suyu mu yoksa jöle mi?
Juice, broth, or jell-o!
O son mu olacak yoksa komplo sürmeye devam mı edecek?
Will he be the last, or will the plotting go on and on?
Eski Dünya'nın tebaası mı yoksa bu yenisinin vatandaşı mı olduğunuza karar vermek zorunda kalacağınız o gün gelecek sevgili Bostonlılar.
The day will come, fellow Bostonians, when you have to decide whether you are subjects of the Old World or citizens of this new one.
Küçülüp onu tekrar eski haline getirebilirim ama daha önemlisi o dengesiz parçacıkları kontrol altına almalıyız yoksa kötü şeyler olacak.
( groans ) I can shrink down and get him back to size, But more importantly, we have to contain
O gazı benim için üreteceksin, yoksa sen de ailen de ölürsünüz.
You're going to make The vx gas for me, Or you and your family will die.
O adam mıyım bu adam mı yoksa şu an bu ben miyim bilmiyorum.
I don't know if I'm this guy or that guy, Or if this guy's me.
O kadar da güzel değildir yoksa hatırladım.
Listen, she couldn't have been that beautiful, otherwise I would have.
Ama... Neden o, neden bir erkek başkasının çocuğuna hamile bir kızla evlensin ki? Bundan bir çıkarı yoksa tabii ki?
But... why would he, why would any man, marry a girl pregnant with another man's child unless he was going to get something out of it?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]