English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ B ] / Bir bayan

Bir bayan traduction Espagnol

18,612 traduction parallèle
Hangi koşul altında olursa olsun ikinci bir Bayan Grant olamaz.
No podrá haber una segunda Señora Grant bajo ninguna circunstancia.
Bu öğleden sonra, havaalanında Molly Pace isimli genç bir bayanı tutukladık.
Esta tarde, arrestamos a esta joven llamada Molly Pace en el aeropuerto.
Senin boynundaki kıllar yaşlı bir bayanın salyasıyla kaplı değil.
Los pelos de tu cuello no están cubiertos con baba de anciana.
Bir bayanın elinde yanık izi olmamalı.
Las manos de las chicas no deberían tener quemaduras.
Bir kıza yanlışlıkla postaladığım bir mektup için bana yardım edecek başka bir bayan vardı.
Había otra mujer aquí que iba a ayudarme a encontrar una carta que envié accidentalmente a una chica.
Güzel bir bayanı gönderirler ki, satıcılar bütün mücevherleri göstersinler.
Manda a una dama bien vestida, el personal les mostrará todo lo que tienen.
Uzun zamandır duşta olan bir bayan var sadece.
Ah, única mujer aquí Ha estado en la ducha mucho tiempo.
Eğer siz de isterseniz, burada bir eleman açığımız var Bayan Crain.
Hay una vacante aquí si la desea, Srta. Crain.
Burası silahlı askerlerin devriye gezdiği bir devlet binası Bayan Crain.
Este es un edificio gubernamental, Srta. Crain, patrullado por soldados armados.
Bay ve Bayan Clark Los Angeles Emniyeti olarak FBI dosyasındaki diş kayıtlarına göre teşhis ettiğimiz bir cesedin oğlunuza ait olduğunu ve başına aldığı bir silah yarası sonucu öldüğünü üzülerek bildiriyoruz.
Sres. Clark, la policía lamenta decirles que identificamos unos restos que, según los registros dentales en el archivo del FBI, pertenecen a su hijo y que, aparentemente, murió de un tiro en la cabeza.
Fakat renkli bir kadın. Bayan Pope gibi biri bu üstü kapalı söylemleri duyunca sözü nereye çektiğinizi anlıyor.
Pero cuando mujeres de color, como la Srta. Pope, escuchan ese tipo de lenguaje codificado, saben exactamente qué estáis haciendo.
Bayan Pace verdiği ifadede, müvekkilinizin geçen gece yasadışı bir poker oyununa katıldığını iddia ediyor.
La Srta. Pace declaró que su cliente jugó una partida de póker ilegal anoche.
Bayan Lowe, bir dakikanız var mı?
La señora Lowe, un momento?
- Bayan Lowe, bu çok önemli bir soru.
La señora Lowe, esta es una pregunta muy importante.
Bayan Palmer, kocanızı polise ihbar etmemenizin bir sebebi var mı? - Ve neden bir sığınma evine gitmediniz?
Sra. Palmer, ¿ hay alguna razón por la que no denunció a su marido a la policía y se fue a un refugio?
Bayan Al Fayeed'in şehirde bir görüşmesi varmış.
La Sra. Al Fayeed... tenía una reunión en la ciudad.
Bayan Al Fayeed'le yapacağı bir görüşme varmış.
Algo sobre una cita con la Sra. Al Fayeed.
Bir de şu şeker kutusu var. Bayan Hewett çalıntı elmasları sana bu kutuda verdiğini söylüyor.
Y esta caja de chocolates, en la cual la Srta. Hewett afirma haberte dado diamantes robados.
Bayan Crawford, kızınız için şu an Paris'te bir insan avı başlatılmış durumda.
Sra. Crawford, hay una cacería organizada en París por su hija.
Şunu söylemeliyim ki, Bayan Corinth zorlu vatandaşlık başvurularını daha katlanılabilir bir hâle getirdi.
Debo decir, que hizo que la navegación por... el salobre y picado mar de la ciudadanía... fuera una tarea mucho más llevadera.
- Bayan Corinth ne güzel bir sürpriz.
Srta. Corinth, qué agradable sorpresa.
Bunun farkındayım ama Bayan Corinth ile romantik bir ilişkimiz yok.
Sí, soy perfectamente consciente de ello. La Srta. Corinth y yo no estamos enredados románticamente.
Müvekkilinizin, herkesin içinde bir kriz geçirdikten sonra sizin ona ulaşıp Bayan Litt'in keklerinden yedikten sonra bu hale geldiğini iddia etmesini söylediğinizi kabul etmesi için veriyoruz.
Son para que tu cliente admita que te acercaste a él tras haber tenido un episodio público y luego le indicaste que dijese que había sido cinco minutos después de comer una de nuestras magdalenas.
Ama üstlerinde bir etki bırakmak istersen Bay ve Bayan Cooper diyebilirsin.
Pero si de verdad quieres impresionarles les puedas llamar señor y señora Cooper.
Evet, bayan. Ama bir zamanlar vardı.
Pues él solía tener uno.
Size bir soru sordum, Bayan Shelley.
Le he hecho una pregunta, Sra. Shelley.
