Çok eminim traduction Anglais
5,061 traduction parallèle
Çok eminim.
I'm positive.
Yine de çok fazla ortak nokta bulmuşsunuzdur eminim.
And yet I'm sure you have so much in common.
Eminim tüm çalışmaları siz varken çok daha iyiye gitmiştir. Onlara hastalarının başka sorunları olduğunu da hatırlatmışsınızdır. Mesela hamileyken alınan kiloların verilmesi gibi.
Well, I'm sure all of their practices were better off having you on the payroll, whispering in their ears, letting them know that maybe their patients had other concerns besides, say, losing the baby weight.
Çok yetenekli bir doktor olduğuna eminim.
Well, I'm sure he's a very skilled physician, But, come on, you gotta admit,
Eminim o otobüste bu Toyota'dan çok daha fazla benzin vardır.
And I'm pretty sure that bus holds a lot more gas than this Toyota.
Onların dili okadar karışık ki çözülmesi çok zor, fakat ben eminim ki onlar dünyanın büyük organizasyonlarını gizlice yönetiyorlar.
Their language is too complex to completely decode, but I am certain they are secretly running every major world organization.
Eminim biz konuşurken o da çok önemli bir işle uğraşıyordur.
I'm sure he's doing something important as we speak.
Eminim Riveralar seni gördüğüne çok sevinir.
I'm sure the Riveras would love to see you.
Eminim çok güzel geçmiştir.
I bet it was wonderful.
Ama bir şeyden öyle eminim ki kalbini dışa vurman kuralları bozarken yakalanmaktan daha çok korkutuyor seni.
But one thing I'm pretty sure of is that putting your heart out there scares you a lot more than getting caught breaking the rules.
Onunla çok gurur duyuyorum ve yargıcın da dediklerine kulak vereceğine gayet eminim...
I was so proud of her, and so sure the judge was going to see it her way...
Eminim çok zordur, Dr. Pierce, ama sana herkesten farklı davranamam.
I'm sure it's overwhelming, Dr. Pierce, but I can't treat you differently from everyone else.
Artık seks yapabileceğinize göre eminim çok mutlu olursunuz.
I hope you two will be very happy now that you can finally have sex.
Eminim onu çok özlüyorsundur.
I'm sure you miss her very much.
Evet, eminim sevgilin çok korkutucu bir insandır buyursun denesin bakalım.
Yeah, well, I'm sure that your boyfriend's a very scary person, and he's welcome to try. But you need to come with me.
Çok ikna edici olabileceğinize eminim.
Oh, I'm sure you can be very persuasive.
Lucy, kumaşların çok mühim olduğuna eminim ama işe geç kalamam.
Lucy, I'm sure the swatches are very important, but I really can't be late for work, so...
- Eminim çok iyi bakacaktır.
- I'm sure he'll raise it just fine.
- Çok lezzetli olduğuna eminim.
Yeah, and I'm sure it was wonderful.
- Eminim siz de çok üzülmüşsünüzdür.
I'm sure you were pretty broken up about it.
Z, yeni erkek arkadaşın çok iyidir eminim ama onunla hiç ortak noktamız yok.
Look, Z, I-I'm sure your new Beau is amazing, but he and I have nothing in common.
Eminim çok seveceksin.
I bet you're gonna love it.
Tek bir şeyden eminim ki Soundwave bilgiyi ne zaman açığa çıkarıp ne zaman saklayacağını çok iyi bilir.
Of one thing, I'm certain, Soundwave knows when to impart information, and when to withhold it.
Hepimiz sizinle gurur duyuyoruz ama eminim tüm bunların çok gizli kalması gerektiğine hak verirsiniz.
We would honour you publicly, but I'm sure you'll understand these things have to remain top secret.
Yardıma minnettar olduğuna eminim ama onu çok özlüyordur.
I'm sure she appreciates the help, but she must miss him terribly.
Eminim çok daha elle tutulur bir özür olacak...
I believe a more concrete apology and...
Kızlarının çok sevimli olduğuna eminim.
I'm sure your daughters are lovely.
Eminim babanı çok severdim.
I bet I would've liked your father.
Eminim ki arkadaşın çok romantik davranmıştır.
I'm sure the guy would have been very romantic.
Eminim onun yanında kendimi çok ufak ve yardıma muhtaç hissederim.
I bet I'd feel so small and helpless next to him.
Seni çok sevdiğinden eminim.
I'm sure he's your biggest fan.
- Eminim çocukken çok eğlenceliydi.
I bet it was great as a kid.
O kadar çok otel müşterisi var ki, hatırlayamayacağına eminim.
With, some of the hotel guests. I'm sure he can't remember.
Jane-Anne'in kendisini feda edeceğine eminim. Bu çok açık.
That's for sure.
- Öyle olacağından eminim, Max fakat 1300 dolar çok para, tamam mı?
Catherine is going to be extremely grateful when you give it to her. I'm sure she will,
Patrick'in çok fazla müdahale etmediğini garantilemek için burada olacağım ayrıca eminim Margaux sana güveniyordur.
I'll be here to make sure that Patrick doesn't interfere too much, and besides, I'm sure Margaux is counting on you.
Bir yemekte içilen bir kaç martininin yıllar süren iş ortaklığından daha çok şey açığa çıkartığına eminim.
I find it takes years of business meetings to learn the kinds of things that a few martinis can bring about in one meal.
Eminim ekibinizde böyle bir analist olduğunu öğrenmeyi çok isteyecektir.
I'm sure he'd be very interested to know that you have such a knowledgeable analyst on your staff.
McGee'ye sorarsan eminim daha çok şey söyleyebilir.
Well, I'm sure if you asked McGee he can probably tell you more.
Bu şehrin ona pek çok imkan sunacağına eminim.
Gives him a lot of influence in this town.
Bunu atlatacağına eminim, fakat çok acı verici olmalı. velhasıl...
He'll pull through, of course, but it sounds very painful, so...
Eminim bazıları çok etkilenecektir.
I'm sure they'll be very impressed.
Eminim onlar olmadan da çok eğleniriz.
I'm sure we'll manage to have plenty of fun without them.
Eminim konuşacak çok şeyleri vardır.
I'm sure they have much to catch up on.
Polisle çok karmaşık bir ilişkim var, Müfettiş. Eminim öyledir.
I have a very complicated relationship with the police, Inspector.
Dijital bir çağda yaşadığımızı düşününce bunun çok yararlı bir şey olduğuna eminim.
Wow, I imagine that comes in pretty handy now that we're in the digital age.
Diğeri kim bilmiyorum ama eminim bu durumda kız kardeşim daha çok ilgini çekecektir.
I don't know who the other person is but I'm certain my sister's will garner more attention.
Yani, eminim sizin gibi çok çalışan ama az para alan biri rüşveti kabul etmez. - Etmez.
I-I mean, I'm sure that a hard-working, but poorly paid man like you probably wouldn't take a bribe.
Eminim bu konuda benden daha çok biliyorsundur.
I'm sure you know more about that than I do.
Çok iyi uyum sağlayacağına eminim.
I'm sure he'II fit in perfectly.
Eminim teklifin çok hoşuna gitmiştir.
Oh, I'm sure that went over big.
eminim 1847
eminim ki 169
eminim öyledir 355
eminim iyidir 17
eminim öyle 22
eminim yaparsın 24
eminim vardır 38
eminim öyleydi 16
çok etkileyici 243
çok eğlenceli 150
eminim ki 169
eminim öyledir 355
eminim iyidir 17
eminim öyle 22
eminim yaparsın 24
eminim vardır 38
eminim öyleydi 16
çok etkileyici 243
çok eğlenceli 150