Şanslı adam traduction Anglais
1,036 traduction parallèle
Kimin şanslı adam alacağını bilmiyordum.
I didn't know who the lucky man would be.
- Öyleyse kim bu şanslı adam?
- So who's the lucky man?
Bu şanslı adamı merak ediyorum doğrusu...
I wonder who's the lucky man...
Ve aklıma da şu geliyor, Şanslı adam Stanley?
Not really.
Şimdi de beş şanslı adam seçiliyor.
They're picking the five lucky men now.
Şanslı adam!
- You look so happy.
Seni şanslı adam.
Oh, you fortunate man.
Bu sezonun şanslı adamı kim olacak acaba?
Who is the lucky man THIS season?
O zaman rotanı değiştirsen iyi edersin, şanslı adam.
You'd better change course.
- Şanslı adam!
- Lucky man!
Savaş sonrası insanlar birbirlerinden o kadar soğudular ki ama sizin bana gösterdiğiniz bu ilgi- - Çok şanslı adamım ben be!
The postwar experience lets me feel that I am such a lucky guy that everyone comes here for me.
Şanslı adamı şanssıza çevirmek heyecan verici.
It's interesting to make fortunate men unfortunate.
Vay, işte şanslı adam geliyo.
Why, there's the lucky man now.
Hey, şanslı adam Bobby.
Hey, Bobby's the lucky man.
Hiç şüphe yok, dünyanın en şanslı adamıyım ben.
No, sir, no doubt about it, I am the luckiest man on Earth.
Baban şanslı adam dı..
The only thing your father ever blew were his chances.
Eee, şanslı adam, kendini nasıl hissediyorsun? Şanslı.
- Lucky man, and how are you feeling?
# Hep şanslı adam olarak kal.
~ Stay a lucky man ~
# Hep şanslı adam olarak kal.
~ Oh, stay a lucky man ~
Ama senin şanslı bir adam olduğun kesin.
But you sure are one lucky man.
Şanslı olan adam.
Fortunate is the man.
Zengin bir adam olduğum için şanslı.
She was lucky I'm a rich man.
Benimle çalışacak böyle seçkin bir bilim adamı bulduğum için çok şanslıyım.
I am very fortunate to have found such a distinguished scholar to work for me.
Çok şanslı bir adamım Helene.
I * m a very fortunate man, Helene.
Kocan şanslı bir adam, seni geri alacak.
Your husband is a fortunate man, getting you back.
İyi bir adam olduğum için şanslısınız.
You're lucky I'm a good guy.
Sayın Belediye Başkanı. Demek şanslı genç adam sensin.
And you are the lucky young man.
Şanslısın genç adam.
You're lucky, young man. Very lucky!
Evet, o şanslı bir adam.
Yes, he's a lucky man.
Maurice şanslı bir adam.
Maurice is a lucky man.
Şanslı adam.
Lucky man.
Bu adam çok şanslı.
This man's lucky.
Ben şanslı bir adamım.
I'm a lucky man.
Cadwalader, Böyle bir adamın olduğu için şanslısın.
Cadwalader, you're lucky to have a man like that.
Ölümlülerin en şanslısı, kız kardeşimle evlenen adam.
Most lucky of mortals, the man who wed my sister
Çok şanslı bir adam.
He's a very lucky man.
Beni görerek şanslı doğru adam sen oldun.
Lucky the right man happened to see me.
Evers çiftliğine en son geldiğimde Nick'in şanslı bir adam olduğunu düşünüyordum.
Last time I came to the Evers ranch, I thought Nick was a lucky man.
Onunla evlenen adam çok şanslı sayılır.
You know, any man would be lucky to have her for his wife.
Öyleyse, çok şanslı bir adamım.
Then, I am very fortunate.
Ben de dedim ki : "Majesteleri, kendini sadece Krala ve İngiltere'ye adamış bir Kardinal'e sahip olduğu için çok şanslı."
I said, "How fortunate for His Majesty that the good Cardinal is devoted only to the King and to England".
Reddetmediğine göre çok şanslı bir adamım.
The fact you didn't just shows how lucky I am.
Bay sanatçı, şanslısın topraklarını alan akıllı bir adam.
Mister artiste, you're lucky to have gotten in the hands of an intelligent man.
- Adamım... şanslı görünmüyorsun.
You guys... It's lucky you weren't seen.
Kendini şanslı saymalısın genç adam.
Judge yourself fortunate, young man.
Sağır hizmetçili adam, o da ölmediği için şanslı.
That guy with the deaf maid, he's just lucky he's not dead too.
Şanslı bir adamım, nihayet beni buldunuz.
I am a lucky man finally I found
Ralph şanslı bir adam.
Ralph's a lucky guy.
Şanslı bir adamım, değil mi?
I'm a l-l-lucky man, am I not? .
Onunla evlenecek olan adam şanslı.
Whoever marries her will be a fortunate man.
Araba çalmak bu iş için yeterli değil. Adam binayı uçurmadığı için komşular epey şanslı.
Neighbors are lucky he didn't blow the whole building up.
adamım benim 32
adam deli 37
adamlarım 38
adamın biri 39
adam haklı 53
adamımsın 21
adam kim 19
adam öldü 39
adam nerede 23
adama bak 17
adam deli 37
adamlarım 38
adamın biri 39
adam haklı 53
adamımsın 21
adam kim 19
adam öldü 39
adam nerede 23
adama bak 17
adamımız o 17
adam kaçırma 35
adamı rahat bırak 23
adam değil 16
adam ölmüş 24
adamı duydun 40
adam mı 39
adamı duydunuz 27
adam kaçırma 35
adamı rahat bırak 23
adam değil 16
adam ölmüş 24
adamı duydun 40
adam mı 39
adamı duydunuz 27