Çok sıkıcı traduction Anglais
6,125 traduction parallèle
Başkalarına almak çok sıkıcı.
It's so boring shopping for other people.
Ayrıca "David Potter" çok sıkıcı.
'Cause "David Potter's" boring.
Tina çok sıkıcı.
Tina is boring.
Çok sıkıcı bir tip.
What a drag!
Çok sıkıcı!
This is boring.
Tanrım, çok sıkıcı.
Oh, my God, that so boring.
Piskopos'a söyleme ama vaazlara hevesli değilim. Çok sıkıcı.
Don't tell the Bishop, but I'm not very keen on sermons too boring.
- Bana çok sıkıcı geliyor.
Well, it sounds very dull to me.
Bütün bu evrak işi çok sıkıcı.
This recall paperwork is mind-numbing.
Bu hikaye pek çok kişiye çok sıkıcı gelecektir.
Now... to most people, this story would seem boring.
Occam'ın jilet çok sıkıcı olduğunu.
Occam's razor is so dull.
Evet ama büyük ihtimalle bu çok sıkıcı.
Yes, well, most likely, that is boring.
- Burası çok sıkıcı.
- It's boring here.
Çok sıkıcısın.
You're so annoying.
Çok sıkıcı ya.
It's too boring.
Çok içime kapalıyım, çok sıkıcıyım.
I'm too locked-down, too boring.
Çok sıkıcı.
It's lame.
Max bu çok sıkıcı.
Max, this is boring.
Buradan çıkan ve durumu çok iyi olan kız.
She's the one who got out, and is doing really good.
Sıkıcı işaretlerin yanı sıra en iyi yönü, bu derece, yüzüne çok yakışıyor. Ben senin yüzüne ne yakışacağını merak ediyorum.
With the bare passing marks and the best thing is this degree even suits his face... I am wondering what will suit your face?
- Bulaşıcı bir olay için çok kısa bir süre.
It's too short a window for a contagious event.
Tam bir delidir. Ve çok s, e, k, s, i. Ateşli piliçle bir kez çıktım.
She is a super-psycho hot b-i-t-c-h that I dated for a while.
Askısız badiler hakkında konuşmaya başladık. Söylediklerimden çok etkilenmiş olmalı ki bana çıkma teklif etti.
We started talking about tube tops, and he must've been really interested in what I had to say because he asked me out.
Bütün gece beni takip etmen çok boktan ve sıkıcı olacak.
It's gonna get real fucking boring following me around all night.
Şimdi çok fazla ileriye gittik. Ve tek bir çıkış yolu var. Plana sonuna kadar sadık kalmak.
Now we're deep into this mess there's only one way out...
Çok gıcık biri.
He's such a dick.
- Çünkü ilişkinin başlangıç kısımlarında şimdiye kadar çok iyiydim.
- That's because
Çok küçük bir oda, pencere yok, başka çıkış yok.
Well, tiny room, no windows, no other exit.
Pek çok özelliği olan dürüst olmak gerekirse tamamen anlamıyorum ama sizlerin de gördüğü gibi mavinin güzel bir tonu, ki Prusya Mavisi de diyebilirim ve incirimsi erik kırmızısı tulumuyla çarpıcı bir kontrast oluşturuyor.
It has lots of various specifications, which, eh... to be honest, I don't completely understand. But, as you can see, it's in a lovely shade of blue - Prussian blue, I'd say - w-w-hich... creating a striking counterpoint to her figgy, plummy red jumpsuit.
Bu çok saf ve sıkıcı bir tarih gibi gelebilir ama, son derecede büyük öneme haizdir, ürünleri toplayabilmeniz, madenleri işlemeniz, tüm bu tarihin bilgilerine dayanır.
It seems dry and boring, but is of the utmost importance, It comprises the harvesting, Metal fabrication,
Kıçında o kadar çok delik açtım ki, hangisinin esas delik olduğunu bilmiyorsun. Florida'dan buraya postalanan aynı adamsın.
I've already torn you so many new assholes, you don't know which one's the original, but you're still the same guy that kicked up here from Florida.
Tatlıcılık okuluna gitmeyi isteyip sonra böyle satılmayacak şeyler yap. Ailen olarak buna katlanmak çok zor.
After asking to go to a confectionary school, then making things that won't even be for sale, it's hard to bear as a parent.
bununla başa çıkmanın bi yolu olmalı sen kral varisisin çok uğraştıkları bi varis hainin kızıyla bağını bulmak için... sence neden hugo onu karşıma çıkarttı?
There must be some way to fight this. You are the Regent. The Regent they're working so hard to tie to a traitor's daughter.
