English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ Ç ] / Çünkü tanrı

Çünkü tanrı traduction Anglais

1,673 traduction parallèle
Çünkü Tanrı öldü ve bizler yalnızız.
'Cause God is dead and we're alone.
Göz kası felci. Affedin. Gariplik gözünüzü kör etmiş, çünkü Tanrıdan yüz çeviren aptallarsınız.
The wicked shall deceive ye, because they have turned from the Lord and are idiots.
Umarım bir an önce yapar, çünkü Tanrın bekledikçe... Kendini onun kuvvetlerine katılırken görmesi de yakındır.
I should hope he would soon because the more your God waits... the sooner he will find himself joined by more entities whose power will dwarf his.
Çünkü Tanrı hata yapmaz.
The Grave Digger is not God, Bones, because God does not make mistakes.
Cennetten sana ne kadar sevindiğini söyler çünkü Tanrı çekenleri ödüllendirir. Jackson Pollock öldü.
Jackson Pollock is dead.
... anlattın anlattın yoksa seni içine sürüklemelerini beklersin. Çünkü tanrı yardımcımız olsun, sonun böyle olacak.
Better you tell me, than wait for them to drag you in, because, help me God, that's what's going to happen.
Çünkü Tanrı'nın karşı olduğu bir şey için dua edemem.
Because I can't pray for something that God is against.
Çünkü tanrıya inanıyorsun.
Because you believe in God.
Ama tanrı dinleyemezdi. Çünkü en büyük korkumuz henüz yeni başlamıştı.
BUt God cannot have been listening because the worst horror was yet to come.
Çünkü biliyorsun ki Tanrı bunun için bize güç verdi ve bunu başaracağız, Sancho.
Because you know that God has given us the strength to do it. And we'll do it, Sancho.
Sahada inancınızı gösterirseniz, o zaman Tanrı değer verir, çünkü O size değer veriyor.
If you can live your faith on the football field, then, yes, God cares'cause he cares about you.
Çünkü, öyle düşünüyorum ki kadınlar aynı evde yaşadığı zaman Tanrı'nın espri anlayışı ortaya çıkıyor.
Because from what I understand, when woman live in the same house, apparently, God has a sense of humor.
"İsrail'i desteklememiz gerektiğine dair Tanrı'dan vahiy aldım ve ne olursa olsun, ne yaparsa yapsınlar, buna takdir-i ilahi denir, çünkü onlar Tanrı'nın seçilmiş halkıdır."
"I had a vision from God that we have to support Israel. And no matter what happens, and what they do, this is the will of God because they're God's chosen people."
Bütün güç bireylerin elinde. Sistem bu bireyleri koruyor çünkü ilahi gücün, tanrının böyle istediğine inanıyor.
All power rests in individuals, and so the system protects those individuals because it believes that that is the will of the higher power, of the Almighty :
Çünkü eğer bulursan, Tanrıya hiç bulmamış olmak için dua edersin.
Cause if you find it, you'll wish to God you didn't.
İşte Tanrı böyledir, çünkü O bizi sever.
That's the way God works,'cause God loves us.
Bunu anlamam yıllarımı aldı, çünkü şuna inandırılarak yetiştirildim : Yapmam gereken bir şeyleri yapmadığımda tanrı benden mutsuz olur!
It took a lot of years for me to get this,'cause I grew up very much with this idea that you know, there was something I was supposed to do and if I wasn't doing it, I was like, "God wouldn't be happy with me".
Umarım dişfırçası almışsındır ; çünkü, aman Tanrım çok eğleneceğiz!
I hope you brought a toothbrush,'cause, boy, oh, boy, are we gonna have fun!
Şimdi, bu akşam yemek "a la russe" servisiyle olacak ki tanrıya şükür bunun ruslarla bir alakası yok. Çünkü benim deneyimlerime göre, onların sofra davranışlarının özenilecek bir tarafı yok.
Now, tonight we'll be dining with service à la russe, which has nothing to do with Russians, thank God, because in my experience, their table manners are nothing to emulate.
Tanrıya şükür, çünkü şu anda tek dayanağım o.
Thank god'cause that's alll have to hang onto right now.
Ama bu korkunç olabilir, çünkü bir çok silah buluyoruz ve şöyle düşünüyorsun, "Tanrım herşey savaşıyor."
But that can be horrible, because we find lots of weapons, and it just makes you think, "My God, everything wages war."
Tanrı bana bir iyilik yapar diye düşündüm. Çünkü hep çok iyi bir kız oldum.
You know, I thought God would do me a favor because I'm such a good girl.
Çünkü eğer öyleyse, Tanrı şahidim olsun, şu anda üzerinize çıkarım.
Cause I swear to God, I will mount you right now!
Çünkü sanırım Tanrı bugün içmeye ihtiyacım olduğunu biliyor.
Because I think God knows that I need to do some drinking today.
Bu tarz şeyleri açıklamak için, tanrılar ve şeytanlar yaratmak zorundalar. Çünkü insanlar, o topluluğun önderlerine gelip çatarlar.
They have to create gods and demons to account for things because people come to the leadership of that community.
Buna alış çünkü... erkeklerdeki seks tutkusu azmış bir tanrı gibidir.
Well, get used to it, because the sex drive in men is a fiery deity.
Çünkü şuradaki mayasız ekmekler çözer bu işi bence. Tanrım.
God, d-do we get communion here?
Ama onu kaçıracaksın, çünkü sen Tanrı'nın arabasını göremezsin.
But you will miss it, because you can't see God's charriot.
