English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ Ş ] / Şanslıyız

Şanslıyız traduction Anglais

2,507 traduction parallèle
Pencap Yıldızı'nı koruma görevi bize verildiği için çok şanslıyız oğlum.
We were lucky to get this assignment guarding the Star of Punchy-jab hey, son of mine?
Sana sahip olduğumuz için çok şanslıyız çünkü çok sıkıcısın.
Very lucky to have you, because you're so boring.
Ne kadar şanslıyız.
Oh, lucky us.
Evet, bugün çok şanslıyız.
Yeah, we're very fortunate today.
Şanslıyız ki iki gece önce bu sorunu ortadan kaldırdık.
Fortunately, we were able to take her Out of the equation 2 nights ago.
Böyle inanılmaz bir yıldız oyuncu kadrosu karşısında olduğumuz için çok şanslıyız.
We are all very lucky to be here in front of such an incredible, stellar, amazing cast.
O yakında yaşadığı için şanslıyız.
We are lucky that he lives near here
Elimizde bilgiler olduğu için şanslıyız.
We're lucky the information is in our hands.
Hayatta olduğumuz için şanslıyız.
We're lucky to get away with our lives.
Şanslıyız, öyle değil mi?
Lucky, weren't we?
Bu bildiğin son şey olduğu için, şanslıyız.
Chances are, it'll be the last thing you ever know.
Nihayet bir sonuca ulaştığımız için şanslıyız.
We're lucky we got a result after all
Bu çekim var olduğu için çok şanslıyız.
We are very fortunate that this movie exists.
Cha Dae Woong, bir şey olmadığı için şanslıyız ama Seon Nyeo seni seviyor ve alkol yüzünden biraz ileri gitti.
Cha Dae Woong, it's very fortunate that nothing happened. Because Seon Nyeo likes you, she went a bit too far while the liquor was strong.
Çok şanslıyız, bebeğim!
The prize.
Bir hafta dayanırlarsa şanslıyız demektir.
We are lucky if they survive one week.
Şanslıyız...
That's lucky...
- Şanslıyız.
We're in luck.
Aslında birlikte olduğumuz için şanslıyız. * * 40 yıldır bereberiz * *
* * We've been together now for 40 years. * *
Ve sizlerin arasında da iki tane kahramanımız var. Bizimle oldukları için gerçekten şanslıyız.
Also in the audience, we're very lucky to have with us... two other heroes.
Aramızda olduğu için şanslıyız.
We're lucky to have him aboard.
Senin gibi birine sahip olduğumuz için çok şanslıyız.
I'm sure we're very lucky to have you.
Şanslıyız ki, bir kaç blok ötede kalıyorum ve oda arkadaşım yok.
Well, as luck would have it, I'm only a few blocks away and I don't.
Şanslıyız.
We got lucky.
Oldukça şanslıyız.
We've had a right result.
Bziler şanslıyız ki, düşenebiliyor ve olanları anlayabiliyoruz... ama son zamanlarda kilise için bazı şeyleri anlamak zor.
We who are fortunate to think we understand things but recently it's been hard for the Church to understand things.
Ve senin Simard'a yaptığın yüzünden, şanslıyız ki bir oyun uzaklaştırma aldın.
And for what you did to Simard, you've been suspended for one game.
Bence mutlaka denemelisin. Bugün çok şanslıyız.
I strongly feel you should try... we have a bonanza today.
Ben kredi bölümündeyim ve biz çok şanslıyız.
I'm a loan officer. And we're in luck.
Şanslıyız.
We're blessed.
Biz şanslıyız.
We're the lucky ones.
Beni ikna sahip olduğumuz için şanslıyız Bu süreçte Bbakaúk
You are fortunate to have convinced me Bbakaúk in this process
Ne de şanslıyız?
How lucky are we?
Demek ki şanslıyız.
We're gold.
Çok şanslıyız!
We're lucky!
Ne kadar şanslıyız değil mi?
How lucky are we?
Ne kadar şanslıyız?
How lucky are we?
- Şanslıyız ki ben diğer adamlar gibi değilim.
Well, lucky for me, I'm not " some men.
- Şanslıyız.
We got lucky.
Buradan canlı çıkabilirsek şanslıyız.
We'll be lucky to get out of here alive.
Şanslıyız ki senin içindeki iyiliği çıkarmışlar.
Luckily, they brought out the best in you.
- Burada olduğumuz için şanslıyız, değil mi?
- We stand a chance here, right?
Bizler şanslıyız.
Too far away from the center would be just as bad.
Açık bir gecede, eğer şanslıysanız belki de 3.000 civarında yıIdız görürsünüz.
On a clear night in the country, if you're lucky, you can see maybe 3,000 stars.
Seni koruyan şanslı yıldızınla birlikte.
With your lucky stars to guide you from above.
Eşiniz bir rock yıldızı. Umarım, ne kadar şanslı olduğunuzun farkındasınızdır.
Your husband is a freaking rock star, but I'm sure you know how lucky you are.
Ve ben de en şanslı kızıyım.
And I'm the luckiest girl ever.
Tüm köy, cesur ve güçlü Çuvava tarafından korunduğu için şanslılardı, çünkü o gün, acımasız bir yılan kolay bir av peşindeydi.
But the whole village would be watched over by the brave and mighty Chihuahua which is lucky, because on this day a vicious snake was looking for an easy victim.
Biz de bir parçasıyız şanslı bir parçasıyız, çünkü bildiğimiz kadarıyla üzerinde yaşama imkân veren bir tek Dünya var.
And we're a part of it, a lucky part of it,'cause as far as we know, only Earth came together in a way that enabled life to exist.
Kurbanımızın dün geceki yeri konusunda şanslı mıyız?
Any luck on where our victim was last night?
Şanslıyız ki, Leslie Mobil her araziye uygun bir araç.
Fortunately, the Leslie-mobile is an all-terrain vehicle.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]