Adam haklı traduction Anglais
953 traduction parallèle
- Adam haklı beyler. Sevgili hayırseverim, seni öpmeme izin ver.
Let me embrace you, dear benefactor.
Adam haklı, gardenya çiçeği ona şans getirdi.
The guy's right, the gardenia does bring him luck.
Adam haklı.
He's right.
Adam haklı.
Anyway, he is right.
Adam haklı, kadınlar bütün kötülüklerin anasıdır.
It's true, women are the root of all evil.
Adam haklı.
The guy's right.
Slim, adam haklı.
Slim, he's right.
Adam haklı.
He's got a point.
- Adam haklı!
The man's right!
O adam haklı.
Fella's right.
- Atlattık ama adam haklı.
- We did, but he's right.
Hitler'e istediğini söyle ama adam haklıydı.
Say what you want to about Hitler, he had his points.
Roma'daki adam haklıymış.
That fella in Rome was right.
Adam haklı.
Adam's right.
Belki de yaşlı adam haklı, Johnny.
Maybe the old man's right, Johnny.
Adam haklı.
You've got the loot.
- Adam haklı efendimiz.
- The man is right, sire.
Adam haklı, dışarısı soğuk.
Man's right, it's cold out.
Adam haklı!
He's right!
Yaşlı adam haklı olabilir.
The old man may be right.
Adam haklı. Domuzu çalınmış.
Undoubtedly his pig was stolen.
Yaşlı adam haklıydı.
The old man was right.
- Adam haklı.
Man's right.
- Adam haklı.
- The man's right.
- Adam haklı.
- He's right.
Demek ki yaşlı adam haklı.
So... The old man is right.
- Adam haklı. - Kim?
- He is right. - Who?
Adam haklı Tony.
That's right, Tony.
Sen... Adam haklıydı.
Osen, the man's right.
"Johannes Gutter tüm hayatı boyunca kendini... "... haklı davamıza adamıştı!
" All his life Johannes Gutter has devoted himself to our just cause!
Bu adam ki alçakgönüllü bir başlangıca rağmen kendisi yerini söke söke aldı ve ismini, gramofon tarihine altın harflerle işleyip çağdaşlarının haklı saygısını kazandı. Bu iyiliksever insan, bu harika vatandaş...
This man who, despite humble beginnings, forged a place for himself, and earned the respect of his contemporaries, whose name is forever linked with phonograph history, this philanthropist, this great citizen...
Haklısın adamım.
You're right, man.
O adam hakkında haklıymışsınız.
You were right about that fellow.
Peki ya Helen haklıysa ve o adamın gerçekten iyi biri olduğu ortaya çıkarsa?
What if Helen's right, and this guy sits down and turns out something good?
Babamın iş adamı olmadığını söylediğinizde haklıydınız.
Now, hold on, Mr. Potter. You're right when you say my father was no businessman. I know that.
Ben savcı sıfatıyla devletin Bayan Ivers'ı vahşice öldürmek suçuyla... o adamı idam etmesini talep ettiğimde mahkeme salonunda... senin yanında otururken de haklı değildi.
To the day he sat beside you in the courtroom, as I, the public prosecutor... demanded that the state take the life of a man... for the brutal murder of Mrs. Ivers.
Lufton isterse haklı olarak herhangi bir adamı kiralayabilir, Milo.
John Lufton's got a right to hire a range detective if he wants to, Milo.
Haklısın, çünkü başka hiçbir adam sana sahip değil.
Right you are, Rosie,'cause no other man alive's got you. - I'll never forget the way you looked going over the falls. - Charlie.
Kempp, haklıymış, Abeline'deki adamı da sen öldürdün değil mi?
You killed that man in Abilene like Kemp said!
Sadece iki kişiden, bir adam ve karısından bahsediyorken belki haklısın.
Maybe you're right when there were two of you, a man and his wife.
Bana göre haklı. O iyi bir adam.
- Don't seem at all right to me, nice fellow like that.
Şu adam, Saito, o haklı.
That fellow, Saito, is right.
Haklısın, küçük adam.
That's right, little man.
Ücret, bir adamı öldürmeyi haklı yapmaz.
Wages don't make it right to go out and kill for a man.
O yüzden neyin haklılık neyin haksızlık olacağını konuşacağın birisi değil o adam.
Now, that ain't a man to talk to about what's fair and what ain't fair.
İnsanlar onun adam öldürdüğünde haklı olduğunu bilirdi.
People knew him as a killer right from the start.
Eminim, iyi ve dürüst bir adam, ama, gördüğünüz... o bir dalkavuk! Kendini haklı çıkarmayı denemek gibi gözüküyor.
You seem to try to justify yourself.
Ama Jack Fitzsimmons konusunda haklısın. O adam gerçekten bir sıçan.
But you're right about Jack Fitzsimmons, he's an absolute rat.
Adam çok haklı bence.
I think the fellow is quite right.
Tamam, senin haklı olduğunu varsayarsak, adam içeri girdi ve bir daha çıkmadı, öyleyse bu pencerenin daha geniş açık olması gerekmez miydi?
Well, assuming you're right, and he went in and never left, shouldn't the window be open wider?
Bu kaba adam tamamen haklı. Geçebilir miyim?
This lout is completely right.
haklısın 4682
haklisin 34
haklı 645
haklısınız 730
haklıyım 81
haklıydım 99
haklıymış 45
haklı değil miyim 37
haklıydın 287
haklıydı 59
haklisin 34
haklı 645
haklısınız 730
haklıyım 81
haklıydım 99
haklıymış 45
haklı değil miyim 37
haklıydın 287
haklıydı 59
haklılar 28
haklısın galiba 26
haklı olabilirsin 178
haklıymışsın 149
haklıymışım 61
haklısınız efendim 33
haklı olabilir 30
haklıydınız 44
haklı mıyım 212
haklı olduğumu biliyorsun 18
haklısın galiba 26
haklı olabilirsin 178
haklıymışsın 149
haklıymışım 61
haklısınız efendim 33
haklı olabilir 30
haklıydınız 44
haklı mıyım 212
haklı olduğumu biliyorsun 18