Merkeze gidiyorlardı çünkü tanıdıkları birileri kayıptı. ve ben de kendi kendime düşündüm, Tanrım.
They're--they're going downtown because, you know you know they're going downtown because someone they know is missing, and--and I--I'm thinking to myself, my God.
Ve eğer sen yasaya yakalandıysan, o zaman Tanrı yardım eder, çünkü gerçeğin ne olduğunun önemi yoktur.
And if you are caught in the law, then God help you... because it doesn't matter what the truth is.
Bunu yapamazsın, çünkü, bu kilisenin sana sağladığı..... güç ve nüfuzu, Tanrı'yı sevdiğinden daha fazla seviyorsun.
You can't do that, because you love the power and influence that this church brings you, more than you love the God that founded it.
Evet, memnun olmadım çünkü Dr. McNamara'nın alkol problemi var. Araba kullanmak, çamaşır yıkamak benim için hiç iyi olmuyor artık. Aman Tanrı'm, yine yüzüm kızarıyor.
Because of Dr. McNamara's drinking problem, it is not safe for me to drive a car, or use my clothes dryer, or, oh, my God, show my face again in spin class again.
Eğer ben senin ortağınsam, müsade edersen işin yarısını yapabilirim, ve işin yarısını yaparsam, senin bir Angela'ya ihtiyacın kalmaz. Çünkü sen Ritchie'ye bakabilirsin ve - -lütfen tanrım- - terapi görmen için zamanın olabilir.
If I'm your partner, I could do half the work if you'd let me, and if I do half the work, then you won't need an Angela because you can take care of Ritchie and have time left over to- - please, God- - get some therapy.
Aman Tanrım, ama birşey oldu sonra çünkü bir keresinde,... hepimiz yatakhanenin arka tarafındaydık ve hatta Colleen McGovern da oradaydı.
Oh, my God, but something happened because one time, we was all round the back of the dorms and Colleen McGovern was there.
... çünkü ibadet Tanrı vergisidir.
... BECAUSE PRAYER IS A GIFT.
Gidip bir doktorla falan görüşmelisin çünkü biliyorum, hijyene önem verirsin ama Tanrım, nefesin rezalet kokuyor.
- My breath? You need to see a doctor, because I know you have good hygiene, but sweet God, your breath is bad.
Çünkü siz, cerrahlar, Tanrım hepiniz etrafta yaralı ayaklarınızla ve neşterlerinizle koşuşturan, uygunsuz yerde seks yapan çocuklar gibisiniz.
Because you people, you surgeons, my god... you're all just a bunch of little children running around with your scalpels and your severed feet and your inappropriate sex in inappropriate places.
Umarım bu kendini yok edişindir çünkü, Tanrım, bunu başardın.
I hope it was the obliteration of yourself, because, my god, that's what you've achieved.
Tanrıya şükür, Çünkü bu öfke çocuklarımı çocuklarımın üniversite masraflarını karşılayacak.
Thank God, cause that anger's gonna put my kids through college.
Çünkü Vickie Tanrını bile sahip olmak istediği bir kadın
Because Vickie is the woman God would like to have.
Çünkü başka bir günü görecek kadar yaşarsam Tanrı üzerine yemin ediyorum düşünebileceğim en berbat bir şekilde o lanet suratını bu dünyadan kazıyıp atacağım!
I swear to god, I'm going to wipe you off the fucking face of the earth in the meanest way I can think of!
Çünkü başka bir günü görecek kadar yaşarsam Tanrı üzerine yemin ediyorum düşünebileceğim en berbat bir şekilde o lanet suratını bu dünyadan kazıyıp atacağım!
I swear to God... I'm going to wipe you right off the fucking face of the earth, in the meanest way I can think of!
Çünkü senin... Tanrım.
Because of your...
Tanrım! Çünkü çok güzel bir şey.
My God, because it's a beautiful thing.
Çünkü, altındaki o, lanet bezin içinde, ne olduğunu ; Tanrı bilir.
Because god knows what is insidethat fucking diaper of yours.
Çünkü çok güzel görünü... Tanrım.
'Cause you're looking pretty...
Ve Tanrı evlerini bir daha yakacak çünkü her şeyden önce onlar buraya ait değil.
And then God's gonna burn it down again because they don't belong here in the first place.
Haklı - Çocuklarım beni bi paspas gibi görür Babalarını ise tanrı gibi Çünkü terkeden taraf oydu.
She's right - my kids treat me like a doormat and their father like a god, because he left.
'Çünkü aileni kurtarmak zorundasın, ve eğer Tanrı bana kanatlarımı vermeyecekse, hiç değilse onun içkisinden alacağım.
'Cause you gotta save your family, and if God's not gonna give me my wings, I'm gonna at least drink His booze.
Bu yüzden İsa, eski betimlemelerde hep kafasında bir haçla gösterilir. çünkü İsa Güneştir, "Tanrı'nın Güneşi" dir, "Dünya'nın Işığı" dır, "Göğe Çekilen" dir, ve bu yüzden, aslında her sabah yaptığı gibi "Tekrar Gelecek" tir.
This is why Jesus in early occult art is always shown with his head on the cross, for Jesus is the Sun, the "Sun of God", the "Light of the World", the "Risen Savior",
Dolayısıyla Cantor'a göre, sonsuzluk matematiğinin doğru olma zorunluluğu vardı, çünkü bunu ona Tanrı, hakiki sonsuz vahyetmişti.
So for Cantor, his mathematics of infinity had to be correct, because God, the'True Infinite', had revealed it to him.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]