Tanrı biliyor ya traduction Anglais
347 traduction parallèle
Vergilerimi ödüyorum, ki Tanrı biliyor ya, çok yüksekler.
I pay my taxes, though God knows they're high.
Tanrı biliyor ya seni seviyorum.
Heaven knows I love you.
Tanrı biliyor ya çalışında hiç içtenlik yok.
God knows there is no heart in your playing,
Tanrı biliyor ya müthiş bir güzelliğim yok ama bu gece en güzel halime bürünmek istemiştim.
I'm no raving beauty, heaven knows... but I did so wanna look my miserable best tonight.
İsterlerse gelip alsınlar. Ama tanrı biliyor ya bu hayatta beni mutlu eden birkaç şeyden biri.
They can come and take it away, though heaven knows it's one of the few joys I have in life.
Tanrı biliyor ya, uzun zamandır evimizde.
Heaven knows, I ought to know. He's been around the house long enough.
Tanrı biliyor ya denedim.
Heaven knows I tried.
Tanrı biliyor ya, bunu hak etmiyorum ama size minnettarım.
God knows I don't deserve it, but I'm... I'm very grateful.
Tanrı biliyor ya, onun istediğine sahip olmasını diliyorum.
And this is the God's truth. I want him to have what he wants.
Tanrı biliyor ya oradalar.
GOD KNOWS, THEY'RE OUT THERE
Tanrı biliyor ya, sana iyi şanslar diliyorum.
And God knows, I wish you luck.
Adada doktor yoktu ve Tanrı biliyor ya, ihtiyaçları vardı.
They didn't have a doctor on the island, and God knows they needed one.
Sanırım öyle ya da böyle bir gün öğrenecektiniz. Tanrı biliyor ya, öğrenilmemesi için elimden geleni yaptım.
I suppose it was inevitable that you should find out eventually, though God knows I did my best to prevent it.
Tanrı biliyor ya zaten yeteri kadar günahım varken bir de bana hiç zararı dokunmamış bir adamı öldürmenin günahını yüklenemem
God knows I have enough upon my conscience without the senseless murder of a young man who never harmed me.
Tanrı biliyor ya, doğruyu söylüyor.
He's telling you God's truth. There isn't any safe.
Tanrı biliyor ya, bir hafta için ruhumu verirdim.
By God, I'd give my soul for a week.
Tanrı biliyor ya, ablanızın getirdiği onca adamla bir sürü seçeneğiniz oldu.
Lord knows you've had your choice with all those fellas your sister brings around.
Sonra, Tanrı biliyor ya, bu orduyu gömeceğiz.
And then, by God, we shall bury this army.
Tanrı biliyor ya, onu ele geçirdik!
By God, we have him!
Tanrı biliyor ya, ruhum huzura hasret.
God knows, my soul craves a little peace.
Tanrı biliyor ya, adama zam yapma vakti geldi de geçiyor.
God knows it's high time he did.
Tanrı biliyor ya ondan ne kadar da çok nefret ediyorum.
Oh, how I hate him.
Ben senin yaşındayken böyle şeyler söyleseydim ağzıma sabun doldurup yıkarlardı. Tanrı biliyor ya ben de doldururum!
I should've had my mouth washed out with soap awful if I'd told fibs like that at your age.
Tanrı biliyor ya bunu doğru okuyabilirsin.
Lord knows, you should be able to pronounce that.
Tanrı biliyor ya bunun suçlusu sadece bizleriz.
Lord knows, we've only ourselves to blame for that.
Onun hakkında merak ettiğim bir şey var, Tanrı biliyor ya!
I always wondered about her. This is the God's honest truth.
Tanrı biliyor ya, piç kuruları hala...
God knows how, the bastards, still...
- Tanrı biliyor ya denedim.
- Christ knows I tried.
Tanrı biliyor ya denedim.
God knows I've tried.
Tanrı biliyor ya polis onları enselemeyi çok istiyor.
God knows the police would like to nail them
Tanrı biliyor ya, erken olması geç olmasından daha iyi.
God knows rather sooner than later.
Tanrı biliyor ya bu şehirden çıkmayalı uzun zaman oldu.
We ain't been out of this B-town in God knows how long.
Tanrı biliyor ya, paranın yarısıyla...
God knows I could do with half the royalties...
Tanrı biliyor ya çok şey istemiyordu.
And Goodness knows He didn't want a lot
Çünkü, Tanrı biliyor ya, buna ihtiyacın olacak!
Because, God knows, you're going to need it!
Bak, olaya hemen girmek istemiyorum. Tanrı biliyor ya, zamana ihtiyacın var. Ama şunu bilmek isterim ki ; gecenin yarısında...
Look, I don't wanna get into this now God knows you need time, but I sure would like to know what the hell you were doing shacking up with three kids in the middle of the night especially a lunatic delinquent like Lane.
Tanrı biliyor ya, şu son birkaç günde ne kadar çok şeyle uğraştık.
Goodness knows we've all had a lot to deal with these last few days.
Tanrı biliyor ya, bu sefer hak ettik.
Well, God knows there should be.
Tanrı biliyor ya Howard hayatımda kimseden iyilik istemedim. Ama sen daha babanın kucağındayken ben burada çalışıyordum.
God knows, Howard, I never asked a favour of any man, but I was with the firm when your father used to carry you in here.
Tanrı biliyor ya, onunla 30 yıl evli kaldım.
I stayed with him for 38 years.
Tanrı biliyor ya... ona öğretmeye çalıştım ama kendini beğenmişliğinden beceremedi.
God knows I've tried to beat that instinct out of him, but it's ingrained in your immigrant blood.
Tanrı biliyor ya, bunu her zaman başaramıyorum.
God knows, I don't always succeed.
Bayan Daisy, sizin şoföre ihtiyacınız var Tanrı biliyor ya, benim de işe ihtiyacım var.
Now, Miss Daisy, you need a chauffeur and, Lord knows, I need a job.
Senden nefret etmiyorum Dianne. Robert'tan da. Tanrı biliyor ya, bu doğru.
I don't hate you, Dianne, and I don't hate Robert either and the Good Lord knows that to be the truth.
Tanrı biliyor ya, siz öğretmenler işlerinizi yapmıyorsunuz.
Lord knows, you teachers aren't doing the job.
Lily Mortar zararsız bir kadın değil. Tanrı da biliyor ya...
Lily Mortar is not a harmless woman, though God knows she's silly enough.
Tanrı biliyor ya, Ben,..
God knows, Ben, I...
Tanrı biliyor, İskoçlara değil Roma'ya karşı silahlanırım.
By my guard, I would as soon take up arms against Rome than against the Scots.
Biliyor musunuz, bu Tanrı'ya Şükran Günü yemeğine benziyor.
That looks like my Thanksgiving Day dinner.
Biliyor musun, Roma'ya ilk geldiğimde hepiniz gözüme tanrı gibi gözükmüştünüz.
You know, when I first came to Rome, you all seamed like gods to me.
Ve Doktor, Tanrı da biliyor ya, ben, katılımı destekleyen biriyim, ama arada bir cümlelerimi bitirmeme izin vermeniz hoşuma giderdi.
And, Doctor, God knows, I'm not one to discourage input, but I would appreciate it if you let me finish my sentences occasionally.