- Durun biraz, bir dakika. Bayan?
- Espere, espere un segundo. ¿ Señorita?
Beni gücendirecek bir şey yapmadınız Bayan Crain.
No ha hecho nada para ofenderme, Srta. Crain.
Sizin için bir görevlendirmem var Bayan Crain.
Tengo una tarea para usted, Srta. Crain.
Bu arada Bayan Smoak, pokerde dış floş diye bir şey yok.
Y, Srta. Smoak, no existe el color externo en el póker.
Bayan Fayad seni tek bir iş için tuttu.
A pesar de mis objeciones y solo porque mis socios están ansiosos por pasar a la fase tres. La señora Fayad te contrató para un trabajo.
Bayan Fayad, HIVE'ın birçok üyesi beni bir şarlatan olarak görür.
Señora Fayad, muchos miembros de HIVE me consideran un charlatán.
Bayan Smoak, Palmer Tech'e bu şehri daha iyi bir hale sokabilmek için geldim.
Srta. Smoak... Vine a Palmer Tech para ayudar a hacer de esta ciudad un lugar mejor.
Bayan Griffin, "DEHB" için Stewie'ye reçeteli bir ilaç yazacağım.
La señora Griffin, voy a escribir Stewie una receta para los medicamentos para el TDAH.
İlk kıymalı turta yiyişimi hatırlıyorum da komşumuz Bayan Morrin bir öğle sonrası getirmişti.
Recuerdo la primera vez que tuve pastel de carne. Nuestra vecina, la señora Morrin, introducido a mí una tarde. ¡ Oh Dios!
Bayan Wheeler, 15 dakikalık bir yürüyüşe çıkıp bunu düşünebilirsin.
Sra. Wheeler... ¿ por qué no te das un paseo de 15 minutos... y piensas en esto?
Bu andan itibaren Bayan Forbes bir tutsak değil.
Desde este momento, la Srta. Forbes ya no es prisionera.
İçeri girip Bayan Bıçaklayıcıyı halledip Caroline'ı almam için yeterli bir süre.
Justo el tiempo necesario para entrar, terminar con la Srta. Malhumor, y coger a Caroline.
Sonra bayanı balkona çıkar ve ona limandaki herhangi bir tekneyi işaret edip senin olduğunu söyle.
llévala a un balcón, señala cualquier bote en el puerto, y dile que es tuyo.
Bir şeyler içmek ister misiniz, Bayan Drummond?
¿ Le gustaría tomar algo, Srta. Drummond?
Üçüncü eski Bayan Rossi ile Las Vegas'ta bir kilisede evlendim.
Me casé con la tercera ex-señora Rossi en una capilla de Las Vegas.
Kendine güvenin bir sorunu vardır, Bayan Swan kavga başlatırken çok iyidir ama kavgayı bitirirken hiç iyi değildir.
Aquí está la cosa de la confianza, señorita Swan. Es genial para empezar una pelea, no tan buena acabando una.
Ah, sanırım, Bayan Sinclair ile de bir tezgah düzenlemiş olurdum... Eğer Harvard'a girebilmiş olsaydı.
Supongo que también estaría confabulada con la Sra. Sinclair, si ella hubiera conseguido entrar en Harvard.
Bayan Keating, Bay Lahey ile ilk kez, bir dava sırasında tanıştığınız doğru mu?
Sra. Keating, ¿ es verdad que conoció al Sr. Lahey en uno de sus casos?
Bayan Keating, Bay Lahey ve eşinin arasında, öldüğü gece olan şidettli bir kavganın yaşandığını, kabul ediyor musunuz? Tam da sizin öfkeli tartışmanızdan sonraki gece? Ama yine de onun cinayeti ile hiçbir ilginiz olmadığını söylüyorsunuz.
Señora Keating, admite un altercado violento entre el señor Lahey y su marido en la noche en que fue asesinado, esto después de haber tenido con él una discusión acalorada esa noche, y todavía afirma que no ha tenido absolutamente nada que ver
Kendinizi iyi bir yalancı olarak tanımlar mısınız Bayan Keating?
¿ Se considera una buena mentirosa, señora Keating?
Ve zamanımızın çoğu, Bayan Keating'in... suçlamalarında harcandı ve,... daha önemli bir rol oynadı.
Y encima se ha gastado mucho tiempo enfocado en los pecadillos de la Sra. Keating ya que ella jugó un rol más substancial.
- İyi. Bayan Cole zor bir gece geçirdiniz.
Bueno, Srta. Cole... ha tenido una dura noche.
Bayan Pearson, her pazar gelecek hafta için kıyafetlerimi düzenlerim ve yarın için o kıyafetlerden birini giymek gibi bir niyetim yok.
Srta. Pearson, todos los domingos arreglo mis atuendos para la semana, y no tengo ninguna intención de no usar ninguno de esas bellezas mañana.
Bayan, bir dersin ortasındayız şu an.
Señorita, estamos en medio de una clase.
Bayan Griggs Max'in o düğünde ne işi olduğuna dair bir fikriniz var mı?
Sra. Griggs, tiene alguna idea de que hacía Max en la boda?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]