Sanırım bi eğlence özlemin var Kenna, kral seni reddettiğine göre çok güzelsin.. düşünüyorum da nasıl nahoş ve can sıkıcı olabildin bu mertebeye ulaşmak için..
I guess you're a bit starved for entertainment, Kenna, now that the King's rejected you. You're so beautiful, I marvel to think at how grating and tedious you must also be to achieve such a thing.
- Lemon, senin gibi bir kız insanın karşısına çok sık çıkmaz.
Lemon, a girl like you does not come along often.
Çıkarabildiğimizi çıkardık ama çok fazla hasar vardı.
We resected what we could, but... - there's been too much damage.
Bugüne dek pek çok harika şey sattım böylesine sıkıcı bir şeyi satmak benim için yeni ve zorlayıcı bir tecrübe olacak.
Well, I sold tons of awesome stuff. Guess it makes sense my next challenge is to sell something mind-numbingly dull.
Çok şanslısınız... Zira, Alıcımın, güzel Rus kızlarına bayağı bir düşkünlüğü vardır.
You are very fortunate... that my buyer has this proclivity for beautiful Russian girls.
Bu çok kalp kırıcı.
You know that's hurtful.
Buraya gelerek sana çok zahmet çıkardık.
It's so much trouble for you to come out here.
Sınır güvenlik çok sıkı çıktı.
The security at the border has become very stringent.
Bu çok zamansız oldu. Oğlun birden ortaya çıkıp küçük bir kaçış şovu sergiledi.
That was rather ill-timed... your son coming to the surface and staging that little escape.
Çok can sıkıcı bir hikaye.
This is such a lurid story.
Kız kardeşim, şu uyuşturucu satıcısı serbest kalınca çok üzülmüştü.
My sister was so upset when that drug dealer went free.
Diş çıkarma durumu çok can sıkıcı bir şey.
This teething thing bites.
Evet, kapalı bir ortamda çıplakken bir kız hakkında bu kadar çok şey öğrenmek gerçekten şaşırtıcı.
Yeah, it's amazing what you find out about a girl when you're both naked in a confined space.
Çok rekabetçiyim, kıskanmaya meyilliyim birazcık gıcığım, kuralları ölümüne uyguluyorum nasıl rahatlayacağını bilmiyorum ve arada sırada sigara içiyorum.
I'm too competitive, prone to jealousy, "bit of a killjoy, " follow rules to a fault,
Mumbai Dharavi'den hayalet aday çıkınca bir çok politik otoritere seçim yarışına farklı bakmaya başladı.
This country's heating political situation got some comic relief.. .. when a ghost decided to contest elections from Dharavi constituency of Mumbai.
Birbirimiz hakkında öğreneceğimiz daha çok şey var. Sadece dışarı çıkamayacağın bir yerde sıkış tepiş yaşarken öğrenebileceğin şeyler.
We have so much left to learn about each other, stuff you can only learn if you're crammed together in a small space and you can't get out.
Hayır ama Mirthquake Village pek iyi olmadığı için çok can sıkıcıydı.
No. Uh, he was pretty irritable, though, because Mirthquake Village didn't turn out to be very good.
Çıktı artık, bu, artık bundan çok uzakta bir şey.
No. It's, uh, it's far, far more important than that.
çok sıkıcısın 19
sıkıcı 188
çok şık 66
çok sık 16
çok seviyorum 43
çok seksisin 23
çok şükür 211
çok sağol 164
çok sevindim 231
çok seksi 64
sıkıcı 188
çok şık 66
çok sık 16
çok seviyorum 43
çok seksisin 23
çok şükür 211
çok sağol 164
çok sevindim 231
çok seksi 64
çok şıksın 21
çok sağ ol 161
çok sıcak 332
çok sıkıldım 24
çok şekersin 24
çok şirin 126
çok sevimlisin 28
çok sevimli 135
çok şeker 64
çok sert 55
çok sağ ol 161
çok sıcak 332
çok sıkıldım 24
çok şekersin 24
çok şirin 126
çok sevimlisin 28
çok sevimli 135
çok şeker 64
çok sert 55
çok sevinirim 68
çok severim 65
çok sakin 32
çok şanslısın 138
çok sağolun 79
çok şirinsin 33
çok şanslıyım 39
çok soğuk 224
çok şaşırdım 153
çok safsın 39
çok severim 65
çok sakin 32
çok şanslısın 138
çok sağolun 79
çok şirinsin 33
çok şanslıyım 39
çok soğuk 224
çok şaşırdım 153
çok safsın 39