English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ Ç ] / Çon

Çon traduction Anglais

4,818 traduction parallèle
Ne haltlar çeviriyorsa çevirsin, beni de dahil edeceğini biliyordum.
I knew she'd cut me in on whatever con she was running. Oh.
Eğer hayırlı bir vatandaş olarak ikinci bir işte çalışmıyorsa o güven suistimal eden biri ve çok zeki bir hırsız.
So, unless he's moonlighting as a samaritan, I'd say we're dealing with a con artist and a very clever thief.
Ben de İsveçli antikacı bir müşterisi olan bir terapisti takip ediyorum.
I'm on a con man therapist who happens to have a Swedish antique dealer as a patient.
Benim adam senin İsveçlinin parasının peşinde olabilir.
I think my con man might be after your Swede and his laundered money.
O HR'nin parasıysa adamını acı dolu günler bekliyor.
Well, if that's HR's money, your con man is in for a world of hurt.
Ben onunla kalacağım, başını beladan uzak tutacağım.
I'll stick with the con man, keep him out of trouble.
Her şeyini bir dolandırıcıya anlatıyormuş.
He was spilling his guts to a con man.
Finch, dolandırıcımız ülkeyi hızlı bir şekilde terkediyor.
Finch, our con man's blowing the country fast.
Olay nedir, dolandırıcı?
What's the deal, con man?
Benim için bu iş bitti, buradan gidiyorum.
I'm done with this con and I'm out of here.
Yani senin antikacı öyle işe girip HR'nin parasından alabileceğini düşünüyorsa kendine dikkat etse iyi olur.
So if your con man thinks he can just swoop in and take a piece of HR's business, he better watch his back.
Hayden'ın bütün hikayeyi anlattığını sanmıyorum.
I don't think Hayden's told us the whole story of his con.
Hey, Ejderha Dövmeli o aynı zamanda senden para çalan bir dolandırıcı.
Hey, Dragon Tattoo, he's also a con man who stole from you.
Dolandırcı bir adam var demiştin.
But you said there was a con man involved.
Telefonunu takibe aldığımızda dolandırıcının, kız arkadaşı olduğunu öğrendik.
When we tapped his phone, we found out about the con man's little girlfriend.
Hayal kırıklığına uğradığın için üzgünüm, dolandırıcı adam.
Sorry to disappoint, con man.
En son dönüşümüm, son numaram onun aşık olduğu adama tekrar dönüşmek.
My ultimate con, my final trick was gonna be actually turning into the guy that she fell in love with.
Terney, dolandırıcı adamı içeri götürecek... Topun gerçek olduğunu onaylayacak.
Terney, take the con man inside, verify the ball is real.
Sahte olan senin için bir mermi değerinde, sâhtekar.
The fake is just gonna cost you a bullet, con man.
Sâhtekar adamın getirdiği top sahteydi.
The ball the con man brought was a fake.
Takım elbiseli adam geldi, Laskey ve adamlarımızın icabına baktı sonra da sâhtekar ve kız arkadaşıyla birlikte gittiler.
The guy with the suit showed up, rolled Laskey and our guys, and then got away with the con man and his girl.
Bana teşekkür etme, Con.
Don't thank me, Con.
Elite Chef kazanmak için. Eski-con için Fena değil honlanmış onun mutfak becerilerini sokakta Word, oran-on favori olduğu gizem et güveç federal kalem fıçı yapım.
Word on the street is you're the odds-on favorite to win Elite Chef. Not bad for an ex-con who honed his culinary skills making vats of mystery meat stew in the federal pen.
Winston, onu kandırmana gerek yok aslında.
You don't have to con him.
O tam bir dolandırıcı...
He's a con man...
Adamımız Tomas Y. Ruiz, ama onun dolandırıcı olduğunu düşünüyorlar.
Our guy is Tomas Y. Ruiz, but, uh, they think he's the con man.
Kendisi A.B.D.nin en kötü şöhretli dolandırıcısı,... milyonlarca dolarlık zararlardan sorumlu.
He's one of the most infamous con men in the U.S., responsible for millions of dollars in damages.
İkiniz bir olup beni kandırmaya mı çalışıyorsunuz?
You couple trying to con me?
Hepsi üçkağıt, Miles.
It's all a con, Miles.
Eski bir mahkumsa, hedef daha özel olmalıydı tutuklayan memur gibi.
If it was an ex-con, the target would likely be more specific, like the arresting officer.
Evet ve sabıkalı ev arkadaşıyla fotoğrafları filan.
Yeah, and photos with the ex-con roommate.
Eski mahkum.
Ex-con.
Şüphelimiz sabıkalıymış. Cani bir keşiş!
Our suspect is an ex-con... a felonious monk.
Bir eksi.
Another con.
Senin artı olmandan daha iyidir.
Well, it's better you're a con than a pro.
Seni listede bir eksi olarak yazdım ama sana sebebini söyleyemedim.
But you weren't just on the con list because I hadn't told you yet.
İşi kabul etmenle arandaki eksi olamam.
I can't be the con that keeps you from taking this job.
Dalaverecinin teki o!
Listen to me, she is a con artist.
Ama Madeni Para Festivali'ne bir kez olsun tek gitmemek güzel olurdu.
Although it would be nice, just once, not to have to go stag to Coin-Con.
88'de Comic Con'dan aldım.
I-I got it at Comic Con'88.
Comic-Con'da soracaklar.
They're gonna ask at Comic-Con.
Geç kaldığım için çok üzgünüm.
Ven con tu abuela. - I am really sorry that I am late.
Klima aldılar, halıfleks kaplattılar, halıfleks.
On air-con, on wall-to-wall carpets.
O bir sahtekâr, hırsız ve bir katil.
He's a con man, a thief... a killer.
Abisinin eski bir gangster olan iyi eğitimli birinin kariyeri pek parlak olmaz.
If his brother's an ex-con, he'll never advance very far in life.
- Beni kandırmaya çalışma.
- Don't try to con me.
Çok zor olmalı, yani... eski bir suçlu olarak.
I mean, it's gotta be hard for a... Ex con.
Çünkü o düzenbazdan başka bir şey değil.
Because he's nothing more than a con man!
... beslenme uzmanı Hayley Con...
... nutritionist Hayley Con...
Tam bir kokuşmuş dalavere!
It's a stinking con game!
Bu da Los Angeles Polisi'nin her ölümden dönme olayının sahtekarlık olduğuna inandığı anlamına mı geliyor?
Does that mean the L.A.P.D. believes every return from the dead is some kind of con?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]